AYNALI SALON

Bölüm 19

Crazy in love...

***

BÖLÜM 19:

ZAMAN, MEKAN, MADDE

Çok ama çok sıcaktı. Öyle dans ettiğimden ya da içki içtiğimden falan da değil. Üzerimde uçuşan beyaz elbisemle efil efil hissetmem gerektiği halde içten içe kavruluyordum. Gözlerim o gün belki milyonuncu kez Meriç'e kaydığında ateşin tüm organlarımı küle döndürüp tenimi yalamasına engel olamadım.

Onun da gözleri beni süzüyor, Rüzgar'la yaptığı muhabbete rağmen bakışlarıyla beni savunmasız bırakıyordu. İlerde bu geceyi nasıl hatırlayacaktım bilmiyorum, ama bedenimi karıncalandıran aşina olmadığım bu hisler o gösteriye başarıyla çıkmış olmanın haklı gururunu bile unutturacak türdendi.

Aldığım bir ağız dolusu nefesle alevleri bastırmayı denedim. Karşımda dans eden Oya o an o kadar mutlu görünüyordu ki aklımda dönen yanlış fikirlerle onun neşesine ihanet ediyormuş gibi hissediyordum. Müzikle salındığım halde ne moda girebilmiş ne de etrafımda akıp giden eğlencenin parçası olabilmiştim.

Oya "Hadi gel içki alalım." diyerek beni bara çekiştirdiğinde gözlerimi takıntılı bir halde izlediğim adamdan zorla ayırıp onu takip ettim. Bar taburesine kendimi bıraktığım an bedenim istemsizce yine o tarafa dönmüş olsa da başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi göründüğüm için mutluydum.

"Al bakalım!" dedi Oya o bayıldığı kokteyllerden birini bana uzatıp. Şimdi o da Meriçlere doğru dönmüştü, ama benim aksime onun parlak gözlerinin Rüzgar'ı kestiği aşikardı.

"Çok yakışıklı değil mi ya..." derken iç çekmişti. Onun bu samimi itirafı karşısında gülmeden edemedim. Bana güvenmeye başlamasına sevinmiş olsam da aynı anda Rüya ve Rüzgar'ın görüntüsünün zihnime dolmasını engelleyememiştim. "Sanki bugün bir farklı davranıyor gibi değil mi?" dedi Oya Rüzgar'ı izlemeye devam ederken. "Yani ne biliyim. Hep yanımdaydı. Caner'i görünce hemen dibime geldi falan... Beni hep korur gibi bir hali var."

Oya'ya yalan söylemek istemediğimden sadece gülümseyip onun baktığı yere döndüm. Meriç'le muhabbet eden Rüzgar gerçekten de benim onu görmeye alıştığım korkutucu ifadesini rafa kaldırmıştı bir süredir. Özellikle son anda dahil olduğum gösterideki performansımdan sonra barış anlaşmamızı bir üst mertebeye taşıdığımızın farkındaydım. Yine de... Ne kadar denesem de onun Oya'ya gösterdiği yakınlıkta aşık bir adamın dokunuşunu göremiyordum.

"Onunla bu konuyu konuştun mu hiç?" diye sordum merakla.

Oya bir kez daha iç çekmişti. "Uzun zaman önce evet. Beliz skandalı patladıktan sonra."

"Beliz skandalı mı?"

Benim de kafam güzeldi, ama Oya benden birkaç kadeh daha fazla içmiş olduğundan dilini kontrol etmekte zorlanıyordu. "Sana anlattım ya." dedi bu doğru olmadığı halde. "Beliz Meriç'le fingirdeşiyordu. Bir ara hepimiz kıza aşık bile sandık, ama o Meriç yani. Bir ayrıldılar bir barıştılar falan. O arada da Rüzgar'ı götürüyormuş Beliz işte. Güya aşık olmuşlar. E sonra kız iyice kıymete bindi tabi. Meriç yaktı yıktı ortalığı. Bu salaklar birbirine düştüler."

Gözlerim bambaşka bir farkındalıkla Meriç'le Rüzgar'ın üzerine kaymıştı şimdi. Çok iyi arkadaş olmalarına rağmen birbirlerinden öyle farklıydılar ki onların aynı kıza aşık olduğunu hayal dahi edemiyordum. Üstelik o kız Beliz'di. Onu Meriç'i öperken gözümde canlandırınca göğsüme koca bir yumru oturmasına engel olamadım.