Hapis

4 1 0
                                    

Eiri etrafına baktığında;

Hiç bilmediği bir evin yatak odasında gözlerini açmıştı.

Kara melek onu neden oraya gönderdi bilmiyordu,  Andrew'in nerede olduğunu çok merak ediyordu.

Apar topar kalkarak tüm evi kontrol etmeye ve Andrew'i aramaya başlamıştı. 

Biraz sonra Andrew'i bulamayınca anlamıştı ki Kara melek, Andrew'i başka bir yere ışınlamıştı.

Ne yapacağını bilemeden içeriye geçti ve kanepeye oturdu. Eiri, ellerini ovuşturmaya başladı.

Kolu kaşınıyordu, sol ayağı düzensiz şekilde , sabırsızlığını belli edercesine yukarı aşağı hareket ediyor, nefesi yavaş yavaş hızlanıyordu.

Strese girmişti, düşünceler beynine akın akın geliyordu.

Karşısında duran eski tip bir televizyonu açmak için ayağa kalktı ve televizyon sehpasının yanına vararak arka tarafına uzandı.

Eli ile kabloyu tutarak duvarda ki pirize taktı. Etrafa biraz bakındı ve televizyonun kumandasını bulduktan sonra kanepeye oturdu, televizyonu açtı.

Televizyon açılır açılmaz Eirinin karşısına,  bir haber kanalı çıkmıştı.
Ses kısıktı, duymak için sesi biraz açtı.

Spiker;

" Avcı son günlerde dünyanın hiç bir yerinde görülmedi. En son 14. Hangarda iki kişi ile mücadele ettikten sonra ortadan kayboldu. Lütfen dikkatli olun.

Sıradaki haberimiz..."

Eiri düşünmeye başladı, Baros,  Andrew ile olan savaşında yenilmişti. Ancak Andrew'in dediğine göre Zenith halen Andrew'in içinde ve kontrol altında duruyordu.

Zenith bu halde ise Baros'ta mı o haldeydi? Eiri gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı ve kendi bilinç altına, Andrew'i yaptığı gibi girmeye çalıştı.

Biraz denedikten sonra bunun işe yaramadığını gördü. Çaresizce koltuğa uzanarak ağlamaya başladı.

Andrew ise sersemlemiş halde uyandığında karanlık bir yerdeydi.

Tepeden inen kırmızı bir ışık dışında etrafı aydınlatan hiç bir şey yoktu.

Zorlukla ayağa kalktıktan sonra Andrew,  etrafını gözlemlemeye başladı. Bu yer nedense gördüğü hiç bir şeye benzemiyordu.

Andrew, acıdan kıvranan bedenine rağmen biraz hareket ederek bu yapının içinde dolanmaya başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Andrew, acıdan kıvranan bedenine rağmen biraz hareket ederek bu yapının içinde dolanmaya başlamıştı.

Biraz daha kendini topladığında bu yapının çöl benzeri bir yerin ortasında olduğunu anladı.

Etrafta sadece rüzgardan kalkan kumların sesi ve inanılmaz bir sıcak vardı.

Yerçekimi de farklıydı, Andrew başka bir gezegende olduğunu da buradan anlamıştı. Dünyaya göre burada ki yerçekimi daha fazlaydı.

Andrew kendini yerçekimi yüzünden daha ağır hissetse de, Xan enerjisi ile dolu bedeni;

Andrew'in kemiklerinin yer çekimi yüzünden kırılmasını önlüyor, kemikleri kendilerini sürekli yeniliyordu.

Andrew'in üstünde hiç bir silahı ve ya eşyası yoktu.

Yapının içinde biraz dolandıktan sonra,  duvarın yanına gelerek Xan enerjisinin belli bir kısmını yumruğuna yönlendirerek biraz gerildi.

Güçlü bir şekilde duvara enerji yumruğunu atan Andrew,  bunun hiç bir işe yaramadığını gördü, yanı sıra eli de ağrımıştı.

Kızıl Alev'i kullanarak kendisini teleport etmeyi denedi ancak bu da nafileydi. Bu şeyin içinde ne güçleri ne de fiziksel yetenekleri işliyordu.

Andrew pes ederek yapının tam ortasına, bağdaş kurarak oturdu.

Derin nefes alarak bedenini sakinleştirdi ve gözlerini kapatarak kendi bilinç altına doğru bir yolculuğa çıktı.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin