Daha Fazla Yara

3 0 0
                                    

Andrew,  Eirinin olduğu yere doğru ilerlerken Aria da çukura inmiş ve onun peşinden koşmaya başlamıştı.

Andrew anlık duraksayıp etrafına baktı, her yer de Eirinin enerjisi vardı, nereye gideceğini kestiremiyordu.

Aria da Andrew'e yetişmişti, yanına gelerek ona ;

" Ee nereye gidiyoruz?" dedi.

Andrew de karşılık olarak;

" Bu seninle ilgili değil, defol başımdan" dedi.

Aria sinirlendi, buraya gelene kadar Andrew'in ona böyle davranması canını çok sıkmıştı.

Arianın gözünde anlık olarak tanrı gibi görünen Andrew,  birden bire gözünden düşerek pislik biri haline gelmişti,  Arianın canı buna çok sıkılmıştı.

Aria sinirlenerek;

" Yeter be! Buraya gelene kadar yok 'başımdan git' yok ' gelme peşimden'!?

Salakmısın ya, Eiri ablayı bende bulmak istiyorum, bir tek onu seven sen değilsin!" dedi.

Andrew hışınla arkasını döndü, yaydığı sinir ve öfke duygusu öylesine yoğundu ki,  Aria kemiklerine kadar bunu hissetmişti.

Andrew;

" Bak bebe, Eiriyi sevdiğim saçmalığını at kafandan, onu sevdiğimden değil; Onun Xan enerjisi başkasının eline geçerse benden bile büyük bir tehdit olabilir. " dedi.

Aria da sinirli şekilde;

" Sen kimi umursuyorsun ki zaten ha? Bide gelmiş 'benden büyük bir tehdit olur' diyorsun.

Gerizekalısın Andrew,  Eirinin gücünü kendin kullanmayacağını nereden bileyim ha?" dedi.

Andrew daha da sinirlendi, hiddetle;

" KAPA ÇENENİ!" diye bağırdı.

Aria bir yandan haklıydı, Andrew kimseyi umursamazken neden insanlığı umursasın ki?

Ama Andrew'in amacı farklıydı, bunu da Aria ya söylemedi. Andrew,  Eirinin onu ilk bulduğu hale tekrar düşmesini istemediğinden ve hayatta kazanabildiği tek arkadaşı olduğundan onu bırakmak istemiyordu.

Aria ya bunu söylese anlamazdı, lakin Aria nın gözleri dolmuştu, Andrew ona bağırınca içindeki bir şeyler kırılmıştı.

Aria ağlamamak için kendini zor tutarken;

" Eiri senden ' Ne kadar muhteşem' diye bahsetti, öyle değilmişsin.

Pisliğin tekisin Avcı,  insanların neden seni öldürmek için peşinde olmasına şaşmıyorum.

Sen kendini tanrı sana bir zavallısın, Eiriye olan hislerini anlatamayan bir pisliksin." desi.

Andrew sinirlendi, Ariayı boğazından tutarak kaldırdı, gözünün önüne bir anlık Zenith in silueti gelmişti, Ariayı elinden bırakarak kafasını tuttu.

Nefes nefese kalmıştı, kalbi hızlanmış, öfke tüm zihnini ele geçirmeye başlamıştı.

Kendini tutamıyordu, Aria nın ona söyledikleri onu öylesine sinir etmişti ki bunu durduramıyor,  eli sürekli Aria ya gidiyordu.

Sağ elini Aria ya uzattı, sol eli ile de kafasını tutmaya devam etti. Aria korku içinde geri çekildi, Andrew acı içinde bağırdı.

Aria geri adım atarken;

" Sen busun Andrew,  vahşi bir hayvansın, önüne gelene saldıran bir hayvan.

Eiriyi hak etmiyorsun. " dedi.

Andrew deliye döndü, " Eiriyi hak etmiyorsun " mu? Andrew içinden

" Ben mi? Ben mi onu hak etmiyorum!?" diye düşündü.

Zor bela ayağa kalktı, Arianın içindeki korku zirveye çıkmıştı, adeta karşısındaki bir insan değilde; bir canavar gibiydi.

Andrew, Aria nın üstüne atıldı, onu boğazından tutarak havaya kaldırdı ve sertçe yere savurdu.

Aria acı içinde hiç bişe yapamıyordu, yere çarpmanın etkisi ile nefes alamıyordu, boğuluyordu.

Andrew, Aria yı kaldırdı ve duvara yaslayarak tüm gücü ile bağıra çağıra onu yumruklamaya başladı, onu tutabilecek kimse yoktu.

Kısacık hayatı gözlerinin önünden bile geçemeyen Aria,  son nefesinde ki düşüncesi " Canavar" idi, Andrew ona göre bir canavardı.

Sonunda durdu, attığı yumrukların etkisi ile duvarda çatlaklar açılmış, Aria nın ufak bedeni tanınmaz hale gelmişti.

Andrew nefes nefeseydi, öfke beynini ele geçirmiş, Zenith sürekli ona gözükerek sinirini katlıyordu.

Yere yığıldı, sırt üstü yatarak nefes almaya, sakinleşmeye çalıştı.

Bir kaç dakika yerde kaldı, yavaş yavaş öfke bedenini terk etmeye başladı,  siniri yavaş yavaş diniyordu.

Sonunda sakinleşmişti, ayağa kalktı ve Aria nın yerde yatan bedenine baktı.

Gözleri korkudan sonuna dek açılmış, son nefesinin bu kadar hızlı geleceğini bilmeyen ufak bir kız çocuğu.

Andrew'in içinde ki bazı şeyler paramparça olmuştu,  amaçları ve idaeleri uğruna bir çocuğu mu öldürmüştü?

Andrew'in içi kan ağlıyordu, böylesine büyük bir gücün sahibi kendisi idi ancak dengesiz bir ruh hali ve öfkesi vardı, buda karşısında neyin olduğu fark etmeksizin katletmesine sebep oluyordu.

İçinden " Keşke o patlamada bende ölseydim" diye geçirdi.

Aria nın ölü bedenini kucakladı, dizlerinin üstüne oturdu ve ona sarıldı, ağlayarak;

" Özür dilerim, özür dilerim..." diye sayıklamaya başladı.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin