Harabe

2 1 0
                                    

Andrew tüm hareketlerini kendi bilinç altında tekrarlar iken, Eiri ise yemek bulmak için sokaklarda geziyordu.

Her köşe başı, her sokak inanılmaz tehlikeli ve iğrenç manzaralarla doluydu.

Eiri yolda yürürken sağında ki sokakta iki erkeğin birbiri ile cinsel ilişkiye girdiğini görmüştü.

Bu garipti, çünkü

" Dünya Birlik Hükümeti (DBH)" bunu ve bu tür şeyleri 2046 yılında yasaklandığına dair bir makale yayınlamıştı.

Ama bu şehir için normaldi, sonuçta Antekila şehiri; adeta suçlu ve pis zihniyetli Xanlar için birebir bir şehirdi.

Eiri, camı patlamış bir market gördüğünde ona doğru yürümeye başlamıştı.

İçeriye girerek etrafına bakındı, yiyecek bir şeyler arıyordu.

Biraz içeride dolandıktan sonra yerde, jelatine sarılmış bir sandviç gördü ve eline alarak onun, yenilebir olup olmadığını kontorol etti.

Sandviç taze olmasa da yenilebilirdi, Eiri paketi hızla açarak, açlıktan adeta bağıran midesini susturmak için bir ıssırık aldı.

O sırada Eirinin içeriye girdiği yerden, ufak bir kız çocuğu da gelerek Eiri ye bakmaya başladı.

Eiri onu fark edince bir kaç adım geri çekildi,  sonuçta burada ki kimse masum insanlar değildi, tedbirli olmalıydı.

Kız ile bir kaç saniye bakıştıktan sonra Eiri, sandviçi yemeği bırakarak bekledi. Kız ona ;

" Çok açım, bana da verir misin? " dedi.

Eiri halen dikkatliydi, biraz daha bekledi,  Kızı iyice inceledi.

Kız;

11-12 yaşlarında, cılız denebilecek bir bedeni, yüzünde soğuktan oluşan bir kırmızılık, üstünde ise çöpten bulduğu eski bir mont vardı, saçları kahverengi ve uzundu.

11-12 yaşlarında, cılız denebilecek bir bedeni, yüzünde soğuktan oluşan bir kırmızılık, üstünde ise çöpten bulduğu eski bir mont vardı, saçları kahverengi ve uzundu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kız yere oturarak Eiriden bir cevap gelmesini bekledi.

Eiri biraz ona baktıktan sonra sandviç ten kalan kısmı ona atarak verdi.

Eirinin bunu yapması, dikkatli olma isteğinden kaynaklanıyordu.

Raflara biraz daha bakınarak başka yenecek bir şeyler aradı.

Konserve fasülye buşmuştu, onu ısıtmak sorun gibiydi.

Ufak kız,  Eirinin ona attığı sandviçi yerken;

" Sen neden burdasın" diye sordu.

Eiri ona dönerek ;

" Anlamadım?" dedi.

Ufak kız sandviçin geri kalan kısmını yedi ve yutkunduktan sonra;

" Sen çok güzelsin, neden buradasın ki?" dedi.

Eiri biraz utansa da karşılık olarak;

" Güzellik önemli olsaydı evet, benim burada olmamam gerekliydi, aynı senin gibi." dedi.

Ufak kız biraz güldü ve ;

" Haha! Ben güzelmiyim ki? Baksana üstümdekilere, bunlar güzel mi?" dedi.

Eirinin içi burkulmuştu, sesini çıkartmadan kafasını onaylar gibi salladı.

Sağ elindeki fasulye yi her iki eli ile tutarak derin bir nefes aldı ve gücünü kullanarak ısıttı.

Ufak kız şaşkın gözlerle izliyordu, Eirinin ellerinden çıkan ışığa adeta hayran kalmıştı.

Eiri, fasulye yi ısıttıktan sonra kapağını açarak,  yerden bulduğu iki kaşıkla birlikte ufak kızın karşısına oturdu.

Kaşığın birini ona uzatarak ikisi fasulye yi yemeğe başladılar. Eiri ağazı dolu bir şekilde ;

" adın ne senin?" dedi.

Kız bir an duraksadı, biraz düşündü ve ;

" Bana ufaklık diyorlar hep, ben burda doğdum, o yüzden ailem falan da yok bana isim takan da." dedi.

Eirinin yüzü düşmüştü, Andrew ile olan  "Senin adın ne" konuşmaları aklına gelmişti.

İkili bir süre suskun kalarak ortam sesizliğe birünmüştü. Eiri, kafasını kaldırdı ve;

" Senin adın bundan sonra Aria, oldu ha? Ne dersin." dedi.

Ufak kızın gözleri parladı, ilk defa birisi ona isim veriyordu.

Kafasını sallayarak kabul etti, ufak kızın adı artık,  Eirinin eski ismi olan " Aria" idi.

Eiri, Aria ya;

" Burda doğduğunu söylemiştin, nasıl yaşıyorsun ki burada?" dedi.

Aria da bir yandan yemek yerken;

" Annem ve babam kim bilmiyorum,  sanırım 11 yaşında olmam gerekli.

Sebastian adlı bir adamın yanında kalıyordum, o da geçen hafta öldü.

Bende bir haftadır sokaktayım, dışarısı çok soğuk be tehlikeli, herkes durmadan birbirini öldüriyor.

Geçen gün bir adam yanıma gelerek paraya ihtiyacım olup olmadığını sordu, benimde paraya ihyacım vardı,  bende 'evet' dedim.

Adam eli ile gel diyerek, o önde ben arkada yürümeye başladık. Sonra beni sıcak bir eve getirdi,  içerde kimse yoktu.

İçeriye girdik, üstümü çıkarttım, bana bir şey getirdi adına ' Kahve' deniyormuş, ilk defa içmiştim. Pek güzel bi tadı yoktu ama sevdim.

Sonra bana ' Paranı alacaksın ama önce benim için bir şey yapman gerekli' dedi.

İçeri çok sıcaktı ve sanki içimden bir şey daha çok yanıyormuş gibi hissetmiştim.

Sıcaktan üstümdeki her şeyi çıkartmıştım, sonra gözlerim öyle bir ağırlaştı ve uykum geldi ki orda uyumuşum.

Uyandığımda o adamında üstünde hiç bir şey yoktu, her yerim çok ağrıyordu, özellikle şeyim çok ağrıyordu.

Adama sorduğumda ' Sıcaktan ' dedi ki Sebastian da söylerdi hep; İnsanlar sıcaktan mayışır, diye.

Paramı aldım çıktım, sonra birine denk geldim ona da para verirsem bana mont vereceğini söyledi bende para verip montu aldım, böyle işte." dedi.

Eiri yutkunamadı, yemek boğazında kalmıştı, kaşları çatılmıştı, gözleri şaşırırcasına açıktı, elleri titremeye, vücudu sinirden kendini kontrol edemez hale gelmişti.

Aria ya hiç bişe diyememişti ama durumu da anlamıştı.

Eiri, Aria ya tecavüz edildiğini anladı, Aria ufak ve dış dünyadan bu zamana kadar izole olduğundan, bundan haberi olmadan yaşıyor du.

Eiri sinirliydi, kendini sakin tutmaya çabalıyor, Aira ya kötü bir şeyin olduğunu fark ettirmemeye çalışıyordu.

Garip bir sesle;

" Bu adamın evinin nerde olduğunu veya kendisinin nerde olduğunu biliyor musun? " dedi.

Aira şaşkın şekilde ;

" Sen iyi misin?" dedi.

Eiri kafasını sallayarak;

" O adam bana da para verecekti ama halen ödemedi, o yüzden soruyorum" dedi.

Aira da "Evet, biliyorum" dedi. Eiri ayağa kalktı ve;

" Hadi gidelim, paramı alınca güzel yemekler yeriz."

dedi, Aria da ayağa kalkarak ikili yola koyuldular.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin