Sen çok güçlü bir insansın. Onlarca derdin, sıkıntının, telaşın ve sorunun üstesinden gelebiliyorsun. Kafana ne koyduysanda hepsini yaptın ama sen "Sadece içinde ki duygulara yendik kaldın.."
Etrafın da koskoca sorunlar var zaten.
Zaman geçireceğin onlarca telaşa sahipsin, üzülmeye değer pek çok şey hayatında da var zaten. Kendi içinde kurdun hapsine de kendini neden tutsak etmeye devam ediyorsun..?
Neden daha güneşten kendini uzaklaşıyorsun, nefes almak mı zor gelmeye başladı?
Yoksa her içine çektin her nefesin için de farklı duygularla mı savaşıyorsun?
Savaşmayı, mücadele etmeyi, kazanamayacağını bildin savaşta kaybetmeyi seven birisin de.
Mağlup olmak sana kötü de gelmiyor. Tamamen bir zevke dönüştürmüşsün kendince, kendine.
Yüzünde açacak onlarca çiçek varken, kendi bahçende solmuş olan o çiçeğinden neden vazgeçmiyorsun?
Sende biliyorsun, solmuş bir çiçek öldüdür.
Sende bunu çok iyi biliyorsun. "Ölüler bir daha hayatta olmayacak, ölmüş bir çiçeğe akan damla gözyaşlarını daha fazla akıtma..."
Sende biliyorsun, bir hayvana güldün de yanına gelebilir, bir kedi mesela sevdirir kendini, bir yavru köpek mesela hemen yanaşır sevdirir kendini.
Hani ama ölen bir çiçek kendini sana sevdirmez. "Çünkü sevdiğin çiçek artık o bahçen de yer almıyor, farklı bir bahçe de tohumlarından yeniden filizleniyor. Yeni bir yaşama yeniden başlıyor."
Kendine yeniden ölülerin aynı toprakta yaşam bulamayacağına inandırıp, yeni açacak çiçeklere suyunu vermen gerek.
Açan her çiçeği gülen yüzündeki bahçene filizlendirmen gerek. Kendi bahçende yeni filizlenmiş çiçeklerinle, yeni ve daha pek çok nefesleri solman gerek.