Bölüm +13

5.8K 444 44
                                    

Herkese merhaba,

Merkürün gerilediği şu günlerde içinizi ısıtacak bir bölümle karşınızdayım :)

Rüzgar ve İrem diye yanıp tutuşanlar, alın da size bölüm. 

Keyifle, zevkle okuyun :)

Öpüldünüz

E.Ç.

***

Take a piece of my heart and make it all your own
So when we are apart, you'll never be alone

***


BÖLÜM: +13

ÇİZGİLİ PİJAMA

Rüzgar'dan

Bahar... Ilık rüzgar... Cıvıldayan kuşlar... Yeniden doğuşun her tonu... Sıcacık, rengarenk, capcanlı.

Derin bir nefes. Bir nefes daha...

Oturduğum bankta biraz daha kaykılıp sırtımı tahtaya yasladım. Kampüsün her yanından fışkıran tazeliğin kokusu, yapraklarını rüzgara emanet etmiş çiçeklerin pembe beyaz dansına eşlik ediyordu şu an. Koşturan öğrencilere inat, tatlı bir heyecan vardı sanki mavi gökyüzünde. Biz insanlar başımızı gömdüğümüz kumun içinde çırpınırken etrafımızdaki tuvalin değiştiğini fark etmemek için kıçımızı yırtsak da bahar usulca gelmişti işte. Tatlı tatlı, çaktırmadan, yumuşacık.

 Tatlı tatlı, çaktırmadan, yumuşacık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeniden uyanmıştı doğa adeta. Gözlerini ne zaman açmıştı, ne ara ayaklarımın altında yeşermişti fark etmemiştim bile. Ben... Rüzgar... adımın aksine tüm bu pırıl pırıl esintinin ortasında kaskatı kalmış gri, şekilsiz bir kütleydim adeta. Değişen mevsime tebessüm eden dudaklarıma rağmen ruhum öylece durmuş bekliyordu. Bahar bendim. Benim doğuşumdu. Her yıl ağaçlarla birlikte benim de kalbim çiçeklerle bezenirdi. Oysa şimdi, gözlerimin önünde sergilenen yılın en özel gösterisine bile eşlik edemeyecek kadar yorgun hissediyordum kendimi.

Sesli bir nefes daha verdim. Kollarımı önümde kavuşturmuş önümden geçenleri seyrederken amaçsızca vakit geçiren, aylak bir öğrenci gibi görünsem de asıl yaptığım yakaladığım beş on dakikalık boşluğu aklımı kaçırmamak için sakinleşerek değerlendirmeye çalışmaktı. Dalgaların arasında kalmış bir balıkçı teknesinden farksızdım aslında. Yakınlarda tek bir liman olmadığını bile bile, bata çıka hayatta kalmaya çalışıyor, her gün biraz daha kıymıklarıma ayrılıyordum.

Dans... bir tutkudan çok çin işkencesine dönmüştü ve korkarım içimdeki tükenmişliğin en büyük nedeni de yaşam damarımı ele geçirmiş bu zehirdi. Alev'in hırsıyla dağları delebileceğini hepimiz biliyorduk elbette. Ama yeni okulunun ilk kez yarışmada boy gösterecek olmasının içindeki rekabetçi ruhu bin katına çıkartıp onu böylesi bir amazona dönüştüreceğini hiçbirimiz öngörememiştik. Bize ek dersler koymaktan bahsederken ne kastettiğini gerçekten anlamış olsak yol yakınken danstan bile vazgeçerdik belki. Oysa biz kalmayı seçen faniler her gün, saatlerce onun zulmüyle başa çıkıyor, tekrar tekrat ne kadar yetersiz olduğumuzu işitip daha çok ve daha çok çalışıyorduk.

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin