Zenith kollarını açmış, gözün görebildiği her yeri kanla boyamış kahkaha atarken, Andrew'in gözleri aniden açılmıştı.
Andrew etrafına baktığında, Eiri ve diğerleri de oradaydı, hepsi de şaşkındı.Onlar Zenith'i görmesede, etraf kan gölüne dönmüş, ölüm kokuyordu.
Eiri bağırarak:
" Andrew! Neler oluyor?!"
Andrew eli ile işaret ederek, Zenith'in durduğu yeri gösterdi;
" Onun suçu, bunu Zenith yapıyor!"
Eiri, Andrew'in yanına gelerek ona bir tokat attı:
" Zenith falan yok orda?! Kafayımı yedin Andrew neler oluyor?!"
Andrew ağzını açamadan güçlü bir rüzgar herkesi savunmuştu.
Gök yarılmış gibi aniden başlayan kan yağmurları, düştüğü yeri aşındırıyor, kara şimşekler göğü kaplıyordu.
Andrew, savrulup düşmüş olan Eiri'nin yanına gelerek onu kontrol etti.
" Sen iyimisi-"
Lafını bitiremeden, arkasından gelen bir ses yeri göğü inletmişti.
Andrew arkasında döndüğünde, kan gölünün içinden, kanlar ile birlikte yükselen devasa bir melek görmüştü.
Kara kanatları, uzun siyah saçları, ucu bucağı olmayan dev bedeni ile haşmetli görünen bu kadın, elinde tuttuğu kocaman kan topunu, bir silah haline getirmişti.
Gök kızıla boyanmış, güneşin ışığı bulutları delemez olmutşu.
Kadın, devasa eli ile Andrew'i işarat ederek, heybetli sesi ile:
" Ey insan! Ölümün suyunda yıkanma vaktin geldi!" Dedi.
Andrew derhal Eiri'nin elinden tutarka onu kaldırdı:
" Çabuk kaç! Bu şeyin ne olduğunu bilmiyoruz!"
Melekvari kadın, gür ve güçlü sesi ile:
" Sen! Sen ışığın kızı! Anahtar sensin! Olduğun yerde kal! " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVCI
Genel Kurgu"AVCI: Ebedi Açlık" AVCI: Ebedi Açlık, psikolojik gerilimin en derinliklerinde gezinen bir hikayedir. Baş kahramanımız Andrew, karanlık bir dünyanın ortasında ruhunu avucunda taşırken, içsel savaşını da yaşamaktadır. Acımasızlığın hüküm sürdüğü bu e...