Göze Göz

19 2 0
                                    

Bir yıldır,  tüm Alteris sokağa çıkarken aşırı tedirgin ve dikkatliydi. Avcının varlığı ve acımasız bir katil oluşu tüm haklı sesizliğe gömmüş, bütün polisi ve orduyu da peşine takmıştı.

Andrew ise , sadece kendisine verilen hedefleri ortadan kaldırıyordu, mafyanın eli ayağı her geçen gün kısalıyor, işleri Avcı yüzünden batma noktasına geliyordu.

Cade'in ise keyfi yerinde, zenginliğine zenginlik katmış durumda, Andrew ile de baya yakın olmuş haldeydi. Andrew bir gün Cade'in yanına geldi ve :

+ Naber?

- Oo canın evladım, hoş geldin, iyiyim sağol, sana bir şey göstereceğim benle gel.

Andrew pek bişe anlamasa da Cade i takip etti ve beraber bir odanın kapı önüne geldiler.

Cade kapıyı açtığında ise bir insanın en korkunç kabusların dan fırlama gibi duran bu görüntü Andrew için ilginç ve saçmaydı.

Cade kapıyı açtığında ise bir insanın en korkunç kabusların dan fırlama gibi duran bu görüntü Andrew için ilginç ve saçmaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir oda dolusu kafatası, duvarda asılı duruyordu.

Cade, Andrew in öldürdüğü kişilerin kafataslarını adamlarına toplattırıp kendisine ait oda da tüm duvarını süslemek için kullanmıştı.

+ Bu ne?

- Şaheser! Öyle değil mi? Bunlar,  sana verdiğim isimlerin kafaları. Çok güzel gözüküyorlar.

+ Ne tuhaf adamsın be.

- Bu arada, Andrew, ashley seni görmek istiyor.

+ Neden?

- Kızım senin için endişeli, kıyafetinden bazı veriler mi ne elde etmiş işte ben pek anlamıyorum,  yanına gitde neler olduğunu sen öğren.

+ Peki gidiyorum.

- Hey! Odam hakkında bir şey demedin?

+ Eskiden olsa muhtemelen şaşırırdım,  şuan sadece tuhaf geliyor, deli bir adam değilsin sen, kendine gel ve çocukça şeylerle vaktini harcama Cade.

- Bunlar çocukça mı? Seni evladım gibi görüp seviyorum ve sen böyle mi karşılık veriyorsun bana?

+ Cade, artık nefes alıyor muyum onu bile bilemez ve hissedemez iken seninle şuan böyle konuşmam normal, ben gidiyorum...

Andrew önüne döndü ve sakince yürüyerek asansöre bindi. -4. Katta,  asansörün kapısı açılır açılmaz Andrew in karşısında ashley ellerini beline koymuş, sabırsız şekilde onu bekliyordu...

- Nerde kaldın be! Çatladım burda.

+ Ne oldu ki?

- Hemen şu koltuğa otur.

+ Neler olduğunu anlatacak mısın artık?

- Otur dedim!

Andrew şaşkın şekilde koltuğa oturdu ve ashley koluna, alnına kablolar yapıştırarak bilgisayarından Andrew'in hayati değerlerine baktı...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin