SÜRPRİİİİZZZ!!!!
Kendimi tutamıyorum dedim, tutma dediniz, alın size yeni bölüm. Yalnız baştan uyarayım, çooook uzun oldu. Entrikalı, danslı, sürprizli mi sürprizli pek şukela bir bölüm yazdım size. Daha önce hiiiiiç okumadığınız birinin gözünden okuyacaksınız bu kez Aynalı'yı. Devamı için iştahınız kabaracak benden söylemesi. Benim kabardı bile, o yüzden de korkarım bu ek bölümler yeni yeni bir sürü bölüme dönecek. Şimdilik oluruna bıraktım, içimden geldiğince yazıyorum. Hadi hayırlısı :)
Hepinizi öperim >_<
***
Sometimes it's hard to face reality...
***
BÖLÜM +3:
MAVİ MAVİ
Caner'den...
Mavi...
Dönüp dolandığım tüm düşüncelerin arasından yine aynı noktaya kaymıştı dikkatim. Bakmamak için kendimle verdiğim mücadeleye rağmen arsız gözlerim bir kez daha merakla onu inceliyordu işte. Sahiden ne kadar da maviydi gözleri... daha önce görmediğim türden bir mavi... Böyle, dipsiz bir okyanus ya da sonsuz bir gökyüzü gibi... uçsuz bucaksız... Ürkütücüydü aslında ama aynı zamanda da büyüleyici. İnsanın korkudan nefesini keserken manzarasıyla başını döndüren bir uçurum gibiydi adeta. Ve kesinlikle tehlikeliydi. Tehlikeli bakıyordu. Belki benim gibi o da şimdiden kararından pişman olmuştu. Üstelik daha geceye başladığımız söylenemezdi bile. Tanrım... ben nasıl bu duruma düşürmüştüm kendimi? Ne saçma, ne gereksiz, ne çocukça bir çabaydı.
"Değil mi Caner?"
Ha? Ne? Dikkatimi bilmem kaçıncı kez karşımdaki mavi gözlerden Memoji'nin sözlerine vermeye çalıştım. "İngiltere'de yaşasam hiç dönmezdim ben herhalde." diyordu Memo sırıtarak. "Yani ben sadece birkaç kez Londra'ya gittim annemlerle ama, o da yetti bana. Bıraksalar hep orada kalırdım, net!"
Ben stresten iki kelimeyi yan yana getiremediğimden benim davetlim olarak mekana gelmiş kızı oyalamak Memoji'ye düşmüştü. Beren'in sıkılmış suratına bakılırsa pek başarılı olduğu söylenemezdi ya, beni kurtardığı sürece müdahale edecek değildim.
Rüzgar'ın yavaş gitmem konusunda verdiği nasihati bir kenara bırakıp önümdeki viski kadehine uzandım. Tüm bir günü bu geceye yetişmek için tepinerek geçirmişken şimdi zamanın böyle sakız gibi sünmesi normal miydi? Neredeyse bir buçuk saattir kızların mekana teşrif etmesini bekliyorduk ve Rüzgarlar bilmem kaçıncı kez sigaraya çıktıkları halde ne gelen vardı ne giden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALI SALON
Romance**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI** Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı... Çünk...