İç Ses

10 2 0
                                    

Andrew yere yıldıktan sonra Eiri sonunda ayağa kalkacak gücü bulmuş ve Andrew'in başına giderek, onu uyandırmaya çalılıyordu.

Eiri bir yandan ağlıyor bir yandan da Andrew e mi yoksa Bellaya mı yardım edeceğini şaşıemış şekilde her ikisininde başında ordan oraya koşarak duruyordu.

Güneş yavaşça ışıklarını Eirinin yüzüne ışıklarını vururken, Andrew ise bambaşkarüyalarda dolaşıyordu.

Andrew gözlerini bir evin bahçesinde açmıştı.

Yapıları kaplayan yeşil sarmaşıklar, bahçede bulunan bir kapı Andrew'in dikkatini çekmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yapıları kaplayan yeşil sarmaşıklar, bahçede bulunan bir kapı Andrew'in dikkatini çekmişti.

Biraz etrafına bakındıktan sonra kendini kontrol etmeye karar verdi ve halen aynı, değişen bir şey olmadığını gördü.

Bedeni Andrew e ağır geliyordu,  yürümek onun için hiç bu kadar zor hissetirmemişti.

Biraz yürüyüp bahçenin ortasında bulunan,  sarmaşıkların ele geçirdi fıskiyenin sağında duran kapıya doğru ilerledi.

Kapının önüne geldiğinde,  kapının bahçeye nazaran daha temiz ve şarmaşıklarla istila edilmediğini gördü.

Eli kapının koluna tedirgin şekilde gitti, yavaşça kolu aşağıya doğru indirdi ve içeriden çok tanıdık bir ses gelmeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Eli kapının koluna tedirgin şekilde gitti, yavaşça kolu aşağıya doğru indirdi ve içeriden çok tanıdık bir ses gelmeye başladı.

Merakına yenik düşen Andrew kapının koluna iyice bastırdı, kapıyı yavaş ve tedbirli bir şekilde açtı.

Karşısında, sandelyeye oturmuş uzun saçlı bir erkek çocuğu, kafasını öne doğru eğmişti ve saçları onun yüzünü kapatıyordu.

Andrew sesizce içeriye girip kapıyı da yavaşça kapattı. Kapıyı kapatır kapatmaz Andrew'in önünde bir sandalye belirdi.

Çocuk kafasını kaldırdı ve Andrew'e üzgün bir biçimde bakıyordu.

Çocuk kafasını kaldırdı ve Andrew'e üzgün bir biçimde bakıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çocuk Andrew'e " Otur lütfen " dedi.

Andrew tereddüt etsede önündeki sandalyeye oturarak beklemeye başladı.

Ufak çocuk Andrew e inanılmaz tanıdık geliyordu,  ancak onun bir türlü kim olduğunu çıkartamamıştı.

Çocuk sakin bir ses tonu ile " Uçan kaykay yapmaya çalıştığımız günü hatırlıyor musun?" dedi.

Andrew'in gözleri açıldı ve aklına anıları hücum etmeye başladı.

Babası ile birlikte, yedi yaşındayken uçan kaykay yapmaya çalışmış ancak başaramayınca pes edip ikisi de alışveriş merkezine giderek biraz çikolata ile kendilerini avutmuşlardı.

Andrew bu anısının olup olmadığından bile emin değildi, ancak o anın havası ve hissi ona bunu yaşadığını kanıtlıyordu.

Andrew'in anıları aklına hücüm etmeyi bırakınca tekrardan kendini o çocuğun karşısında bulmuştu.

Andrew çocuğa " Eskiden anneme hiç sarılmazdım, onu hep ötelerdim, keşke sarılsaydım" dedi.

Çocuk şaşkındı, Andrew e " Bunun şuan benim anlattığımla ne alakası var" dedi.

Andrew de " Babamla aram iyi olsa da annemizi affedemedim, sende ona sinirlisin şuan değil mi " dedi.

Bu ufak çocuk Andrew'in ufaklığıydı, kendisi ile oturup konuşuyordu.

Çocuk Andrew'in bu lafının üzerine      " evet,  sinirliyim." dedi.

Andrew  " anlıyorum,  ilerde her gün ağlamak isteyeceğimiz şeylerle karşılaşacağız ama sen hala burda oturuyor olacaksın." dedi ve kafasınu öne eğerek derin nefes aldı.

Bir kadın sesi ona " Üzülme oğlum, sen ne yaparsan yap benim biricik oğlumsun seni hep seveceğim" dedi.

Andrew aniden kafasını kaldırdı ve karşısında annesinin oturduğunu gördü, annesi ona buruk ama içten bir şekilde gülümsüyor bir yandan da ağlıyordu.

Andrew de göz yaşlarını tutamadı ve 
" Anne, okadar çok kişinin canını aldım ki, sadece burada ağlayabiliyorum, duygularım tamamen silinmiş gibi geliyor lütfen yardım et!" dedi.

Andrew'in annesi Clara, Andrew'in gözlerinden akan iki damla yaşı parmakları ile silerek kendi ağazına götürdü.

Andrew ağlamaklı ve şaşkın bir suratla neler olduğunu anlamaya çabalarken, Clara ona sarılarak hem ağlıyor hem gülüyordu.

Andrew biraz sonra durumu anlamıştı. Clarayı ittirip kafasını kaldırdığında, Andrew'in karşısındaki annesi değil Zenith di.

Andrew'in suratı bir anda ekşidi, sinirden deliye dönecek bir hale gelmişti.

" BENİ RAHAT BIRAK ARTIK ORUSPU COCUĞU!"

diyerek Zenith e doğru atıldı.
Atılması ile yere düşmesi bir oldu, Zenith kahkaha atıyor ve Andrew'i aşalarcasına ona bakıyordu.

" Anasının kuzusu ha Andrew? Hahahahaha hiç güleceğim yoktu!" dedi Zenith.

Andrew sinirden deliye dönmüştü, birden bedeninin salladığını hissetti.

Zenith de etrafa bakarak sallantıyı anlamıştı ve Andrew e bakarak

" Seni elbet bir gin yenip yerine geçeceğim Andrew" dedi ve korku filminden fırlama şekilde kahkahasına devam etti.

Zenith yüzü ve etraf sürekli değişiyor ve yıkılıyordu.

Zenith giderek korkunç bir hal alırken Andrew uyandığını anlamaya başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zenith giderek korkunç bir hal alırken Andrew uyandığını anlamaya başlamıştı.

Andrew tam ışıklar içinde kayboluyordu ki Zenith in sureti en korkunç halini almıştı.

Andrew tam ışıklar içinde kayboluyordu ki Zenith in sureti en korkunç halini almıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin