Antrenman biteli uzun zaman olmuştu. Herkes başka şeylerle ilgileniyordu. Ben bilgi araştırması veya büyü öğrenimi yapacağımızı düşünürken hepimiz boş boş oturuyordur. Aslında hepimiz sayılmazdı. Alaz ve abim evlerine gidip birkaç eşya alacaklarını söylemişlerdi. Annem ve selina mutfakta birlikte kahve içiyorlardı beni de çağırmışlardı ama ilk defa canım kahve çekmemişti. Evan bahçede dövüş çalışmaya devam ederken nicolas hoca ise kitap okuyordu. Ben ise salondaki koltukta oturmuş yine düşüncelere dalmıştım. İki gündür yaptığımız antrenmanları düşünüyordum. Özellikle bugünkü antrenmanda dövüş konusunda ne kadar paslanmadığımızı öğrenmiş olduk. Ben gerçekten hareketleri yanlış yapacağımı düşünürken harika bir iş çıkarmıştık. Tabi her zaman kendimizi geliştirmeliydik. Ve şimdi de öyle yapacaktık. Bunları düşünürken arkamdan ayak sesleri gelmeye başlamıştı. Arkama kafamı çevirdiğimde selinanın bana doğru elinde bir bardakla geldiğini gördüm. Sanırım kahve istemediğimi söylemem pek bir işe yaramamıştı.
Selina:
-kahveyi sevdiğini biliyorum ama neden istemediğini anlamadım. Al bakalım şekersiz seni kendine getirir.
melina:
-gerçekten canım istemiyordu selina ama uğraşıp getirdiğin için içeceğim.
Selina:
-ben mutfağa geçiyorum. Bir şey olursa çağır mel.
Melina:
-olur seli tekrardan teşekkürler, kahve için...
Selinanın getirdiği kahveyi yudumlamaya başlarken canım istemese de buna ihtiyacım olduğunu fark etmiştim. Aradan gecen 10 dakikadan sonra hafiften uykum gelmeye başlamıştı. Kahve uyku açardı ama şu an uykumu getiriyordu. Yavaşça bardağı alıp mutfağa doğru ilerledim.
melina:
-kızlar, çok yorgunum ve uykum geldi ben biraz uyuyacağım alaz ve abim geldiğinde beni uyandırın olur mu?
Amaris:
-tabii ki kızım dinlenmene bak.
selina:
-sen dinlen mel buralar bizde.
Yavaşça bardağı masaya bırakıp odama doğru ilerlemeye başlamıştım. Odanın önüne geldiğimde hızlıca kapıyı açıp hemen yatağa koştum. Ve kendimi derin bir uykuya bıraktım.
Selinadan:
Melinanın uykusunun gelmesi asla ve asla tesadüf değildi tabii ki. Bugün melinanın doğum günüydü. 3 mart. Ama sanırım bu melinanın tamamen aklından çıkmıştı. Hiçbirimiz savaş gününün gelmesini istemediğimizden takvime bakmıyorduk. Amaris de kızının doğduğu günü adı gibi hatırlıyordu. Bu yüzden bunu birbirimize çaktırmadan söylemeye çalışırken gülme krizine girmiştik. Arından diğerlerine haber verdik ve bu sayede sürprizimizi organize etmeye başladık. Bugünkü antrenmanları o yüzden iptal etmiştik. Alazla yamaç da süs malzemeleri almaya gitmişlerdi. Melina ayaktayken evde adım atamayacağımızı bildiğimden kahvesine uyku tozu karıştırmam da cabasıydı tabi. Her şey tıkırında ilerliyordu. Amaris, melina yukarı çıktıktan sonra hemen pasta yapmaya başlamıştı. bende ona yardım ediyordum. Tam kremayı elime aldığım sırada kapı çalmıştı. Sanırım gelen alaz ve yamaçtı.
Selina:
-hoşgeldiniz. Bulabildiğiniz mi?
Yamaç:
-evet balonlar ve baş harfi balonu. iyi ki doğdun yazılı süsler, doğum günü kızı yazılı taç ve bir sürü ıvır zıvır sevgilim.
selina:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Krallığı Ve Son Koruyucular
Viễn tưởngiki koruyucu, yok olan bir krallık, saklanan gerçekler ve ortaya çıkması bir çok acıya sebep olacak sırlar... ateş krallığının yıkılmasından sonra ateş koruyuculardan kimsenin kalmadığına inananlar ve gerçeklerin zıtlığı... gizli bir görevle başlaya...