Mi gente...BÖLÜM 3:
ALEV ALEV
Yuh...
Sessizce geçen onca saniye boyunca düşünebildiğim tek şey bu olmuştu. Tanrı güzellik konusunda daha adaletli davransaydı belki ben de bu şekilde eşekten düşmüşe dönmezdim. Ama şimdi gözlerimi karşımdaki varlıktan alamıyordum. Kusursuzluk az ötemde vücut bulmuş bana bakarken insan gibi hissetmekten bile vazgeçecektim nerdeyse.
"Sen İrem'sin değil mi?" dedi karşımdaki kız.
Çekinerek başımla onayladığımda her normal insan gibi onun da kendini tanıtmasını bekledim. Oysa o imalı bakışlarıyla beni süzmeyi sürdürüyordu. Zaten kim olduğunu biliyordum ve o da bunun farkındaydı.
Tuğçe... Namıdiğer prenses...
Onu yarışmalarda izlemeye alışıktım elbette, ama koca yeşil gözleri ve omuzlarına dökülen altın bukleleriyle böyle kanlı canlı karşımda dururken lakabının nedenini daha iyi anlamıştım. Porselen yüzüne sonradan eklenmiş gibi duran pembe dudakları yukarı kıvrıldığında diken diken olduğumu hissettim. Resmen kaçmak istiyordum. Ondan ve gözlerimi kör eden ışıltısından olabildiğince uzağa gitmeliydim. Tam o an odanın içinden başka bir ses dikkatimi çekmemiş olsa belki de gerçekten çıkıp gider, ardıma bakmadan ait olduğum ortalama hayata koşardım.
"Merhaba İrem!" demişti kızlardan biri. Onu tanıdığıma emin olduğu halde "Ben Oya!" diye kendini tanıttı neşeyle. Kömür karası saçlarına yakışan zeytin gibi gözleri vardı. Tuğçe gibi bir Barbie bebek olmasa da esmer teniyle ve halka küpeleriyle tam bir Latin güzeli gibi göründüğünü düşündüm.
"Merhaba." derken sesim umduğum kadar güçlü çıkmamış olsa da Oya umursamışa benzemiyordu. Ben konuşmamızın daha anlamlı ikinci kısmına geçmeye hazırlanırken o uzun bacaklarının onda birini bile kapamayan siyah şortunun üzerine püsküllü bir şal bağlayıp aynanın karşına geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALI SALON
Roman d'amour**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI** Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı... Çünk...