Didimin son damlasına kadar içtiğime emin olduktan sonra elimdeki metal kutuyu Beril'in kafasına doğru attım.
Tam isabet.
"Ağzına sıçayım ben senin."
Sinirle bana dönen en yakın arkadaşım tek eğlence kaynağım olabilirdi.
"Niye ağzım tuvalet mi?"
Ellerini kafasına yapıştırdı ve korkunç cümlem karşısında yaşama direnci gösterdi.
"Bunu neden söyledin? Neden yani? Anlamlandırmaya çalışıyorum ama olmuyor. Senin gibi zeki bir insan neden 2005 bebesi lafı kullanır?"
Tek sebep vardı elbette.
"Ne bileyim seni delirtmek hoşuma gidiyor."
Lysye beş gün kala tek derdim buydu,evet.
Bana cevap verme tenezzülünde bulunmayıp önündeki integral sorusuna gömülen Beril'e uyup ben de test kitabımı açtım.
Sınav bize girmeden bizim ona girme yöntemini bulmamız gerekiyordu.
.
.
.Diriliş intro is coming.
Beş dört üç iki bir ve bam.
Türk milletinin suyunu çıkardığı mükemmel müzik...Okul zili yapmasalar geberirlerdi zaten.
Sırt çantamın içine kalemkutumu ve iki deneme kitapçığı attıktan sonra Beril'e veda edip otobüs durağına ikiledim.
Şu hayatta mutlu olduğum bir şey var ise o da evimin önündeki otobüs durağı ile okulumun önündeki otobüs durağının aynı güzergahta olmasıydı.
Gelen ilk otobüse atlayıp gitmedim elbette. Benim mükemmel bir otobüsüm vardı.
Her gün aynı saatte binip aynı kişiye denk geldiğim mükemmel bir otobüs.71T.
Saat 15.53 de geçenine binmem gerekiyordu. Olağanüstü durumlar karşısında birkaç dakika geciktiği olmuyor değildi elbette. Ama onlar da benim otobüsteki aşkım ile olan ilişkimdeki nazar boncuğuydu.
Aha 71T geliyor.
Akbili basalım, kalan bakiyemizin bir gün daha bizi götüreceğinden emin olalım, arka tarafa doğru yürüyelim ve işte! Her zamanki gibi oradaki biricik aşkım.
Yunus Emre.
Bak nasıl da bana yanını tutmuş. Aman aman yerler senin el kadar aklını.Söylemeyi unuttum mu ben?
Yunus Emre ilkokul birinci sınıf öğrencisi hatta ikinci sınıfa aday olan bir kerata. Kendisi dünya tatlısı bir surata sahip olmasına rağmen sinsi aklı beni bile tırstırıyor arada."Abla geçenki teyze yine yerini kapmaya çalıştı. Yayılarak uyuyor numarası yaptım,az kalsın üstüme oturuyordu."
O teyze ve Kim Kardashian'ın üç katı olan poposu... Çocuk iyi ki hala hayattaydı.
"Seni canlı gördüğüme sevindim pikaçu. Eee ne var ne yok?"
"Karnede bir çok, başka hiçbir şey yok."
Yunus Emre'nin dramına karşı gülmemek için dudağımı ısırdım. Birinci sınıf öğrencisi olmasına rağmen karnesinde nasıl bir almayı başardığı isveçli bilim adamlarının bile kafa tutmaya cesaret edemeyeceği bir konuydu bence.
"Seninle gurur duyuyorum aslanım!"
Elimle sırtına pat diye yapıştırınca karşımda oturan adam bana insan mutantı görmüş gibi baktı. Bende gözlerimi dikerek ona baktım.
Hayırdır kardeşim?
En sonunda adam bakışlarımdan tırsıp cam kenarına doğru sığışınca korkunç kadın gülümsemem ile gözlerimi başka yere çevirdim.
Ve o an, o saniye her şey durdu. Sadece karşımdaki tam kahkaha atarken göz göze geldiğim çocuğun tüm mimikleri beynime kazındı.
Bir insanı kendine aşık etmek için üç yolun vardı sanırım:
Gözlerin.
Sesin.
Ve gülüşün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker
HumorHayata bir Aden Rose Heard molası. Tanıtım: Nasıl olmuştu ben de bilmiyordum. Senelerin stalker'ı ben, sahte hesabımdan sahte bir hesap tarafından stalklanmış ve ifşa yemiştim. Şaka gibiydi. İsminin hatırına cevap verdiğim sahte hesabı hayatıma alma...