Bölüm 52: Bekleyiş

175 18 0
                                    


5 ay sonra...

Melinadan:

Sabahın ilk ışıklarını bu sefer yatağımda değil odamdaki koltukta karşıladım. Sessizce camdan dışarı baktım. Gün doğuyordu. Bir gün daha yaklaşıyordu her şey. Doğum günümün üstünden beş ay gecmişti. Savaşa ne kadar kaldığından emin değildik. Belki bir ay belki bir hafta belki de yarın... hazırlıklara devam edip her gün tetikte kalmaya çalışıyorduk. Tabii ki siz bu beş ay içerisinde ne olduğunu soracaksınız. Kısaca anlatayım size de.

Doğum günümden sonra her şey olması gerektiği gibi devam etti. Çalışmalarımıza, büyülerimize kaldığımız yerden devam ettik ve inanır mısınız hepimiz çok şey öğrendik. Evan ve nicolas hoca birkaç kez peri evrenine gitti. Onun haricinde annem de bir kez gitti. Krallıktan alacağı eşyalar olduğu için. Bir hafta önce selina yamaçla beraber doğa krallığına gitti. Evet tahmin etttiğiniz şey için Earth'ü görmeye... alaz ve ben ise dünyadan hiç ayrılmadık. Ne peri evrenine geri döndük ne de başka bir yere. Alazla arada bir taşlarımız bana gösterdiği zamandaki gibi parlıyordu. Biri bize hala sinyal göndermeye çalışıyor muydu bunu çözememiştik. Ama ertelemeye karar verdik. Çünkü başımızda daha büyük dertler vardı. Alayla... tabi ki büyük dert alayla'ydı. Alayla bu süre zarfında iki kez dünyaya gelmişti. İkisinde de bizden şüphelenmediğine emindik. Bir şekilde onu atlatmayı başarmıştık. Ama artık savaşın da yaklaşmasıyla gerçekleri yakında öğreneceğini ve karşı taraf olacağını da biliyorduk. Annem bazen kardeşinin bu haline üzülüyordu. Her ne kadar ona kötülük etmiş olsa da o onun kardeşiydi. Ve bir kardeş ne demekti iyi bilirdim. Abim sanki benim bir parçam gibiydi. Onu kaybetmeyi asla ve asla göze alamazdım. Doğum günümden bu yana bana verdiği bilekliği hiç çıkarmamıştım. Alazın kolyesini de... aynı ona söz verdiğim gibi çıkarmayacaktım da.. konu alazla bana geldi evet. Biz alazla hala bir ilerleme katedemedik tabi. Birbirimize olan aşkımızdan eminiz. Hatta bazen birbirimize öyle sözler söylüyoruz ki selina ile yamaçtan farkımız olmuyor. Ama yine de henüz bir açılma söz konusu değil. Ve sanırım bu ancak kehanet bozulursa olabilir. İlişki konularına girmişken abimle selinada var tabi. Bu zamana kadar çekişmeleri haricinde hiç ciddi bir şekilde tartışmadılar. Onların birbirlerini tamamladıklarına şahidim. Savaştan sonra da belki evlenirler. Ama dediğim gibi önümüzde büyük bir savaş var. Hazırız ama değiliz de... ve bu savaş bitmeden kimse gerçek mutluluğuna huzuruna ve yapması gerekenlere erişemeyecek.

Aklımdan geçirdiğim bu düşünceler kapının sesiyle aniden kesildi. Annem gelmişti. Sanırım beni uyandırmaya gelmişti ama uzun zamandır geceleri gözüme tek uyku tanesi bile girmiyordu.

Amaris:

-melina.. kızım.. uyanmışsın..

Melina:

-uyumadım ki anne.

amaris:

-yapma böyle melina. Önümüzdeki engelleri aşabilmek için güçlü olmalıyız. Ve bunun için uyumalısın.

Melina:

-düşünmekten uyuyamıyorum. Savaş yaklaştı değil mi?

Amaris:

-peri evreninde çeşitli doğa olayları görülmeye başlanmış melina. Ne zaman doğa olayları olsa bu kötü bir haber demektir.

Melina:

-yani çok yakın.

Amaris:

-endişelenme melina bu savaşı başaracağız.

Melina:

-başaracağımızı biliyorum anne. O savaşı kazanacağız ama...ama kehanet...

Amaris:

-her şeyin yolu bulunacak sen buna inan..

Melina:

-teşekkür ederim anne.. her zaman yanımda olduğun için...

Anneme sarılmıştım. Bu günlerde bana hep böyle konuşmalar yapıp iyi geliyordu. Ardından yavaşça elimde tuttu ve beni aşağı indirdi. Ağustos ayının başında olduğumuz için havalar oldukça sıcaktı. Bahçemiz her zaman serin olduğu için herkes yine ordaydı anlaşılan. Bahçeye doğru ilerlediğimizde yanılmadığımı anlamıştım. Herkes bahçede oturmuş kahvaltı ediyordu. Yavaşça boş olan sandelyeye geçip 'günaydın' dedim herkese. Herkes tek ağızdan cevap verdi tabi. Hepimizin yüzünde saklamaya çalıştığı bir endişe yatıyordu bunu fark edince daha da umutsuz oluyordum bazen. Ama geçeceğine emindim. Şu an bu masada oturan herkes çok güçlüydü. Ve güçlerine güç katmıştı. Herkes her şeyi biliyordu neredeyse, kimse yalnız değildi. En başında ben illüzyon ve büyü öğrenmiştim mesela. Selina da illüzyon yapabiliyordu. Yamaç da aynı şekilde. Zor olmuştu ama çok şey başarmıştık kısa zamanda. Yarın savaş varmışcasına da devam edecektik öğrenmeye. Çünkü belki de yarın savaş vardı bilemezdik... şimdi de oturmuş kahvaltıda hepimizin aklından aynı düşünce geçiyordu. Savaş sinyali ne zaman verilecekti..?

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

yeni bölüm yayında...

5 ay sonrasına geçmemin sebebi bu sürede sadece antrenmanlar olacaktı. aynı şeyleri yazıp sıkmak istemedim..

savaş belki de çok yakındır...

iyi okumalar herkese<3

-melina..

Ateş Krallığı Ve Son KoruyucularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin