Ölüme Doğru

2 0 0
                                    

Andrew hapis tutulduğu yerde katliam yapmış, Eiri'nin ölü bedenini de alarak oradan hızla kaçmıştı.

Memur Mary de gördüğü manzara karşısında şok olsa da, bunu bir kenara bırakarak Andrew'in peşinden gitmişti.

Andrew batmakta olan güneşin güzel manzarasında, bir çukur kazarak Eiri'yi oraya gömmüştü.

Mezarın başına geçerek bir kaç şiir okumuş, hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

Onun ölümü Andrew için öyle yıkıcıydı ki, bir haftadır yemek yememiş, uyumamıştı.

Bu halde iken bile katliam yapan birisi, tek arkadaşının ölümünde ağlamaktan kendini tutamaz halde idi.

Kafasını kaldırdı, gözlerinden akan ufak yaşlar görüşünü bozuyordu, gözlerini silmeyi reddeti:

" Gözlerim seni görmeyecekse, en güzel manzara bakmanın anlamı yok."

Andrew Eiri'nin mezarında ağlaya dursun, memur Mary de yolda onun yanına geliyordu.

Geçtiği yerdeki insanlara Andrew'i soruyor, bulabildiği kadar bilgiyi toplamaya çabalıyordu.

Memur Decon onu ararken, Mary'nin yaşlı bir adamla telaşlı şekilde konuştuğunu görmüştü.

Ekip arabası ile yakına durduktan sonra hızlıca Mary'nin yanına varan Decon, elini onun omzuna atması ile memur Mary aniden bağırmıştı.

Decon onu zor sakinleştirmiş, arabaya oturtarak ona su vermişti:

" Mary, sakin ol lütfen! Neler oluyor anlat! Karakoldaki herkes ölmüş, kim yaptı bunu?!"

Mary elindeki suyu kenara fırlatarak bağırdı:

" KİMSE ÖLMEDİ! BANA YALAN SÖYLEME!"

Decon'un gözleri sonuna kadar açıldı, anlık nefes alamadı, Mary'nin dediklerine kitlenmişti.

Kimsenin ölmediğine inanmak, öylesine bir katliamın ardından bazı insanlarda görülen durumlardandır.

Psikoloji de genel olarak " Hayatta kalan" olarak adlandırılan bu duygu/durum kişi için yıkıcı olabilir.

Mary'nin de yaşadığı bu süreç, meslektaşlarının gözleri önünde öldüğüni görmesi, Andrew'in onun gitmesine izin vermesi gibi faktörlerle, son derece zedelenmiştir.

Mary titriyordu, baş parmağını ağzına götürerek ısırmaya başladı, gözleri deli gibi etrafına bakıyordu.

Decon tam ağzını açmış konuşacakken, Mary titrek ses ile:

" Onu, onu bulmalıyım! Evet, evet bulmalı ve ona sormalıyım: Neden ben??!

Nereye gittin? NEREYE GİTTİN LANET OLASICA!!"

Decon dayanamayarak Mary'e bir tokat attı, onun omuzlarından tutarak silkeledi ve:

" KİMİ BULMAN LAZIM MARY NE DİYORSUN AMINA KOYAYIM?!?!"

Mary biraz kendine gelmiş olacak ki, sakin bir şekilde:

" O beyaz saçlı adam, o yaptı bunu. Beni de o an öldürebilirdi, yapmadı.

Bunu ona sormam, sonra da kafasına sıkmam lazım.

Decon, nereye gittiğini biliyorum, lütfen sür gidelim!"

Decon şaşa kaldı, şoför koltuğuna geçerek hemen aracı çalıştırdı, sirenleri de açarak Mary'nin söyledi yere doğru sürmeye başladı.

Decon'un aklından geçenler tam kaostu:

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin