İçerdeki Vakit

3 1 0
                                    

Zenith yavaş yavaş kendine gelirken, Andrew o sırada bildiği tüm dövüş ve savaş hareketlerini boşluğa yapmaya başlamıştı.

Zenith'in gözleri tekrar görür hale geldiğinde, Andrew'i o şekilde görünce büyük bir öfke ve sinirle ;

" BUNLARI YAPMAN NE İŞE YARAYACAK APTAL PİÇ!?" dedi.

Andrew de antrenman yaparken sakin bir sesle;

" Sen neden insanlardan nefret ediyorsun? " dedi.

Zenith aynı şekilde;

" Hepiniz iğrenç varlıklarsınız. Sadece kendi çıkarlarınız için diğerlerini kullanıp atıyorsunuz.

Var olan en acınası canlılar sizlersiniz, sizden tiksinmek bile yetmez bana.

Yaşayan her insanı gebertmeliyim ki rahat edebileyim." dedi.

Andrew devam ederek;

" İçimdeki öfke ve nefret değilmisin sen? Sende dolaylı olarak insansın. Kendinden neden nefret etmiyorsun?

İnsanlardan nefretiğin için öldürmek istiyorsun, insanlar ne yaptı ise bana yaptılar, sana mı yaptılar sanki?" dedi.

Zenith bağırarak;

" O ARKADAŞINA BABASI TECAVÜZ ETTİĞİNDE ONA BEN Mİ YAP DEDİM HA?

O FUARDA Kİ PATLAMAYI BEN Mİ YAPTIM?

EİRİ YE TECAVÜZ EDEN ADAMA BEN Mİ YAP DEDİM?!. Tanıdığımız tüm kişilere hayatımızı sikin diye ben mi söyledim? Biz mi söyledik?" dedi.

Andrew derin bir nefes aldı, gölge antrenmanı yapmayı bıraktı ve Zenith'e dönerek;

" Haklı olmandan nefret etsem de haklısın. Bir anlaşma yapmaya ne dersin?" dedi.

Zenith şaşırdı, biraz Andrew'in suratına boş boş baktıktan sonra;

" Ne anlaşması ?" dedi.

Andrew de bir adım ileri atarak;

" Senin tüm güçlerin benim olacak, karşılık olarak hak eden kimseye acımayacağım." dedi.

Zenith de karşı çıkarak " Hayır!" dedi, Andrew'in ne planladığını gayet iyi biliyordu.

Andrew parmaklarını şıklattı, Zenith'e bağlı olan zincirler birden ortadan kaybolmuştu.

Zenith korkarak geri çekilmişti. Andrew Zenith in üstüne doğru yavaş ve emin adımlarla yürürken ;

" Seni şuana dek yaşatmam bir hataydı, hayatımda ki en gereksiz şey sensin. Nefret ve öfkeden gücünü alan bir eziksin." dedi.

Zenith " Hayır! YAPMA!" diyerek bağıra bağıra, yerde sürünüyor ve Andrew den kaçınmaya çabalıyordu.

En sonunda köşeye sıkışmıştı, Andrew elini Zenith'e doğru uzatatak;

" Keşke hiç var olmasaydın." dedi ve avucunu kapatıp elini sıkarak, Zenith'i elinin içine doğru çekmeye başladı.

Zenith yüksek sesle bağırıp direnmeye çalışsa da nafileydi, Andrew onu özümsüyordu.

En sonunda bitmişti, Andrew uzattığı elini geri çekerek derin nefes aldı, Zenith'i artık özümsemişti.

Gözlerini kapattı, biraz bekledi, Zenith in yüzü tekrar gözlerinin önüne anlık olarak geldi ve geri gitti.

Andrew arkasını döndü ve parmaklarını tekrak şıklatarak bulunduğu odayı bir antrenman salonuna dönüştürdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Andrew arkasını döndü ve parmaklarını tekrak şıklatarak bulunduğu odayı bir antrenman salonuna dönüştürdü.

Ellerine kılıçlarını çağırdı ve gölge antrenmanı yapmaya başladı.

Andrew kendi bilinç altında olduğu için, oradaki zaman dış dünyadan bağımsız ve izole idi.

Eiri de tüm bunlar olurken, dışarıya çıkmış ve yemek bulmak için, savaşta yıkılmış olan sokaklarda dolanıyordu.

Antekila şehiri;

2037 de çıkan iç savaş yüzünden yerle bir olan, Şehir-ülke'leri ne göre daha ufak bir boyuta sahip şehirdi.

Sokaklarda her türden pis ve manyak insan bulununa biliyor, her köşe başı tehlike arz ediyordu.

Şehirin bulunduğu kuzey enlem nedeni ile de çok soğuk olması, kendilerine "doktor" diyen organ kaçakçıları için mükemmeldi.

Onlar, buradaki soğuk havayı fırsat bilerek, insanlardan aldıkları organları dışarıda ki karların arasında saklıyorlardı.

Hepsi bir birinden manyak olan bu "doktorlar" yetmezmiş gibi, kafayı yemiş çoğu Xan da bu şehire diğer ülkeler tarafından bırakılıyor, her gün bir savaş çıkartıp birbirlerini öldürüyorlardı.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin