Rüyalara Doğru

34 7 0
                                    

Herkes Andrew'e bakıyordu, bu biraz rahatsız edici olmaya başlamıştı.

Usta Yu bu gerginliğe son vermek için Andrew'in yanına gelerek diğer herkese;

" İnsanı kötü yola düşüren şey düşünceleridir.

Ufak Andrew onlardan biri olur yada olmaz orası belli olmasa da, kendi fikirleri onu bu kötü yolda en iyi dostu olacağına eminim.

Kimse ona başkasıymış gibi davranmasın."

Dedi ve odadan çıkarak üst kata çıktı.

Diğerleri biraz daha durduktan sonra dağıldılar, Andrew de kalbi biraz kırık şekilde odasına gitmişti.

" Xan'lar tam anlamıyla tehditler. İnsanın eline güç geçtiği zaman nasıl da kendini kaybettiği gayet ortada.

İyilik için kullananlar olsa da, saf ve çıkarsız olacağı meçhul dur.

Herkes istediğine sahip olamaz, ben istemediğime sahip isem bu beni üstün mü kılar, alçak mı?

Gerçekten de ' insanı kötü yola düşüren şey düşünceleri' midir? Yoksa zaten kötülüğün normal olması mıdır?"

Andrew tavana bakarak bunları içinden düşünmüştü, sorular her daim daha fazlasını sordurur, o da bunu bildiğinden uzatmıyarak uyumuştu.

Güneş yine dünyanın üstüne serilmiş, ışığını yavaşça yaymaya başlamıştı.

Uyuyan gözler yavaşça açılmış, sabahın verdiği o soğuk ferahlık ciğerlere dolmuştu.

Andrew de uyanmış ve üstünü değiştirerek bahçeye inmişti, antrenman zamanıydı.

Normal şekilde başlayan antrenmanda usta Yu, Andrew de tuhaf şeyler fark etmişti.

Eskisine nazaran çok ama çok daha hızlı ve seri di, kum torbasına attığı yumruklar eskisine göre daha güçlü duruyordu.

Bir kaç gün içinde böylesine güçlenmesi tabi ki tuhaftı, Yu sadece izledi.

Andrew kum torbasını sanki düşmanı gibi yumrukluyordu, aklından geçen şeyler onu daha da sinir ediyordu.

Anne ve babasının özlemi, geçmişin esintileri, hayatını mahveden beyaz saçlı adama attığı bir yumruk gibi hissettiriyor du.

Git gide daha sert vuruyordu.

Yu kafasını çevirip diğerlerine bakmıştı, birden bire Andrew'in çığlıkları duyulmuştu.

Kafasını hemen çevirerek ona baktı, Andrew inanılması güç şekilde kırmızı bir alevin içinde yanıyordu.

Herkes ona yardım için koşarken, Andrew bir şey fark etti.

İçinde bulunduğu kızıl alev, ona zarar vermiyordu, hiç bir şey hissetmiyordu.

Bunu anladığında hemen duraksadı, bağırmayı bırakmıştı.

Diğerleri de neye şaşıracaklarını bile şaşırmıştı.

Andrew derin derin nefes almaya başladı, kendini sakinleştiriyordu.

Kızıl alev hızlıca sönmüştü, usta Yu Andrew'in yanına gelerek onu kontrol etti, yanık izi dahi yoktu.

Andrew şaşkınlığı ile birlikte Yu'nun yüzüne boş boş bakıyordu.

Yu:

" Andrew, sende onlardansın! Aslında bu çok normal, o patlamaya en yakın kişi sendin.

Şimdi sakinleş, şaşkınlığını bir kenara bırak ve bakalım nasıl bir ' Xan' mış sın." dedi.

Bir saat boyunca olan biteni düşünen Andrew sonunda kendini tam anlamıyla sakinleştirmişti.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin