Kaskatı kesilmiştik. Soğuğun da etkisi vardı tabii. Karşımızda duran kişi form olarak bize benzese de hayatımız boyunca böyle birini görmediğimize yemin edebilirdim. Karşımızdaki iki ağacın arasında oldukça ince ve narin gözüken bir peri vardı. Uzun beyaz saçlarının örttüğü beyaz teni gün ışığında parıldıyordu. Gözlerinden biri mavi biri ise kızıl renkteydi, kirpiklerinin dahi beyaz olması gözlerini daha da çok ortaya çıkarıyordu. Üzerine beyaz tülden uzunca bir elbise giymiş. Kolllarına ve boynuna çeşitli taşlardan takılar takmıştı. Karşımızda öylesine duruyor, tek kelime etmiyordu. Biz kimle karşılaştığımızı bilmediğimizden içimizdeki korkuyu yenmeye ve hamle yapmaya hazırlanmaya çalışıyorduk. Lakin abim Öne bir adım attığı anda karşımızda duran peri eliyle dur işareti yaptı. Abim sakin kalması gerektiğini fark eder bir adım geri çekildi. Peri sakince elini indirerek boynundaki kızıl taşa doğru götürdü. Taşı avucunun içine aldığı anda hafif bir ışık parıltısı kendini göstermişti. O bunu yaptığı anda alazla taşlarımız eskisi gibi hatta daha da parlak yanmaya başlamıştı. Bize sinyal gönderen peri olduğunu bize böyle söylemeyi tercih etmişti. Alazla ben şaşkınlıklar içerisindeydik ama ağzımızı açıp da tek kelime edemiyorduk. Peri sakince elini taşın üzerinden çekti. İşte tam o sırada konuşmaya başladı.
Peri:
-sonunda geldiniz.
Ne demeye çalıştığını anlayamamıştık. Kime sinyal gönderdiğinden haberi var mıydı? Peki neden bizdik. Ve şu an karşımızda duran da kimdi. Dünyada kalmış olan son peri olmalıydı. Ama neden bunca zamandır ortaya çıkmamıştı. Hepimizin aklından aynı düşünceler geçtiğine emindim ama hiçbirimiz sormaya cesaret edemiyorduk. Oysaki o çok narin ve kibar bir periye benziyordu. Sesindeki yumuşaklık adeta huzur veren bir ninni gibiydi.
Peri:
-biliyorum benim kim olduğumu, sizi nereden tanıdığımı ve bunun gibi birçok şeyi merak ediyorsunuz. Hepsini cevaplayacağım. Ama karşımda konuşmadan durmanız iki tarafa da bir şey kazandırmaz. Değil mi melina?
İsmimi biliyordu. Tanrım nasıl ismimi bilebilirdi. Bizi gerçekten tanıyordu. Yüzümüzdeki korku dolu ifade çoğalmıştı. Ama böyle olmamamız gerekliydi. Kendi kendime verdiğim cesaretle aniden yüzümde bir ciddiyet oluşmuştu. Başımı dimdik tutmuş gözlerimi gözlerine dikmiştim.
Melina:
-bizden ne istiyorsun.
Konuşmam beklemediği bir davranış olacak ki yüzü aniden şaşırmış bir yüz şekline bürünmüştü. Kafasını hafifçe sola çevirerek konuşmaya başladı.
Peri:
-sizden yardım istiyorum melina. Daha doğrusu özgürlüğümü. Senin yıllardır kazanmak için çırpındığın ve sonunda başardığın özgürlüğün gibi.
Hakkıma her şeyi bilmesi artık şaşılacak bir durum değildi. Her olaya hakim olan bu peri kimdi? Aklımdan bu sorular geçerken arkamdan aniden selinanın sesi yankılanmıştı.
Selina:
-aman tanrım! Sen! sen... sen kar perisi misin?
İşte o sırada hepimiz dikkatle karşımızda duran periye yeniden bakıyorduk. Selina haklıydı o kar perisinden başkası değildi. Selinanın bu sözünü duyduktan sonra buz mavisi olan gözünden yanağına bir damla yaş süzülmüştü. Bunun onu üzdüğünü işte o sırada anlamıştım.
Yamaç:
-sen gerçekten osun.
alaz:
-gerçekten varmışsın, efsane değilsin.
Herkes yorum katarken kar perisi sadece gözlerini dikmiş bana odaklanmıştı. Sanırım benim diyeceğim kelimeyi bekliyordu. Bir şey diyemiyordum. İçimden sadece adım atarak ona yaklaşmak geliyordu. Usulca adım atarak ona yaklaştım. Ama o asla kıpırdamıyordu. Derin bir anlamla gözlerime kilitlenmişti. Aramızda neredeyse yarım metre mesafe bulunduğu sırada. Elini yavaşça havaya kaldırdı. Avuç içini bana doğru gösterecek şekilde eli dimdik karşımda duruyordu. Ne yapmaya çalıştığını anlamasam da içimdeki hisleri takip etmem gerektiğinin farkındaydım. Elimi yavaşça eliyle birleştirdim. O sırada teninin ne kadar da soğuk olduğunu fark etmiştim ve tabi bir şey daha. Peri bana benziyordu. Hatta benim beyaz halim olabilirdi. Ellerimiz birbirinin üzerine tam oturmuş, tamamen aynı boyuttaydı.
melina:
-sen... sen gerçekten o musun?
Benim sözlerim üzerine önce hafifçe dudaklarını kıpırdatmıştı.
peri:
-evet melina... ben kendi topraklarından sürgün edilmiş, ölmeye mahkum olmuş ancak saklanarak kaçmayı başarmış o periyim. Özgürlüğüm için savaş verememiş, bunca yıl dünyada; tek bir enerjinin dahi olmadığı bu ormanda kendimi yaşama hapsetmiş biriyim. Ben kar perisi Elura... nihayet tanıştığımıza memnun oldum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
yeni bölüm...
kar perisi sizce Melina'yı neden tanıyor? olayların gidişatı nasıl olcak merak konusu tabii...
iyi okumalar<3
-melina..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Krallığı Ve Son Koruyucular
Fantasíaiki koruyucu, yok olan bir krallık, saklanan gerçekler ve ortaya çıkması bir çok acıya sebep olacak sırlar... ateş krallığının yıkılmasından sonra ateş koruyuculardan kimsenin kalmadığına inananlar ve gerçeklerin zıtlığı... gizli bir görevle başlaya...