Güzel pazarlar sevgili Aynalı okuyucuları :)
Ben bugün işe gidicem mecbur, ama siz evlerinizde, sıcacık kahvelerinizle çok keyifli bir bölüm okuyacaksınız. Neden mi? Çünkü azmettim ve yeni bölüm yükledim size :)
Bölümden önce ya da bölümün son kısmında multimedyadaki şarkıyı dinlemenizi şiddetle öneririm :) Okuyunca anlayacaksınız ;)
Bol kalpli öpücükler..
***Why, you and I?
***BÖLÜM 69:
NEDEN?Suçunu çekmesi için mutfağa kapatılmış bir çocuk gibiydim şu an tam olarak. Okulun camını birlikte kırdığım haylaz sıra arkadaşım Caner'le müdürün odasına girip cezalandırılmayı bekliyorduk sanki. Tek farkımız yarısına geldiğimiz şarap şişesi ve kırık bir camdan daha büyük olan problemlerimizdi.
Ev sahibi ve aramızdaki en iyi niyetli insan olarak Memoji arada bir ne yaptığımıza bakmak için yanımıza geliyor, nezaketen içeri dönmemiz için ısrar ediyordu. Ela da ondan farksız değildi. Bir insanın birası her beş dakikada bir bitmiyorsa mutfağa yaptığı ziyaretlerin nedeni biz dışlanmışlar için duyduğu üzüntü olmalıydı.
Ama grubun geri kalanı kesinlikle Caner'e yardım ve yataklık suçundan beni görünmez bir demir hücrenin arkasına kapatmışlardı. İçlerinden arada bir mutfağa gelen olsa da ya Oya gibi bana gözlerini deviriyor, ya da Güney gibi Caner'e tehditkar bakışlar savuruyordu. Herkesin ortasında bizi savunan tek insan olarak Rüzgar da olaya daha fazla karışmamaya karar vermiş olsa gerek, savaşın tüm cephelerinde Caner'le tamamen bir başımıza kalmıştık. Caner birkaç defa çekip gitmeyi teklif ettiyse de ONA izin vermememin nedeni yalnız kalmaktan korkmam değildi. Sadece bu şekilde mağlubiyeti kabullenmek istemiyordum. Gece burada, bu şekilde bitmeyecekti.
"Ciao tutti!"
Kapı zilinin ardından içeriden gelen coşkulu ses mutfağın kasvetli sessizliğini kırdığında ben Instagram'daki arkadaşlarımın yeni yılı nasıl geçirdiğine bakıyor, Caner'se çenesini eline yaslamış boş boş kadehini izliyordu.
Dakikalar önce yaşanan hiçbir şeyden haberi olmayan Mert'in eve girer girmez ilk cümlesiydi bu. Ciao tutti! Selam millet... Tüm neşesi ve enerjisini geceye katmak için geldiğini sonraki konuşmalarından duyabiliyordum. Ama Memoji'nin tüm samimiyetine rağmen havadaki gerginliği ve salondaki yokluğumu hissetmiş olsa gerek az sonra yanımdaydı.
"Baby doll... Mutlu yıllar! Hadi sarıl bana!"
"Selam Mert..." dedim sesimin hissettiğim kadar berbat çıkmaması için çabalayarak. O her zamanki samimiyetiyle beni kucaklayana kadar Noel şapkasının hala kafamda olduğunu unutmuştum.
"Bu ne şeker böyle ya..." dedi Mert neşeyle. "Kırmızı kostüm düşünebiliriz demek... Sana yakışıyor baby!" Şapkamın altından sarkan saçlarımı düzelttikten hemen sonra Caner'e dönüp gülümsemişti. "Sana da merhaba tatlım..."
Yakışıklı çocukları gördüğünde Mert'in sesine yansıyan o şekerli tat vardı yine tonunda. Elini Caner'e doğru uzattığında "Seni görmek ne güzel..." dedi. Daha önce karşılaştıklarını sanmıyordum. Muhtemelen Mert sadece kur yapmaya çalışıyordu. "Ee..." dedi yanımdaki bar taburesine tırmanıp. "Özel bir şey konuşmuyordunuz değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALI SALON
Romance**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI** Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı... Çünk...