4 ay sonra...
Evet aradan uzunca bir zaman geçti size bu süreçte neler olduğundan bahsedeyim biraz. Selina gerçek anne ve babasını kabullenmeyi başardı ve bence harika bir aile oldular. Tabii ikisi de sarayda yaşıyorlar ama halkın henüz eluradan yani kar perisinden haberi yok. Selina krallıklar genelinde bazı konferanslar düzenleyerek efsaneler hakkında bazı konuşmalar yaptı. Halkı efsaneler hakkında bilinçlendirmek sonrasında ise bir efsanenin zararsız olduğuna ikna etmek gibi düşünceleri vardı. Ama bunların hepsi çok yavaş ilerleyen olaylar ve başka bir çözüm bulmamız gerektiğinin hepimiz farkındayız.
Abim de selinanın iyi olmasından dolayı çok mutlu, krallıklarını da en iyi şekilde yönetiyorlar hiçbir sorunları yok.
Alazla bana gelince ise bizim de gayet mutlu bir evliliğimiz var, krallıkta her şeyi yoluna koymayı başardık. Yıllarca süren kayıplar ve toplum tarafından bir süreliğine dışlanmış olan bu krallığı küllerinden yeniden yarattık. Bu süreçte bie destek olan herkesle beraber. Annemin de keyfi gayet yerinde. Elura ile arasını düzeltti ve bu hayattaki belki de tek arkadaşını yeniden kazandı. Bu da bizi oldukça mutlu etti. İnanır mısınız su krallığından çıkmaz oldu. İşte dört ayımız neredeyse böyle geçti. Bu sabah ise abimle selina kahvaltıya saraya gelmişti. Annem ben alaz abim ve selina hep beraber kahvaltı ediyorduk.
Selina:
-keşke annemle babam da gelebilse, ama annemin görünme riski vardı.
Yamaç:
-bidahakine kahvaltıyı su krallığında yapalım hem onlar da katılır değil mi hayatım?
Selina:
-evet, evet çok iyi fikir.
Amaris:
-olur çocuklar tabi..
Melina:
-eluranın işlerini hızlandırmamız gerekli ama nasıl yapacağız?
alaz:
-evet böyle yaşamak onun için de zor.
Selina:
-aslında iki krallığın yöneticileri olarak direkt halka söylesek belki de kabul etmek zorunda kalırlar.
Yamaç:
-ama bu imajımızı sarsabilir, biz onlara zorla bir şey kabul ettirmek yerine sadece doğru yolu göstermek istiyoruz.
Melina:
-abim haklı selina, halkın kendi farkına vararak başka bir türü kabul etmesi lazım.
Selinanın yüzü düşmüştü ama sonrada gülümsedi haklı olduğumuzu biliyordu. Şu anda hepimiz ne yapabiliriz diye düşünüyorduk.
Alaz:
-canım incir marmelatı ister misin?
Alazın bir anda bana dönüp elinde tuttuğu kahvaltı kasesini bana uzatmıştı öylece bakmıştım. İncir marmelatına biraz daha dikkatli bakınca aniden midemin bulandığını hissettim ne olduğunu anlayamadan hemen masadan kalktım ve koşarak lavaboya gittim. Sanırım alaz da arkamdan gelmiş olacak ki kapıda durup bana sesleniyordu.
alaz:
-aşkım iyi misin? Ne oldu birden? İncir marmelatını sevdiğini sanıyordum.
Kusmak zorunda kalsam da mide bulantım biraz geçince elimi yüzümü yıkamıştım. Kapıyı yavaşça açarak alaza gülümsedim.
melina:
-iyiyim bende anlamadım bir anda tadı zihnimde canlandı ve kötü geldi. Bu aralar midem iyi değil biliyorsun.
alaz:
-olsun canım iyisin su an dimi endişelendim.
Melina:
-iyiyim sevgilim..
Alazın yanağına bir öpücük kondurmuştum. Kahvaltıya dönmek istemediğimi odama çıkacağımı söyleyip annemlerle vedalaştım. Odaya geldiğimde sakince yatağıma oturmuştum gerçekten bu aralar üstümde bir halsizlik ve mide bulantısı hakimdi. Ama geçeceğini düşünüyordum. Belki de yıllardır yaşadıklarıma tepki olarak vücudum böyle reaksiyonlar gösteriyordu.
Tam yatağıma uzanmış gözlerimi kapamak üzereydim ki odamın kapısı çalındı. Rahatsız edilmek istemediğimi söylediğim için bunu oldukça tuhaf karşılamıştım.
Melina:
-gelin!
Kapı açıldığında içeriye giren selinayı görmeyi beklemiyordum. Gülümseyerek odaya girmişti.
Selina:
-selam mel..
Melina:
-bir şey mi oldu seli?
Selina hala gülümsemeye devam ediyordu. Neden bu kadar gülümsediğini anlamlandıramıyordum.
Melina:
-heyy peri evreninden selinaya orda mısın?
Selina:
-burdayım ve sende burdasın ve belki de başkaları.
Selina gerçekten en sonunda kafayı yemişti sanırım. Ne saçmalıyordu bu kız?
Melina:
-gerçekten iyi değilsin seli.. gel hadi beraber uyuyalım.
Selina:
-melina ne uyuması bir görevimiz var?
Melina:
-ne görevi?
Selina gülümsemek çantasına yöneldi. Çantasını açıp içerisinden beyaz bir kutu çıkarmıştı. Ne olduğunu anlayamamıştım ve gerçekten tuhaf bir biçimde selinaya bakıyordum.
selina:
-bence olabilir melina.
Bunu derken kutuyu bana uzatmıştı. Anlamsız gözlerle baksam da kutunun üstünü okuduğumda ne demek istediğini anlamıştım ve gerçekten şok oldum. Böyle bir şey olabilir miydi? Aslında belirtliler de oldukça uygundu ama ben buna hazır mıydım?
Melina:
-selina bu..
Selina:
-tüm belirtliler uyuyor melina. Bence yapmalısın.
Selinaya bakarak bir şey diyemeden duruyordum. Kafamı tamam anlamında salladım ve kendimi lavaboda buldum. Uzunca bir süre lavaboda kaldıktan sonra elimde tuttuğum şeye bakıyordum. Bir süre bakmama kararı alarak avucumda sıkıca tutmuştum. Artık olmuştur deyip avucumu açtığımda ise şok olmuştum. Bu gerçek miydi? Ama nasıl ne zaman? İdrak edemiyordum. Aniden lavabonun kapısını açarak kendimi odaya attım selina ise bana şaşkın gözlerle bakmaya başlamıştı. Yataktan doğrulup yanıma doğru ilerledi. Gözlerinde biraz korku da olsa ağzımdan çıkacak kelimeyi bekliyordu. Gözlerimi önce yere doğru doğrultmuş ardından derin bir nefes alarak yukarı kaldırmıştım. Selinayla göz göze geldiğimizde yavaşça gülümsedim ve:
Melina:
-selina.. ben hamileyim!..
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
duygulandım..
iyi okumalar<3
-melina..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Krallığı Ve Son Koruyucular
Viễn tưởngiki koruyucu, yok olan bir krallık, saklanan gerçekler ve ortaya çıkması bir çok acıya sebep olacak sırlar... ateş krallığının yıkılmasından sonra ateş koruyuculardan kimsenin kalmadığına inananlar ve gerçeklerin zıtlığı... gizli bir görevle başlaya...