Bölüm +6

6.2K 453 73
                                    


Herkese selam,

Biliyorum, bu kez arayı çok açtım. Ama çooook çalışmam gerekti. (hala da gerekiyor aslında ya... neyse) Sonunda yeni bölümle buradayım, üstelik bombastik ve upuzun bir bölüm hazırladım size arayı kapamak için. Umarım hasret giderir, pek sever, benim gibi mutlanırsınız :) 

Bu bölüm yaz tatilinden kopup okula dönmek zorunda kalan herkese gelsin :) Yaz bitse de bahar hep kalbinizde yeşersin.

Öppücükk


***

Who do you love? Is it him or me?

***

BÖLÜM: +6

HAVUZUN DİBİ


"Sen ne yaptın İrem?"

"Neden koreografiye uymadın İrem?"

"Orda tam olarak ne oldu İrem?"

Son yarım saat içinde bunlar gibi daha kaç söz işitmiştim saymayı bırakmıştım. Hepsine vermek istediğim cevap aynıydı aslında, Kaan'a gününü göstermiştim. Olan buydu. Hem de onun için en önemli şeyi, ilgiyi ve övgüyü üzerinden alıp onu sahnenin ortasında dımdızlak bırakarak. Bu bariz gerçeği kimseyle paylaşmamıştım tabi. Zaten insanların ne düşündüğü umurumda bile değildi.

Şu an bile Kaan'ın yüzüne oturan o ebleh ifadeyi düşündükçe gülesim geliyordu. Her şey onun hayal ettiği gibi başlamıştı aslında. Bizi yapmaya zorladığı koreografinin baş yıldızı olarak tüm gösteriyi ele geçirecekti Kaan aklınca. Oysa ben karşılıklı dans etmemiz gereken kısma kadar sessizce rolüme ayak uydurmuş, o an geldiğindeyse Kaan'ı şaşkın şaşkın, tek başına dikilirken bırakarak Rüzgar'ın karşısına geçmiştim. Elbette her şeyi kusursuz yapan sevgilim bu hatamın sebebini anlamamıştı. Yine de rol yaparak ona sarılıp kulağına Cha Cha koreografimizi yapıyoruz diye fısıldadığımda itiraz etmeden anında bu değişikliğe ayak uydurmuştu.

O andan sonra seyirci için sadece ben ve Rüzgar vardı sahnede. Kaan Bey ne yapacağını anlamaya çalışarak birkaç tur etrafımızda doğaçlama hareketler saçmaladıysa da sonunda işlevsiz varlığını aramızdan çekmek zorunda kalmıştı. Şah ve mat! O nefret kusan bakışlarıyla içeri giderken seyircinin bunu oyunun bir parçası zannettiğine emindim. O yüzden ben de iyice üstüne gidip ona aynı iğrençlikte, intikam kokan ela bakışlarımla karşılık verdim. Sonrası olması gerektiği gibi Rüzgar'ın kollarında tamamladığım ve seyirciyi alkış krizine sokan güzel bir Cha Cha finaliydi. Hareketlerimin nedenini anlamasa da Rüzgar'ın da Kaan'ın aramızdan çekilmesiyle rahatladığının farkındaydım. Aralara senaryoya uyacak doğaçlama hareketler katmış, son ana kadar izleyenlere göz kamaştıran bir şov sunmuştu.

Tüm gösteri bitip selama çıktığımızda Kaan'ın o çok beklediği alkış kıyametin yanına bile yanaşamamasından planımın işe yaradığını biliyordum. Bugün bu gösteriden akılda kalan o değil, yakışıklı ormancıyla kurtardığı prenses olacaktı. Rüzgar'la el ele öne çıkıp selam verdiğimizde insanların çılgınca yaptıkları tezahürattan sonra Kaan da bunu anlamıyorsa başka nasıl anlardı bilmiyorum.

Perde kapanıp herkesin coşkuyla birbirine sarıldığı anlarda eğlenmeyen tek insan Kaan'dı şüphesiz. Alev Hoca'yı da yanına alıp hesap sorarca karşıma dikildiğinde korkacağımı zannetmiş olmalıydı. Oysa Alev ne olduğunu sorduğunda doğrudan Kaan'ın gözlerinin içine bakarak koreografiyi karıştırdığımı söylemiş, özür bile dileme gereği duymamıştım. Alev'in bunun yalan olduğunu anladığına emimdim. Son anda, hiçbir çalışmasına katılmadan çıktığım gösterilerde bile tek bir adım kaçırdığım olmamıştı. Ama sevgili antrenörümüz o sırada tebrikleri kabul etmekle öyle meşguldü ki konunun üstünde durmamış, iyi toparladığımızı söyleyip hızlıca bizi tebrik etmiş ve yanımızdan ayrılmıştı.

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin