Sonsuz Bilgi

2 0 0
                                    

Neefrax, Andrew'i etkisiz hale getirmişti, Eiri zaten bişe yapamadan izliyordu ki, Neefrax ikisinide ışınlayarak kendi devasa kütüphanesine getirmişti.

Andrew,  Neefrax'ın koca elinin altında zor anlar yaşarken, sinir ve öfke ile tüm gücünü kullanıp elinden kurtulmayı başarmıştı.

Hemen gerilerek tekrar saldırdığında, Neefrax onu havada yakalayarak:

" Sakin evladım, sakin." dedi ve yere yavaşça Andrew'i bıraktı.

Andrew etrafına baktığında devasa bir kütüphanede idi.

Kütüphane o kadar büyüktü ki, sandalyelerin, masaların boyu Andrew kadardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kütüphane o kadar büyüktü ki, sandalyelerin, masaların boyu Andrew kadardı.

Andrew'in normal boyu bile 1.90 iken böylesine büyük bir yerde bulunmak ürkütücü idi.

Eiri etrafına bakındı, kitaplıkta duran bir kitap gözüne çarpmıştı, Neefrax'a dönerek:

" Bütün bu kitaplar, senin mi?" dedi.

Neefrax tatlı şekilde gülerek cevapladı:

" Evet,  hepsi benim. İstediğini okuyabilirsin. "

Eiri şaşkındı, daha beş dakika önce Andrew ile savaşa tutuşmuş bu dört metrelik güzel tanrıça, onlara merhamet mi ediyordu?

Eiri üzgün ve buruk bir sesle:

" Ben okuma-yazma bilmiyorum ki." dedi.

Neefrax'ın yüzü birden hüzünlü bir hale büründü,  çömelerek Andrew'e baktı ve :

" Ona çok şey öğretmişsin, ama okuma-yazma öğretmemişsin, sence bu adil mi?" dedi.

Andrew soğukkanlı şekilde karşılık verdi:

" Aklın huzurunda bir kağıt parçasının ne önemi var?"

Neefrax da karşılık olarak:

" Senin için sorun yok tabi, çok zeki birisin Andrew.

Rakibinin hamlesini önceden tahmin etmeye çabalaman,  büyük oranda da gelen saldırıyı bilmen bunu destekliyor.

Xavier gibi yarı tanrı birisini bile yenemeyeceğin belli iken onu, ölümün kucağına bırakmış ilizyonu yapmak dahice.

Ama en büyük salaklığın şu:

Başkasını önemsemek istesen de kalbin buna karşı, bunu kendinde bildiğin halde yine de yapmaya çabalıyorsun.

' Aklın huzurunda kağıt parçasının önemi yok', haklısın, buna katılıyorum.

Ama şunu sakın unutma:

Bilgi senin bildiğinden ibaret değildir, tanrıları bile fazlası sayesinde alt edebilirsin." dedi.

Andrew sesini çıkartmadı, Eirinin içi biraz buruktu, derin bir nefes alarak Neefrax'a:

" Andrew cidden zeki birisi efendim, bana okuma-yazma öğretmemiş olmasının nedeni sürekli bir savaşın içerisinde olmamız.

Onu,  bu yüzden suçlayamam." dedi.

Neefrax ayağa kalktı ve :

" Eiri, güzellik ve ışık tanrıçasının adı, Andrew cidden güzel bir isim seçmiş senin için, değil mi Aria? " dedi.

Eiri biraz irkildi, Neefrax devam ederek:

" Ben geleceği de, geçmişide, şuanda olan bütün olan olayları da bilirim.

Gelecekte Andrew'e çok dikkat et, sakın ama sakın yanından ayrılma." dedi.

Eiri pek bişe anlamasa da kafasını yavaşça sallayarak " peki" dedi.

Neefrax:

" Benim biraz işim var, siz istediğiniz kitabı okuyabilirsiniz.

Geldiğimde, Zenith ile konuşmak istiyorum Andrew,  buna hazır ol." dedi ve aniden ortadan kayboldu.

Andrew sesini çıkartmadan duruyordu,  Neefrax ortadan kaybolunca, onun arkasından " siktir git." dedi.

Andrew, Eirinin yanına giderek eline bir kitap aldı ve ona, kitap okumayı öğtetmeye başladı.

Neefrax da bu sırada devasa kütüphanesinin en uzak köşesinde,  yaşlı bir adamla konuşmaya gitmişti.

Adamın boyu 2.5 metre kadar vardı, uzun beyaz sakalı ve saçı, yuvarlak çerçeveli gözlikleri ve siyah bir cübbesi olan bu adam, kütüphanenin en bilge adamı idi.

5 metre kadar vardı, uzun beyaz sakalı ve saçı, yuvarlak çerçeveli gözlikleri ve siyah bir cübbesi olan bu adam, kütüphanenin en bilge adamı idi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neefrax onun yanına gelerek:

" Kadere müdahale etmek bizim sonumuz olur, öyle değil mi Contres efendim?" dedi.

Contres naif ve bilge sesi ile:

" Kaderi değiştirmek hayatını değiştirmektir.

Kendi varlığını mahvetmek istiyorsan seni tutan yok evladım. " dedi.

Neefrax:

" Ben değil efendim, Andrew. " dedi, Contres ciddi şekilde arkasını döndü ve iyice dinledi,  Neefrax devam ederek:

" İleride Andrew,  öyle çaresiz duruma düşecek ki soltres (insanların yaşadığı gezegen demek) gezegeninde yaşayan canlıların tamamı onun öfkesi altında ezilecekler.

Biz müdahele etmeye çabalarsak içinden çıkılmaz bir döngü yarata biliriz." dedi.

Contres de:

" Zaman her daim aldatıcı ve yıkıcıdır.

Andrew'in attığı her adım kendi planına göre gitse de, o da biliyor ki bazı kritik kararlar vermesi gerekli.

Geleceğe bakıp ta ' bu böyle oluyormuş' demek, o geleceğin gerçekten varolacağı anlamına gelmez evladım.

Zamanımız varmı bilmeden kendimizi zamana bırakamayız.

Şuanki zamanın içindeyiz, bırakalım öyle kalsın, ne geçmişe ne de geleceğe tanrılar bile müdahale etmemelidir." dedi.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin