Öfke

13 2 0
                                    

Andrew yerinden fırladıktan sonra kılıçlarını ellerine alarak binadan dışarıya çıktı.

Beelxar binanın aşağısında onu bekliyordu ve sağ elinde Eiri baygın halde duruyordu.

Andrew sinirle " BIRAK ONU!" desede Beelxar'ın niyeti belliydi, ölümüne bir savaş istiyordu.

Beelxar Andrew'e seslenerek : "Avcı ha? Lakabın bu mu Andrew? O kadar iyi bir Avcıysan gelde al bakalım sevgilini!" dedi.

Andrew de " O benim sevgilim falan değil seni piç kurusu!!" dedi ve Beelxar'a doğru inanılmaz bir hızla atıldı.

İkisi yine muhteşem bir savaşa tutuştular. Andrew'in darbeleri Beelxar'ı zorluyordu. Beelxar ise güle oynaya karşılık veriyordu. Beelxar elinde ki Eiri yi kenara fırlatıp tam anlamı ile savaşına başlamış oldu.

Bella yatağından kalkıp üstüne bir şeyler giydi ve camdan dışarı baktığında ikilinin yine savaştığını gördü.

Bella da binadan çıkarak bahçeye gelmişti. Yerde yatan Eiri yi gören Bella hemen onun yanına vararak onu uyandırmaya ve yaralarını gücü ile iyileştirmeye çalıştırıyordu.

Bella kafasını kaldırıp etrafa baktığı anda Beelxar ın kılıcının kendi gözüne geldiğini gördü, her şey Bella için yavaşlamış zamanın anlamı yok gibiydi.

O an öleceğini düşünen Bella gözlerini kapatarak kaderini kabul etmişken, bir sesle gözlerini aniden açtı. Karşısında Andrew duruyordu be Beelxar ın kılıcının önüne geçerek Andrew kendini siper etmişti.

Bella yutkunarak ses çıkartmaya çalıştığında Andrew, Beelxar ın kılıcı bedeninden çıkartıp fırlattı ve tekrar ona saldırmaya başladı.

Andrew ve Beelxar öylesine şiddetli savaşıyordu ki, etraftaki tüm binaların ve evlerin duvarları çatlamıştı.

Andrew öylesine güçlü saldırıyordu ki adeta gözünü kan bürümüş gibiydi. Beelxar ın sırıtan suratı Andrew'in bu denli güçlü saldırmasından dolayı somurtar olmuştu.

Beelxar karşısındaki Andrew'i ciddiye alması gerektiğinde kendisi de ciddi şekilde savaşmaya başladı.

Bir süre ikili birbirlerine eşit gittikten sonra Beelxar Andrew'in açığını bulduğunda ona güçlü bir yumruk atarak öteki sokağın başına uçurmuştu.

Beelxar fırsattan istifade hemen Bella ve Eirinin yanına gelerek ilk önce bellayı saçından tutup havaya kaldırdı ve kılıcını Bellanın karnına sapladı.

Andrew geri geldiğinde gözleri sonuna kadar açıldı, dişlerini sinirden öylesine sıkıyordu ki neredeyse kırılacak gibiydi.

Beelxar Eiri de eline alıp kaldırdığında Andrew gelerek Beelxar ın arkasından kendi kılıçlarını ona sapladı ve Eiri yi elinden aldı.

Andrew Beelxar'a delirmiş gibi saldırıyordu ki öylesine güçlü şekilde kendi kılıcını Beelxar'ın kılıcına vurdu ki Beelxar ın kılıcı kırıldı.

Andrew kendi kılıçlarını ellerinden atarak bağıra çağıra Beelxar'a güçlü yumruklar atmaya başkadı.

Eiri de o sıra gözlerini açmış ve Andrew'in bağırdığını gördüğünde kendine gelmişti.

Ayağa kalkamıyor, Eirinin bedeni ona ağır geliyordu. Andrew ise Beelxar ı bir duvara yaslayarak dövmeye devam ediyordu.

Beelxar, Andrew ona saldırırken

" Turuncu kafalı kızda(Eiri) fenaymış Andrew, bağıra çağıra güzel bir performans sergiledi onun bedenini ellerken." dedi.

Andrew o sıra duraksadı, Beelxar gülerek " Ne o? Gül kokulunun başkası tarafından düdüklenmesi hoşuna gitmedi sanırım " dedi.

Andrew'in gözleri sonuna kadar açılmıştı ve aklına tekrardan Bella gelmişti. Daha bir kaç saniye önce Bellayı, Beelxar öldürmüştü.

Andrew öylesine delirmişti ki sesler kulağına boğuk geliyordu, gözleri sinirle yere bakarken bedeni kaskatı kesilmişti.

Eiri durumu anlamıştı ancak ne Andrew'e yardım edecek gücü nede aya kalkacak hali vardı, oturduğu yerden ağlayarak olan biteni izliyordu sadece.

Beelxar kırılmış maskesinin altında ki ağazını silerek yere kan tükürmüştü. Beelxar " Burada işim bitti, gidip Xavier e rapor vereyim" dedi ve arkasını döndü.

Beelxar arkasını döndüğü sırada sağ kolundan bişi onu tutuyordu. Beelxar tekrar arkasına döndüğünde karşısında 2.50 metre, devasa boynuzları olan keçi kafalı bir canavar duruyordu.

Beelxar ın gözleri, onun korkusunu iyi anlatıyordu, lakin karşısındaki Andrew'in içinde saklı olan Zenith den başkası değildi.

Zenith, Beelxar ın kolunu biraz çekerek koparmıştı. Gücü inanılmazdı ve etrafına yaydığı yoğun koku bunu destekliyordu.

Beelxar acı içinde bağırıp af dilerken Zenith onu yere yatırdı ve orada tüm iç organlarını delirmişcesine etrafa parçalayıp fırlattı.

Durmadan yumruklar atan Zenith öfkenin gerçekten vücut bulmuş hali gibiydi.

Zenithin boyu yavaş yavaş ufalıyordu ve eski hali olan Andrew e dönüşüyordu.

Andrew eski haline geldiğinde ayağa kalktı ve ayakta biraz sendeledikten sonra yere yığıldı.

Eiri sonunda yerinden kalkıp Andrew'in yanına vardı ve onu ağlayarak uyandırmaya çabaladı.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin