Bölüm 61

9.7K 580 265
                                    

Selam,

Bu hafta benden başka bölüm beklemiyor olabilirsiniz, ama tren,  uçak, havalimanı demeden her yerde kitap yazarak bölümü bitirmeyi başardım. Yay!!!!!

Bu da size güzel bir hafta sonu hediyesi olsun madem :)

Sıcacık bir Cuma gecesi olması dileğiyle...

Öperim

***

Are you holding back something
That you've just been dying to say?

***

BÖLÜM 61:

BİR TAKIM HATALAR

Aşk...

Her şey böyle başlamıştı. Ama öyle devam etmediğini Caner'in sıkıntıyla kasılmış suratından okuyabiliyordum.

"Okula başladığımda on yaşında falandım sanırım." dedi Caner uzun bir sessizliğin sonunda. Arkasına yaslanmış, kollarını önünde bağlamıştı. Sanki geçmişe gömdüğü anıları kovalıyormuş gibi uzakta bir noktaya bakıyordu şimdi. "Okulun ilk yıllarıydı ve Alev hala genç, tecrübesiz bir antrenördü o zaman. Oya ve Rüzgar da onun ilk çiftlerindendi. Tuğçe'nin o dönemki zavallı partneri illallah edip dansı bırakınca prensese mecburen yeni bir kurban bulunması gerekmişti. E, ellerindeki en kolay lokma da ben olunca dansa başlamış oldum."

Başımı salladım. "Evet bunu anlatmıştın."

"Tahmin edersin ki sadece bir yıl sevgili kuzenime dayanabildim." dedi Caner komik bir mimikle. "Ben dansı bırakmak isteyince amcam kızı için ikizleri buldu hemen. Ama Alev gitmemem için o sırada boşa çıkmış olan Oya'yla partner yaptı beni de. Öyle olunca da her şeyi bırakmak yerine kalmayı seçtim."

"Çünkü Oya'dan hoşlanıyordun." diye tamamladım sözlerini.

Caner başıyla onaylamıştı. "Bu arada Rüzgar zaten Ela'yla partner olduğundan Oya bir süredir farklı farklı çocuklarla deniyor, ama bizim yakışıklı prensten sonra kimseleri beğenmiyordu. Alev onu bir şekil ikna etti herhalde ki benimle partner olmayı kabul etti Oya. Böylece birlikte dans etmeye başladık. Dans ettikçe de ona daha da tutuldum."

Ama o seni hiçbir zaman öyle görmedi diye geçirdim içimden. Dudaklarım hüzünle aşağı sarkmıştı. Üstelik daha hikayenin öldürücü noktasına bile gelmediğimizin farkındaydım.

"Benim okuldaki üçüncü yılımda falan önce Memo, bir iki ay sonra da Meriç başladı kulübe. Bunun hırs manyağı anne babası zaten kendi bale okullarında verdikleri dersle yetinmeyip onu bir de dansa başlatmayı uygun görmüşlerdi. Meriç eğlenceli, cool tavırlarla bizimkilerin gözdesi oluverdi tabi hemen. İkizler kıçında dolanmaya başladı. Birlikte takılmalar, akşamları buluşup azmalar..."

"On üç, on dört yaşında?" diye sordum hayretle.

Caner çok safsın der gibi yüzüme bakıp gülümsemişti. "On üç, on dört yaşında, zengin bir erkek çocuğunun neler yapabileceğine inanamazsın." dedi. "Sonsuz hayal gücü, bol bol baba parası..."

Nedense kendi sorumun cevabını düşünmek istemiyordum. Demek Meriç o yaşlardan beri hiç değişmemişti. "Sonra ne oldu peki?" dedim. "Oya'yla sen partnerdin. Rüzgar Ela'yla..."

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin