Sinir

11 2 0
                                    

Andrew derin derin nefes almaya başladı. Yerde dizlerinin üstünde oturur halde sinirden deliye dönmüş şekilde duruyordu.

Andrew'in kendi başarısızlığına verdiği tepkisi sinirli ve umutsuzluk kokarken öte yandan da Eirinin kaçırılıp tekrar aynı işkenceye maruz kalacağını bilmek onu içten içe yiyip bitiriyordu.

Bella Andrew'e doğru yavaşça yaklaşıp utangaç şekilde sol elini Andrew'in omzuna koydu.

Andrew, Bella elini omuzuna koyar koymaz bağırarak " ÇEK ELİNİ ÜZERİMDEN!! " dedi.

Bella sesini çıkartmadan elini Andrew'in üzerinden çekti ve " Lütfen, bırak yardım edeyim" dedi.

Andrew hiddetli bir sinirle ayağa kalkıp Bellaya döndü ve " Hadi, söylesene neye yardım edeceksin, NEYİNLE YARDIM EDECEKSİN!? SEN SADECE BİR BÖCEKSİN BELLA BİR BÖCEK!! ANLA BUNU ARTIK!" dedi.

Göz yaşlarını tutamayan bella ağlak sesi ile " En azından bir teşekkür beklerdim, özür dilerim." dedi.

Andrew hala sinir ve öfke doluydu, bir süre kafasını eymiş olan Bellaya baktı ve " Sikeyim!" diyerek kafasını çevirdi.

Sinirle etrafta volta atıp düşünmeye başladı. Karşısındaki yeni bir düşmandı ve ona karşı ne yapacağını bilmiyordu.

Bellaya yanaşarak: " Sen neden sürekli peşimdesin ve beni nerden tanıyorsun?" dedi.

Bella kafasını kaldırıp ona " Çocukken sokakta beraber oynardık, babam bana sürekli tecavüz ederdi." dedi.

Andrew'in gözleri sonuna kadae açılmıştı, çok şaşkındı, bir anda o anıları Andrew'in aklına âdeta hücum etmişti.

Andrew bellaya " Senin cesedini gördüm, nasıl hayattasın? " dedi.

Bella da Andrew'e " Xandarium patlaması olduğunda halen morgdaydım, patlama sonrası tekrardan canlandım ve o günden beri seni izliyorum.

Patlamanın ilk haftası sen baygın yatarken ben yanı başında seni iyileştirmek için her şeyi yapıyordum.

Hatta bir gün yemek bulmaya gidip geri geldiğimde birini öldürmüştün ve yerde kanlar içinde yatıyordun. Alterise de gelince senin izini kaybetmiştim.

Haberlerde "Avcı" nın adı geçince de bunun senden başkası olabileceğine inanmadım ve haklıydım, "Avcı" sendin Andrew. "
Dedi.

Andrew öylesine şaşkındı ki ağazını bıçak açmıyordu. " Özür dilerim, bilmiyordum" dedi Andrew.

Bella bu durumu hiç sıkıntı etmediğine dair başını salladı ve Andrew'e sıkı sıkı sarıldı.

Andrew hala şaşkın olsa da o da Bellaya sarılarak ikili birbirinin özlemlerini ve kırgınlıklarını gidermiş oldu.

Andrew ne yapacağını bilmediğini Bellaya söyledi. Bella da biraz dinlenmek için Andrew'i kendi evine davet etti.

İkili Bellanın evine geldiklerinde öylesine yorgundular ki, Bella mutfağa giderek biraz atıştırmalık ayarladı, Andrew ise içeride koltuğa uzanıp tavanı seyretmeye başladı.

Bella mutfaktan çıkarak kendi yatak odasına girdi. Orada üstünde ki kıyafetleri çıkartarak mutfağa geri döndü.

Oturma odasının kapısı açıldı ve Andrew kafasını kapıya çevirdiğinde Bellanın elinde şarap şişeleri olduğunu ayrıca Bellanın da tamamen çıplak şekilse odaya girdiğini gördü.

Andrew hiç bir tepki vermeden uzanmaya devam etti, Bella Andrew'e

" kıyafetleri sorun etmezsin diye böyle geldim, sıkıntı olmaz dimi?" dedi.

Andrew de " Cidden şuan buna takılacak bir saniyem bile yok" diye cevap verdi.

Bellanın suratı biraz sinirlendi, tekrar gülümseyerek oturduğu yerden kalktı ve uzanan Andrew'in kucağına yattı.

Andrew halen tavanı izliyor, zor bir durumda Beelxar'a nasıl karşı durabileceğini düşünüyordu.

Bella Andrew e yavaş yavaş dokunuyor, vücudunu sıvazlıyordu. Andrew kafasını Bellaya çevirerek " Lütfen, cinsel bir ilişkide bulınmak istemiyorum seninle" dedi.

Bella sinirle yerinden kalktı ve " O kızla mı berabersin yoksa? " dedi.

Andrew kaşlarını çatarak Bellaya baktı ve " Öyle se de sanane ki" dedi.

Bella :

- Burada seni rahatlatmaya çabalıyorum sen hala onumu düşünüyorsun Andrew?

+ Bak Bella, Eiri ne kız arkadaşım ne de benim için başka biri, onunda benim gibi kimsesi yok ve birbirimize yardım edeceğimize söz verdik.

- Kimsen yok mu? Ben neyim burda Andrew?

Andrew sinirlenerek :

+ Bella, benim kalbim patlama günü herkese ve her şeye kapandı sen benim arkadaşımsın başka bir şeyim değil.

- Ben senin için onca şeye katladım seni korudum ve şimdi sonuç bu mu Andrew!?

+ Beni evine davet ettiğin için teşekkür ederim ancak burada daha fazla duramam.

- İyi be tamam ne halin varsa gör ben yatıyorum.

Bella oturma odasından çıkarak kendi yatak odasına gitti, Andrew de uzandığı koltukta uyumaya çabaladı.

Saatler ilerledşkçe Andrew'in içindeki hisler karmakarışık hale geliyordu.

Biraz sonra yoğun bir korku hissi ile yatağından fırlayayarak ayağa dineldi.

Hissetiği bu yoğun korku Beelxar'ın geldiğinde hissetiği ile aynıydı.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin