Bölüm 64: Sonsuz Bağ

147 13 0
                                    


Bir süre sonra geleceğimiz yere varmıştık. Arabadan yavaşça indiğimde sahil tarzı bir yerde olduğumuzu görmüştüm. Etraf oldukça sessizdi ayrıca etrafta tek bir insan dahi yoktu. İleride, denizin kıyısına yakın bir yerde, etrafı beyaz tüllerle süslenmiş koskocaman bir çadırı andıran bir yer vardı. Ortasında güzelce süslenmiş sade ve şık duran bir masa duruyordu. Yavaşça masaya ilerlerken sadece alazla ikimizin olduğunu fark etmiştim. Sanırım selina ile abim farklı bir yere gitmişti. Alaz yavaşça elimden tutup beni masaya doğru götürdü. İkimizde masaya geçtikten sonra konuşmaya başladı.

alaz:

-burayı sevdin mi ateş perisi?

Melina:

-çok güzel.. deniz.. bu masa.. her şey için teşekkürler sevgilim..

alaz:

-sen her şeyin en güzeline layıksın sevgilim...

Alaz elimi tutmuştu. O an kalbimin atışındaki hıza bizzat şahit oluyordum. Gözlerime derin derin bakarak öylesine duruyordu. İkimizde gözlerimize bakıp öylesine yıllarca durabilirdik.

Alaz aniden elini elimden çekerek geriye doğru yaslandı ardından kafasını denize döndürdü ve konuşmaya başladı.

alaz:

-bu sözlerimi gözlerinin içine bakarak etmeden önce sana karşı bugüne kadar herhangi bir hatam olduysa söylemeni istiyorum melina.

Ne dediğini anlayamasam da cevap vermeye çalışmıştım.

Melina:

-bana karşı asla bir hatan olmadı, sen hep en iyiydin, hep...

Alaz kafasını yavaşça bana döndürmüştü yeniden. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. benim gözlerime bakarak cümlelerini söyledi.

alaz:

-bu hayatta yanımda kimse yokken bana yalnızlığımı unutturan kişi oldun ateş perisi, sen her zaman çok iyi, çok güçlü, harika biriydin. Ki emin ol bu güzelliğin gün geçtikçe gözümde büyümekte.

Alaza gülümsemekle yetinmiştim. Bir anda masadan kalkıp elimden tutarak beni ayağa kaldırdı. Şu an karşılıklı duruyor birbirimizin gözlerine büyüleyici bir biçimde bakıyorduk.

alaz:

-sen bana güçlü olmayı öğrettin. Sen bana umutlu olmayı, pes etmemeyi öğrettin. Sen bana aşkı öğrettin ateş perisi. Kalbimin derinliklerindeki yaralı kişiyi gördün ve benim için her zaman savaştın, en iyisini düşündün en iyisini yaptın. Sen benim her zaman yanımda olan bana destek veren tek kişiydin. Benim bir ailem yokken, benim en büyük ailemdin ateş perisi.

Alaz gözlerini kapatıp sakince gülümsemişti. Ben de ona dolu gözlerle öylesine bakıyordum. Kafasını aşağı eğdi. Ellerini ceketinin cebinde bir süre gezdirdikten sonra elinde bir kutuyla tekrardan gözlerime bakmaya başladı. Şaşkınlığımı gizleyememiştim ama gülümsemeden de edememiştim. Bu duygusal an karşısında gözlerimdeki doluluk yerini yaşlara bırakmıştı.

Alaz yavaşça elindeki kutuyu açtı. İçerisinde yüzük kısmı ince olan, üstünde büyük bir lotus çiçeği olan kırmızı alev renginde taşı bulunan yüzüğü görmüştüm. Yavaşça diz çöktüğünde gülümsemem iyice artmıştı.

Alaz:

-Ve şimdi sevgilim, ben seninle gerçek bir aile olmak istiyorum. Bu evrende sonsuza tek yanında kalmak istediğim tek insanla... ateş perisi benimle evlenir misin?

Alazın sözleri karşısında kendimi tutamamış gerçekten ağlamaya başlamıştım. Ama ayrıca bir cevap da vermem gerekiyordu.

Melina:

-evet alaz, evet! Sonsuza dek, evrenin sonuna dek evet! Seninle her şeye evet sevgilim..

Alazın da gözlerindeki yaşlar dökülmeye başlamıştı ama ikimizde gülmeden edemiyorduk. Eli ayağına dolaşmış olmasına rağmen yüzüğü kutudan çıkardı. Parmağıma yavaşça geçirdikten sonra gözlerini gözlerime dikmişti bile. Ağzında şu kelimeler döküldü.

Alaz:

-seni çok seviyorum ateş perisi.

Melina:

-bende seni çok seviyorum sevgilim..

Gözlerime bakmaya devam ederken beklemediğim bir şekilde yaklaşmış aniden dudaklarıyla dudaklarımı birleştirmişti. O anın verdiği şaşkınlıkla öncesinde afallasam da karşılık vermiş, bu büyülü anda öylesine kalakalmıştım.

...

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

beklenen an diyebilir miyiz?

iyi okumlarr<3

-melina..

Ateş Krallığı Ve Son KoruyucularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin