**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI**
Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı...
Çünk...
Hikayeye başladığınız tarihi tam da buraya bırakabilirsiniz.
Keyifli okumlar ;)
E.Ç.
******
BÖLÜM 1:
ÇIKTIM BİR YOLA
Otobüs ileri geri yalpalayarak durmuştu. Camdan dışarı bakmakla uğraşmadan ayaklandım. Zaten yol boyunca Meriç'le yazıştığımızdan bir saatten fazla süredir beni beklediğini biliyordum.
Meriç...
Yeni dans partnerim ve hayata devam etmemi sağlayan o sıra dışı çocuk... Beni düştüğüm yerden kaldırmakla kalmamış, tıkılıp kaldığım çukurdan da çekip çıkarmıştı. Üç ay önceydi sanırım. Nerdeyse hiç kullanmadığım Facebook'uma gelen mesajı bir hafta gecikmeyle görmüştüm. Meriç 'Merhaba İrem' yazmıştı.
Meriç Alkan... Onun kim olduğunu elbette biliyordum. Dans camiasında zirvedekileri herkes tanır zaten. Meriç de dağın tepesindeki o ulaşılmaz yeteneklerden biriydi. Hayatımın en karmaşık anına bir bomba gibi düşüvermişti bir anda. 'Sana da merhaba.' yazıp mesajı gönderirken hiçbir şey ummamıştım elbette.
Sonrası mı?
Sonrası ardımda bırakmak için can attığım kabus dolu birkaç ay...
Tek bildiğim şu an burada, İstanbul'daydım ve Meriç elleri ceplerinde yaslandığı kolondan bana gülümsüyordu. Üzerindeki deri montla bir kahramandan çok serseriye benzediğini düşündüm elimde olmadan. Yine de oradaydı. Benim için...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimi havada sallayıp gülüşüne karşılık verdim. Ben valizimi almak için bagaj kapısına yöneldiğimde o da yanıma gelmek için hareketlenmişti.
"Bana bırak." dedi benden önce kırmızı bavula uzanıp. "İlk günden partnerimin sakatlanmasına göz yumamam."
Güldüm. Zaten Meriç'in tanıştığımız ilk andan itibaren üzerimdeki etkisi hep bu olmuştu. Beni kendi dünyasının içine saklıyor, gamzeleriyle gerçekleri çarpıtıyor, sesiyle bir hayalin gerçek olabileceğine inandırıyordu. Yo, hayır. Etrafımdaki pek çok kızın aksine ben ona aşık değildim. Meriç'in uslanmaz bir çapkın olduğundan da bir gelip bir giden sevgililerinden de haberdardım. Zaten o da benim gibi hasta bir kalple uğraşamayacak kadar meşguldü. Sadece dans ediyor, kendi hikayelerimizi ritme kaptırdığımız bedenlerimize saklıyorduk. Yüreğimdeki iltihabı iyileştiren bir antibiyotik gibi bedenime sızmasına izin veriyordum Meriç'in. Onun varlığıyla, onun vadettiği dünyayla hayata tutunan ruhuma bu da fazla değildi ya?
