Sabah gözlerimi açtığımda yanımda alazla olmak henüz alışmış olduğum bir duygu olmasa da sanki yıllardır o varmış gibi huzurluydum. Onu da uyandırdıktan sonra beraber kahvaltıya inmiştik. Annem çoktan kahvaltısını etmişti ve odasına çıkmaya hazırlanıyordu. Ama bizim onunla konuşacaklarımız vardı.
melina:
-anne odana mı gidiyorsun?
Amaris:
-evet melina bir sorun mu var?
alaz:
-aslında anne senle konuşmamız gereken bir şey var...
Amaris:
-peki oturun o zaman anlatın bakalım.
Yavaşça masaya geçmiştik. Annem bir sorun olduğunu sezmiş meraklı gözlerle bize bakıyordu. Uzun zamandır anneme kar perisinden bahsedip bahsetmemek konusunda kararsız kalmıştık ama belki bir yardımı dokunur diye sormaya karar vermiştik.
Melina:
-kar perisi hakkında ne düşünüyorsun?
Annemin gözleri aniden kocaman olmuştu. Bu kadar şaşırmasının altında bir neden yatabileceğini düşünmüştüm. Ama hala bir cevap vermiyor öylece bana bakıyordu.
alaz:
-amaris anne?
Annem sakince gözleriyle yere baktı ardından derin bir nefes aldı.
amaris:
-bu soruyu neden soruyorsunuz? Fazla mı efsane kitabı okudunuz? Kral ve kraliçelik görevlerinizin daha ilk gününde yine kafanızı bulandıracak şeylerle meşgul olmaya mı karar verdiniz? Ben size koskoca bir krallığı emanet ettim ve sizin ilk günden sorduğunuz şeye bakın. Efsaneler fazla inanmaya gelmeyen şeylerdir çocuklar... efsanevi bir varlık ve daha önceden bu evrende olmamış biri hakkında konuşmaya gerek yok, izninizle odama geçiyorum sizde lütfen saray işleri ile ilgilenin. Ateş krallığı hala tam anlamıyla toplarlanmış değil. Hoşçakalın...
Annemin tepkisi bizi gerçekten şaşırtmıştı. Neden bu kadar tepki verdiğini anlayamamıştım. Ama kesin bir şeyler biliyordu ve bunun açığa çıkmaması için uğraşıyordu.
Melina:
-sence ne biliyor?
alaz:
-bilmiyorum ateş perisi, ama sandığımızdan büyük bir şey olabilir.
Sessizliğimle cevap dahi verememiştim. Kahvaltıdan sonra daha evliliğimizin ilk günlerinde olduğumuzdan çok fazla işle kafayı yormuyorduk. Birkaç işi hallettikten sonra abimle selinayı aramaya karar verdik görüntü ekrana yansıdığında hemen konuyu açmıştım bile.
Melina:
-abi selam, bugün bir şeyler oldu..
Alaz:
-evet ve bilmeniz gerekli, yani bugün buluşmalıyız aynı zamanda dünyaya gitmeliyiz.
yamaç:
-bir sorun yoktur umarım..
Selina:
-evet bizi endişelendirdiniz.
Melina:
-sadece haber vermek istedik abi, eğer bir işiniz yoksa alazla su krallığına gelmek isityoruz.
Yamaç:
-gelin güzelim, ve biraz hızlı olun çünkü merak ettim.
Abimin demesi üzerine ekranı kapamıştım. Alazla hemen hazırlanarak saraydan çıktık. Yoldan geçerken halkı selamlamayı da ihmal etmeyerek hızlı bir şekilde su krallığına gittik. Su sarayından içeri girdiğimizde abimle selinanın ortak salonda bizi beklediği söylendi. Hemen yanlarına gittik. Abim kapıdan girdiğim anda bana sarılmıştı.
yamaç:
-iyisin değil mi melina? Bir sorun yok güzelim değil mi?
Melina:
-iyiyim abi oturalım.
Hep beraber oturmuştuk onlara anneme söylediğimiz şeyi ve annemin dediklerini aynen aktarmıştım abim buna oldukça şaşırmış gözüküyordu ama selinada pek bir değişiklik olmamıştı.
Yamaç:
-bizden ne saklıyor?
melina:
-bilmiyorum acaba elura biliyor mudur?
alaz:
-bence biliyor olsa bize anlatırdı.
Melina:
-selina sen neden bir şey demiyorsun?
Selina:
-çünkü şaşırmadım melina.. annen evanın yakın arkadaşı ve evanın sırrını bilmesi kadar doğal bir şey yok. Eğer elura amaris hakkında bir şey bilmiyorsa amarisin bildiği şey evanın kızıyla alakalı olabilir.
Selinanın dediği oldukça mantıklı gelmişti. Sanırım yine de elura ile görüşmeliydik zaten şu ejderha meselesini soracaktık.
alaz:
-sanırım bugün elurayı ziyaret etmeliyiz.
Melina:
-kesinlikle katılıyorum hatta hemen simdi gidelim.
Abim ve selinada bizi onayladıktan sonra hızlıca portalı açıp dünyadaki ormanlara geçmiştik bile. Hiçbir şeyi ertelemeden hemen yapmak istiyorduk çünkü artık bir şeylerle uğraşmaktan hepimiz çok yorulmuştuk.
Yamaç:
-eluranın geçen sefer elinde bir kutu vardı hatırladınız mı?
Selina:
-evet ama açmadı sadece öylesine tuttu.
Melina:
-siz deyince hatırladım, gerçekten de yanımıza bir kutu getirdi ama onu açmadı.
Alaz:
-gidince kutuyu da sorsak iyi olur.
Alaz bunu dediğinde zaten çok yaklaşmıştık. Evin bulunduğu alana gelmek üzereydik. Sessiz bir biçimde biraz daha yürüdük ve boşluk olan alana geldik. Hepimiz birlikte illüzyonu bozarak kendimiz için eluranın evini görünür hale getirmiştik. O da bunu fark etmiş olacak ki kapıya çıkmıştı. Her zamanki gibi gülümsüyordu ve bizi gördüğüne sevinmişti.
Elura:
-hoşgeldiniz, bende sizi bekliyordum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
yeni bölümm...
iyi okumalar<3
-melina..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Krallığı Ve Son Koruyucular
Fantasyiki koruyucu, yok olan bir krallık, saklanan gerçekler ve ortaya çıkması bir çok acıya sebep olacak sırlar... ateş krallığının yıkılmasından sonra ateş koruyuculardan kimsenin kalmadığına inananlar ve gerçeklerin zıtlığı... gizli bir görevle başlaya...