Gökteki muazzam ışık birden yere inmişti, etrafı saran muazzam bir şok dalgası ve kaos ise cabası.
Andrew bu etkilerle yere yapışmıştı, sıcaklık binlerce dereceye çıkmış, derisi kendisini yenilemese tamamen yanacaktı.
Bir dakikanın ardından tuhaf şekilde etraf hızla soğumaya başladı, basınç ise yerini sessizliğe bırakmıştı.
Çarşının ortasında devasa bir kırater oluşmuştu, garip şekilde hiç ateş izi de yoktu.
Andrew ayağa kalkmıştı, biraz sersem olsa da iyidi.
Etrafına bakındı, gözünün görebildiği tüm ufuk dümdüz olmuştu, önünde sadece dev bir krater ve ölü bedenler vardı.
Bacakları onun isteği dışında hareket etti, Andrew buna direnmek istese de nafile, bedeni krater'e doğru gidiyordu.
Kırater'in içine düşmüştü, halen kontrol kendisinde değildi, karşısında yeşil bir tonda parıl parıl parlayan nesne vardı.
Bedeni halen istemediği halde ona doğru ilerliyordu, dirense de buna engel olamadı, o şeye dokunmuştu.Yine muazzam bir ışık ile etraf aydınlanmıştı.
Andrew gözlerini açtığında kendini uzay boşluğunda bulmuştu, bu korkunçtu.
Panikledi hali ile, çok geç olmadan durumu anladı, uzayda olsa soğuktan ve oksijensiz linkten ölmeliydi.
Bir ses ona " Bak!" dedi.
Andrew etrafına bakınsa da, kocaman kâinattan başka bir şey yoktu.
Bağırdı:
" KİMSİN?!"
Ufak bir gülme sesinin ardından, Andrew arkasını dönmüştü, gözleri sonuna kadar açılmış, kalbi küt küt atmaya başlamıştı.
Dev gibi kozmik bir nebula ona bakıyordu.
Göze benzer bu nebula o denli büyüktü ki, bir ucundan diğer ucuna bakmak bile milyarlarca yıl sürebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVCI
General Fiction"AVCI: Ebedi Açlık" AVCI: Ebedi Açlık, psikolojik gerilimin en derinliklerinde gezinen bir hikayedir. Baş kahramanımız Andrew, karanlık bir dünyanın ortasında ruhunu avucunda taşırken, içsel savaşını da yaşamaktadır. Acımasızlığın hüküm sürdüğü bu e...