Tehlike

7 2 0
                                    

Andrew ve Eiri yi saran yoğun bir korku duygusunun ardından yakınlarda bir gürültü gelmiş ve hemen arkasına da ufak bir sarsıntı hissetmişlerdi.

İkiside birbirine bakarak işin kötüye gittiğini anladıklarında dışarıdan şöyle bir ses gelmişti :

" AVCI! NEREDESİN!? BEN BEELXAR!! KELLENİ ALMAK İÇİN GELDİM!! "

Andrew etrafını kontrol ederek tedirgin şekilde Eiri ye " Git! Hemen kaç!"

dediği sırada duvardan içeriye giren ve Eirinin tam kafasına doğru ilerleyen kocaman,  yamuk yumuk bir kılıcı fark edince,  Eiri yi vurmadan önce Zamansız yeteneğini kullanıp Eiri yi kenara çekti.

Onlara doğru gelen kılıcın sapından tutarak durdurdu.

Zaman kendine geldiğinde Eiri şaşkındı, önceden olduğu yerde değildi ama bu o an için önemsizdi.

Andrew'in elindeki koca kılıç titreyerek geldiği yöne doğru geri gitmeye başladı.

Bir kaç saniye sonra yıkılan duvarın tozlarının arasından kocaman bir yaratık çıka gelmişti.

Andrew cep boyutuna gönderdiği kılıçlarını tekrardan kızıl alev ile kendine çağırıp savaş pozisyonunu almıştı. Eiri ise Andrew'in arkasında tetikte duruyordu.

- BEN BEELXAR! KELLE UÇURAN! DÜNYALARIN CELLADI!!

Andrew :

+ Ne sikim olduğun umurumda değil neden buradasın.

- Yüce Beelxar'la nasıl böyle konuşursun mendebur insan!

Andrew durumdan hiç memnun değildi.

Karşısında duran bu yaratık 2.10 boyunda,  güçlü görünüyordu. Üstünde zırha benzer bir yapı bulunuyordu. Kafasında ki maskesi ise yüzünü gizliyordu.

 Kafasında ki maskesi ise yüzünü gizliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Beelxar Andrew'e bakarak :

" Avcı! Sensin! Hahaha ne kadar da ilginç! Her neyse şu andan itibaren ölüsün." dedi ve Andrew'e inanılmaz bir hızla atılarak saldırdı.

Andrew bunun geleceğini bir saniye öncesinden gördüğü gibi tekrardan Zamansız yeteneği ile hızlanmış ve ona doğru gelen saldırıyı karşılamıştı.

Lakin saldırı okadar güçlüydü ki kılıçların birbirine deydiğinde çıkan şok dalgası ile geriye doğru savrulmuş tu.

Beelxar : " İnanılsmazsın! Bu hız bu ön görüş!"

Andrew kafasını kaldırıp sinirli bir şekilde karşı saldırıya geçerek,  Beelxar ve Andrew arasında olacak bu mücadele tam anlamıyla başlamıştı.

İkiside birbirine insanların algısının dışında hızlıca saldırıyordu.

Eiri kenara geçerek kendisini korumaya almış, Andrew'e nasıl yardım edebileceğini düşünüyordu.

Beelxar kahkaha atarak savaşıyordu,  Andrew'in boşluğunu görünce ona öylesine bir yumruk attı ki Andrew'in o anda kaburgasından 5 kemiği kırılmıştı.

İnşaat alanından fırlayarak bir sokak ötedeki bir binanın tepesine düşmüştü.

Andrew ayağa kalkıp gelen bir sonraki saldırıyı karşıladı, Beelxar hız kesmeden saldırıyordu,  normal bir insan Andrew'in yerinde olsa çoktan kemiklerine kadar bütün vücudu parçalanmıştı.

Beelxar tekrardan Andrew'e sağlam bir yumruk atıp bir evin içine fırlatmıştı.

Andrew zorlanarak ayağa kalktığında düştüğü evdeki insanlar ona korku ile bakıyordu.

Beelxar Andrew'in yanına gelerek tekrarda ve durmadan saldırıyordu.

Beelxar'ın saldırılarının birisi bulundukları evdeki bir çocuğa gelecekken Andrew kolunu uzatatak onu korudu.

Bunun bedeli Andrew için ağırdı çünkü sol kolunu kaybetmişti. Andrew sinirle Beelxar'a güçlü bir tekme atınca Beelxar sokağın karşısına kadar uçmuştu.

Andrew kopmuş kolunun verdiği acı ile kıvranırken, Zenith Andrew'e halen

" Beni bırakırsan kolun yeniden çıkacak. " diyor ve onu sinir ediyordu.

Andrew üstündeki ceketi çıkartıp kopan koluna sardı ve kanamayı biraz olsun kesmeye çalıştı.

Beelxar,  Andrew'in karşısına adeta ışınlanarak tekrardan ona yumruk atıp o evden de fırlatmıştı.

Andrew yere sert bir şekilde düşmüştü,  savaş her saniye bambaşka yerlerde geçiyordu.

Andrew kafasını acı ile kaldırdığında baş ucunda duran Bellayı gördü.

Bella şaşkın şekilde Andrew'e bakıyordu. Andrew de şaşkındı lakin Beelxar fazla uzakta değildi ve geliyordu.

Bella Andrew'in kalkmasına yardım etti ve kopmuş olan kolunu fark etti.

" yardım edebilirim!" dedi.

Andrew acı içinde

" İyi tamam yap hadi!" dedi ve Bella sağ eli ile Andrew'in kopan kolunu tutarak Xan gücünü kullanmaya başladı.

Bir kaç saniye sonra kolu tekrardan çıkan Andrew,  tekrardan kılıçlarını eline alarak saldırı için hazırlandı.

Lakin ortalıkta hiç kimse yoktu. Andrew şaşkındı, Beelxar hiç bir yerde gözükmüyordu. Bellada etrafı kolaçan ediyordu.

Bir kaç saniye sonra Andrew'in aklına Eiri geldi. Koşarak inşaat alanına tekrar gitti, Bella da arkasından koşarak geliyordu.

Andrew oraya vardığında Beelxar da oradaydı.

Beelxar Eiri yi bayıltıp kucaklamıştı, Andrew " EİRİ!!" diyerek bağırdı ancak Eiri den ses gelmiyordu.

Beelxar Andrew'e dönerek

" Güzel dövüştü Avcı,  ancak gitmem lazım, kızıda yanıma hediye olarak alıyorum, hepimizin ihtiyaçları var sonuçta haha!" dedi ve aniden ortadan kayboldu.

Bella oraya yetiştiğinde Andrew dizlerinin üstüne çökmüştü,  sinirli olduğu her halinden belliydi ama gülüyordu.

Kendisini tutamıyor duygudan duyguya geçiyordu. Bella yavaş yavaş Andrew'e doğru yürümeye başlamıştı.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin