Savaş Tanrıçası

3 0 0
                                    

Andrew ve Eiri birbirlerine olan güveni tazelemiş, ilerde her ikiside rahata erdiğinde, beraber yaşayacaklarına söz vermişlerdi.

Andrew etrafına baktı ve

" Peki, şimdi Akoe'yi bulmamız lazım. Uzayda nefes alamayız, bununla nasıl baş edeceksek artık." dedi.

Eiri oturarak düşünmeye başladı, halen Andrew'e Totras'ı öldürdüğü için kızgındı, ama bu durumda onun sözünü dinlemek daha iyi olacaktı.

Andrew " Enerji izi" dedi sesizce, Eiri kafasını kaldırıp " Nasıl yani?" dedi.

Andrew de :

" Enerji izi, evet. Xanlar arasında illaki oksijensiz ortama dayanabilen birisi vardır, dünyaya gidip onu aramamız lazım." dedi.

Eiri şaşırarak " Nasıl bulacağız ki? Xanların enerji izleri büyük oranda birbirine benzer, bi seninki farklı bildiğim kadarıyla? " dedi.

Andrew de " Bilmiyorum,  ama şuan tek şansımız b-" sözü yarıda kesildi.

Bacaklarının bağı çözülmüştü, Eiri kafasını iyice yukarıya kaldırarak baktı, ağazı açık kalmıştı.

Andrew arkasında birinin durduğunu biliyordu,  üstüne düşen devasa gölge bunu kanıtlar nitelikte idi.

İçine işleyen korku ve acizlik duygusu hat safaya ulaşmıştı, korkusuna direnerek kılıçlarını hızla çekti ve aniden arkasını döndü.

Muhteşem hızla kılıcını arkasında duran şeye salladı, hedef aniden ortadan kaybolarak sıyrılmıştı.

Andrew kendini dizginlemeye çabalarken, kadın kendini göstermişti.

Astronia'nın kızgın kumları üstünde duran, neredeyse 4 metrelik, inanılmaz güzel bir kadındı.

Astronia'nın kızgın kumları üstünde duran, neredeyse 4 metrelik, inanılmaz güzel bir kadındı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Andrew zar zor sakinleşti, kadın kılıcı ile onu işaret ederek:

" Avcı? Zihinsel dirayetin takdire şayan." dedi.

Andrew derin bir nefes alarak kadını baştan sona iyice süzdü.

Kadının boyu devasa idi, üzerinde antın benzeri bir maddeden ve kumaştan yapılma bir etek, yine aynı maddeden savaş çizmeleri, sağlam duran bir göğüs zırhı ve parıl parıl parlayan bir tacı vardı.

Elindeki mızrak-kılıç gibi görünen silahı da,  oldukça keskin ve tehlikeli bir havası vardı.

Andrew sakinleşmeye çabalarken :

" Of peki, bu aura beni korkudan öldürecek.

Sen kimsin amına koyayım?" dedi.

Kadın tatlı şekilde gülümseyerek:

" Herkesin diline dolanan Avcı, çok tuhaf birisin." etrafta yavaşça yürümeye başladı ve devam etti:

" Ben ki:  Ölümden önce varolan, geçmişin , geleceğin, ve şimdinin hakimi,  Savaş tanrıçası Neefrax'ım.

Kudretim karşısında, ilk defa direnebilen bir canlı görüyorum.

Kararlılığın, sakinliğin, boktan espirilerin, takdire şayan, Avcı.

Cidden seni tebrik ediyorum, milyarlarca yıldır kimsenin, karşımda böylesine güçlü durabildiğini görmedim." dedi.

Andrew halen kendini dizginleme çabalarken, Eiri geriden müdahale etmeksizin izliyordu.

Andrew:

" Peki bu kadar güzel birisi iken, neden savaş tanrıçası oldun ki?" dedi.

Neefrax tatlı şekilde gülerek:

" Peki sen neden bu kadar akıllı iken, tanrılara kafa tuttun ki?" dedi.

Andrew de ekledi:

" Ben size değil, siz bana kafa tuttunuz.

Ben acı içinde çığlıklar atarken hiç biriniz dualaramı kabul etmediniz.

Hayatımı mahvettiniz, kardeşimi bana düşman, ailem dediğim insanları yokuşa sürüklediniz.

Şimdi gelmiş bana bunu mu soruyorsun 'savaş tanrıçası'?

Ben: Kılıcım kanla elimden kayana kadar, ayağa kalkamayacak hale gelene kadar savaşırım.

Ondan sonra bile beni yenemezsin, ondan sonra bile yüzüne tükürürüm.

Elimden tüm varlığımı alsan da peşini bırakmam, tüm benliğimi gerçeklikten silsen bile,  solmuş ruhum ile seni kovalamaya devam ederim.

Elimden aldığınız hayatın acısını sömüre sömüre sizden alırım, istesenizde istemesenizde: Bu Avcı sizin Avcınız, ölüm size benimle gelecek." dedi.

Neefrax gülerek karşıladı, Andrew'in yüzüne baktığında onun ciddi olduğunu fark etti.

Andrew'in hareketlerini anlamak zaten zordu, bu durumda daha da zorlaşmış ve onun gerçekten ciddi olup olmadığını anlamak iyice cığrından çıkmıştı.

Eiri ne yapacağını bilemeden sadece izliyordu.

Andrew tüm gücü ile atılarak Neefrax'a saldırdı.

Neefrax, Andrew'in ciddiği olduğunu anlayınca onu eli ile havada kaparak yere serçte kapakladı.

Andrew hareket edemiyordu.

Neefrax :

" Benimle geliyorsunuz." dedi ve Andrew ile Eiri yi ışınlayarak oradan kayboldu.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin