Hayatımıza onlarca insan girmiş olabilir, içlerinde türlü türlü insanlar tanımışızdır elbette.
İyi olanıda vardı, kalbi kirli olanıda vardı.
Bazı insanların hayatımıza girişininse, hayatımızı en baştan sarmışta olabilir, hayatımızı yeşertmişte olabilir, hayatımızı yerle bir etmişte olabilir...
Bu tabiki giren kişinin, kişiliğine bağlı. Eğer kişiliğinde iyilik varsa ondan hayatımızı mahfetmesini bekleyemeyiz, tabiki zamanında beklenmedik yerlerden türlü türlü darbelere mağruz kalmış olsakta, yinede tekrar güven tazelliyoruz kendimize.
Güvencimizi, hevesimizi kan revanla kustursalarda, tekrar güvenmeye çalışıyoruz.
En yenisinden, hiç pişman olmayacak gibi.
Kirletilmeye çalışılıyoruz bir bakıma, temiz kalbimizi kirli düşünceleriyle, sapıtmış insanlıktan reva kalmamış bir halle, bozguna uğratmaya çalışıyorlar.
Biz en temizinden, en güçlüsünden ve tabiki de en saf halimizle kirli oyunlardan kaçınıyoruz.
Kirli insanlarla dolu bu dünyada, temiz insanlar olarak kalmaya çalışıyoruz.
Kirli oyunlardan uzakta, kirli insanlardan uzakta ve kirli bir dünyadan uzakta bir yerde.
Bizde kirletebilecekleri sadece bir kaç şey var, üstümüzdeki elbiseler, bedenimizin teni ve yaşadığımız dünyada dünya güzellikleriyle gözümü kirletirler ama hiç bir zaman bizim o tertemiz kalbimize ulaşamazlar, ulaşmaya çalışsalar da yollar hep kapalı olacak.
Çünkü onların kalpleriydi kirli olan, bizimse kirli kaplere söyleyeceğimiz tek sözse şu;
"Kirli kaplere, temiz bir sevgi ağır gelir."
Ne kadar kirletilmeye çalışılsada, en temizinden her zaman, nasıl temizse öyle kalıcak.
Bizim kalbimiz ne kirli oyunlara düşecek kadar aptal, nede kirli kalplere kanacak kadar saf.
Tabiki de saf bir kalbimiz var evet ama tabi bu saflığı kirli bir kalbe kanacak bir saflıkta değil.
Safsaki eğer kalbimiz, karşındaki kişiye saftır.
Sevmeye saftır, ne kadar kırılsada affetmeye meğili olmaya saftır, temiz olmaya karşı saftır.
Kirli bir dünyada, temiz bir kalbi taşıyor bu bedenimiz...