Saat aksam dokuza yaklaşırken hepimiz tedirgin olmaya başlamıştık. Selina oldukça korkuyordu ve bunu her davranışından belli ediyordu. Selinayı daha önce hiç böyle görmemiştim. O benim her zaman sakinleşmemi sağlayan soğukkanlı duruşuyla duygularını pek yansıtmayan biriydi. Bu zamana dek her yıkıldığımızda bizi toplayan oydu ama şu an o yıkılmıştı . Ama bizim elimizden bir şey gelmiyordu. Ailesi söz konusu olduğunda selinanın neler yapabileceğini biliyordum. Bizim için bile kendini ortaya atan bu kız, kendi öz ailesi için neler neler yapmazdı. Yavaşça yanına yaklaşarak selinaya sarıldım. Bana sarıldığında ağladığına emindim. Hafif bir hıçkırık boğazına düğümlenmişti. Kollarımı çektiğimde gülümseyerek yüzüne bakmakla yetindim. O da bana gülümsedi. Derken vakit gelmişti. Krallığımızın bahçesinde sesler oldukça yülkselmiş halk merakla yapacağımız açıklamayı bekliyordu. Sanırım artık çıkmamız gerekiyordu.
Balkona doğru yavaşça önden ben ve yanımda alaz çıktık. Birkaç alkış ve ıslıktan sonra herkes sessizleşmişti. Yavaşça mikrofonu elime aldım ve yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirdim. Zordu ama sakince açıklayabilirdim. Kendime inanıyordum.
Melina:
-öncelikle hoşgeldiniz, geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyoruz.
Ufak bir fısıldaşmadan sonra alaz da mikrofonu alıp teşekkür etmişti. Mikrofon yeniden bana geçtiğinde fazla uzatmamam gerektiğini düşünmeye başladım.
Melina:
-bugün burda size oldukça zor bir açıklama yapmak için bulunuyorum. Belki de bu açıklamadan sonra beni artık kraliçeniz olarak görmeyeceksiniz ve bir isyan başlatacaksınız. Belki de bizden nefret edeceksiniz. Ama ben bu açıklamayı tamamıyla iyi bir niyetle yapıyorum ve şu an sizden tek istediğim beni sessiz ve sakince sözüm bitene dek dinlemeniz.
Derin bir nefes alarak kendime geldikten sonra yavaşça gözlerimi insanların yüzüne çevirmiştim. Herkesin yüzünde gergin bir ifade ve meraklı gözler vardı. Yavaşça tekrardan gülümsedim. Konuşmaya başlamadan önce yavaşça kafamdaki tacı çıkartıp balkonun kenarına bıraktım. Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Bu bir kraliçeden beklenecek son hareketti. Bunu yapacağımdan kimsenin haberi olmadığı için alaz ve arkamdaki herkes de şaşırmıştı.
Melina:
-şaşkınlığınızı anlıyorum ama bugün burda sizinle kraliçeniz olarak değil de sizden biri olarak konuşmak istiyorum. Size bir hikayeden bahsedeceğim. Yıllar önce bir efsane kitabında okuduğum bir masal bu. Şöyle başlıyordu, yıllar önce küçük bir kız ailesi ile ateş krallığında mutlu bir hayat sürermiş ama bu kızın herkesten sakladığı tuhaf bir özelliği varmış. Elementinin gücü. Diğer perilere ve uzmanlara kesinlikle benzemiyormuş. Evren üzerine olmayan yeni bir elemente sahipmiş. Annesi ve babası onu bu haliyle çok seviyormuş ama küçük kız farklılıkları yüzünden arkadaşları tarafından zaman zaman dışlanıyor hatta bazı perilerle konuşmaktan çekiniyormuş. Zaman içinde büyümüş ve birine aşık olmuş. Aşık olduğu kişinin ona aşık olmayacağını düşünmüş ama şans ki uzman da ona aşık olmuş. O sıralarda ailesi hariç onu farklılıklarıyla kabul eden tek kişiymiş. Zaman içerisinde perinin varlığı evren genelinde duyulmuş ve bir grup peri onu öldürmeye ya da hapsetmeye çalışmışlar. Çünkü onun lanetli olduğuna ve hepsini yok edeceğine inanmışlar. Ama perinin tek yapmak istediği sevdiği adamla güzel bir gelecek kurmakmış. Tabii o kadar perinin ve uzmanın hatta devletin baskısına dayanamayıp kaçmış. Dünyaya taşınmış ve ortadan yıllarca kaybolmuş.
Herkes neyden bahsettiğimi anlamıştı. Birkaç kişi suçlu gözlerle bakarken birkaç kişi endişeliydi ve tepkisiz olanlar da vardı.
Melina:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Krallığı Ve Son Koruyucular
Fantasiaiki koruyucu, yok olan bir krallık, saklanan gerçekler ve ortaya çıkması bir çok acıya sebep olacak sırlar... ateş krallığının yıkılmasından sonra ateş koruyuculardan kimsenin kalmadığına inananlar ve gerçeklerin zıtlığı... gizli bir görevle başlaya...