Bölüm 56: Wilson Ailesi

184 18 0
                                    


Babam başını sallamakla yetinmişti kenarda duran kayayı fark ettiğinde ise oraya doğru ilerleyip üstüne çıktı. Arkamı döndüğümde tüm halkın konuşmadan büyük bir gürültü çıkardığını fark etmiştim.

argon:

-Ateş halkı burayı dinleyin! Kralınız konuşuyor...

Aniden tüm halk sessizleşmiş ortamı büyük bir sessizlik kaplamıştı. Herkes babama doğru dönmüştü ağzından çıkacak kelimeyi beklerken ileride duran iki kişi dikkatimi çekmişti. Hüzünlü gözlerle birlerine sarılmış sanırım ağlıyorlardı. Yavaşça babam konuşmasına başlamadan ona yöneldim.

melina:

-baba..

argon:

-efendim melina.

Melina:

-şunlar kim?

Babam gösterdiğim yöne bakınca önce şaşırsa da sonradan gülümsemişti. Hızlıca kafasını bana çevirdi.

Argon:

-onları buraya çağırır mısın melina?

Melina:

-tabi de ned-

Argon:

-sadece çağır anlayacaksın...

Yavaşça yanlarına ilerlemiştim. Beni fark ettiklerinde birbirlerinden ayrıldılar. Kralın onları çağırdığını söylediğimde beni takip etmeye başladılar. Babamın yanına geldiğimizde babam kayanın üstünden atlayıp yanlarına ilerledi. Çok farklı kişilerdi. Adam uzun boylu kızıl kahve saçlı ve kırmızı gözlüydü. Kadının da kızıl kahve saçları ve kahverengi gözleri vardı. Tenleri buğday rengindeydi.

Argon:

-albert... yok oldun sanmıştım dostum.

Babamın uzmanın adını söylemesinden sonra anlık bir fırtına esmişti beynimde. Kafamı alaza çevirmemle gözleri dolu bir biçimde adamla kadına baktığını fark ettim. Sanırım o da benim düşündüğümü düşünüyordu.

Argon:

-anna sende iyisin...

Albert:

-taşlaşmışken acılarımız hissedemiyorduk argon ama şimdi..

Anna:

-o savaş bizden oğlumuzu aldı argon... ve bunun acısını o gün yaşayamadık. 20 yıl sonra..

Anna daha fazla konuşamayıp ağlamaya başlamıştı. Alaza döndüğümde onun da gözlerinden yaşlar süzüldüğünü fark etmiştim. Yavaşça yanına ilerledim.

Melina:

-alaz iyi misin? Gel hadi tanış onlarla.

alaz:

-onların öldüğünü düşünüyordum melina... buradalar ve onlar da benim öldüğümü düşünüyorlar.

Melina:

-onlara öyle olmadığını gösterelim gel hadi.

Alazın elini tutup babamların yanına ilerlemiştik. Babam bizi gördüğünde sakince gülümsedi. Onun da gözleri dolmuştu. Anna ve Albert bizi gördüğünde önce dikkatlice bana bakmışlardı alaza döndüklerinde ise gözlerini ona kilitlemişledi. Sanırım içlerinden bu delikanlı da kim diye geçiriyorlardı.

argon:

-albert ve anna, söylemem o ki ben o gün melina ve alazı kaçırttım.

Albert:

-nasıl yani?

Anna:

-onlar sarayda değil miydi ?

Argon:

-hayır onları çok güvendiğim birine verdim ve buradan uzaklaştırmasını söyledim. Yani bebeklerimiz güvendeydi ve savaşta onların kılına dahi zarar gelmedi.

O sırada anna aniden gözlerini bize çevirmişti. Alaza donup kalmış bir şekilde bakmaya başlayınca alazın gözündeki yaşlar yağmur misali yere süzülüyordu. Anna anlamıştı. Albert de fark etmişti ama alaza bakacak cesareti henüz bulmamıştı. Ona doğru döndüğünde ise ne kadar çok benzediklerini fark etmiş olacak ki gülümsemişti. Aniden anna koşarak alaza sarıldığında Albert de ona katıldı. Hıçkırık sesleri yükselirken bu mutlu aile tablosu karşısında kendimi abime sarılırken bulmuştum. Bu görüntü gözlerimizin dolmasına sebep olmuştu. Alaz hakkında en çok şey bilen ikimizdik ve onun sonunda ailesine kavuşması bizi mutlu etmişti. 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

epey kısa bir bölümle karşınızdayım...

alazı ailesine kavuşturmam gerektiği için onlar adına özel bir bölüm yazmak istedim.

iyi okumalar dilerim<3

-melina..


Ateş Krallığı Ve Son KoruyucularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin