BÖLÜM - 87

18 1 2
                                    

Kendi şehrinde mutlu ol.
Umarım beraber yürüdüğümüz. Beraber ayak bastığımız yerlerden geçerken, aklının bir köşesinde her zaman hatıralar canlanır. Belki o acımadın insanı düşünür de, hatıralar üstüne yükler pişmanlıkları.
Değer mi peki?
Onca yolu yürüdün, onca zamanı bir sürü anıyı bıraktın insanı, yarı yolda yaralı bırakmaya değer mi kırgınlıklar?
Ben çok saf düşünceleri besledim hep sana, onca olasılık vardı.
Benim farklı yerde olma olasılığım.
Senin farklı yerde olma olasılığın.
Onca olasılık içinde ben tek bir olasılığın varlığıyla yanında oldum.
Tekrar söylüyorum!
Çok saf kalbim var, sana kötü söz konduramıyorum.
Sen belki onlarca kötü sözü hak ediyor olduğun düşüncesinde olan yüzlerce kişiye karşı.
Ben kendi saf niyetimi tuttum ön planda.
Konduramadım hiç bir kötü sözü sana, ben sana konduramadım hiç bir kötü sözü.
Ben seni o ilk tanıdım halinle hep hatırlayacağım.
Seni tanıdım o ilk halimde gözleri mutluluk yaşlarıyla dolu çocuk ruhlu bir adam vardı.
Fakat son haline kendimi alıştıramadım.
Gözlerinde yaş var fakat bu yaşlar artık mutluluk veren göz yaşları değil...
İçinde kırık bir kalbi, kırık yarım kalmış bir dizi hayalleri barındıran bir adam kaldı.
Senle umut dolu, hayatta inancı olan bir insanı çok kırdın.
Artık hayatta karşı da pek umut beslemek istemeyen bir insan kaldı geri de.
Kendince kurduğu hayaller,  bir cam kavanoz misali. Düştü, masanın kenarından.
Parçalara onlarca parçaya ayrıldı.
Ne bir tutacak bir yeri kaldı. Ne de eski kavanozun yeniden aynı haline dönme ihtimali kaldı...
Öylece kırık parçalar halinde kaldı.

SENDE KALDI BİR YANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin