Bölüm 56

9.8K 575 122
                                    




Dikkat, dikkat!

#TEAMRÜZGAR bu bölüm size geliyor :)

İtiraf ediyorum, yeni bölümü bugüne yetiştirebileceğimi sanmıyordum :) Ama bol emek, süper azim ve azıcık uykusuzlukla işte yeni bölüm burada. Yazan benim ama nasıl oluyorsa sizin gibi heyecanlanıyorum yeni bölüm için, bir an önce bitirip paylaşmak istiyorum :)

Umarım siz de beğenir, bol bol yorum ve beğenilerinizi bırakırsınız.

Keyifli okumalar :)

***

If I could forget you without all the drugs

Could I, could I?

***

BÖLÜM 56:

MEYVE BIÇAĞI

"Bak son kez soruyorum."

"Üzgünüm ama kararım hala aynı."

"Kesin gelmiyorsun yani."

"Kesin gelmiyorum."

"Sonra çok pişman olacaksın biliyorsun değil mi."

Omuz silktim. "Belki... Yine de gelmiyorum."

Yaklaşık yarım saattir devam eden ve hiçbir yere varmayan bu gereksiz diyalog nihayet Ela'nın sesli bir nefes vermesiyle son bulmuştu. "Bu ne inat kızım ya..." dedi ayakkabılarını bağlarken. "Ben hayatımda böyle şey görmedim." Bel çantasını kafasından geçirip antrenman kıyafetleriyle dolu bez torbayı omzuna taktıktan sonra tasvip etmeyen bakışlarıyla son kez bana baktı. "İlk gecende seni yalnız bırakmak istemezdim ama madem ikna olmuyorsun, evin keyfini çıkar madem."

"Merak etme." dedim yaslandığım duvardan onu izlerken. "O şarapla yiyecekleri boşuna almadım değil mi?"

Ela sırıtıyordu. "Biraz bana da ayır madem. Gelince kahvaltı niyetine yerim. Benim antrenmandan sonra bara geçmem lazım, biliyorsun. Gelmem üçü dördü bulur."

"Sorun değil." dedim her ne kadar ilk geceden evde tek başıma kalma fikriyle pek mutlu olmasam da. Zaten Ela da daha fazla üstelemeden kapıyı açmıştı.

"Hadi kaçtım ben. Kitle kapıyı arkamdan yeniden."

"Tamam anne." diye takıldım. Sözlerim Ela'yı güldürse de yaptığım imada doğruluk payı olduğunu ikimiz de biliyorduk. Saf, çıt kırıldım, her an korkup verdiği karardan cayacak bir kız gibi görüyordu muhtemelen Ela beni. Kaygılarında haklı olduğu noktalar olsa da bir kez hayatımın kontrolünü elime almışken geri dönmeye niyetim yoktu. Ki bu da her şeyden önce saçma korkularımdan kurtulup güçlü durmam anlamına geliyordu.

Tamamen yalnız kaldığımda derin bir nefes alıp "Tamam o zaman ev." dedim. "Madem baş başa kaldık, hadi birlikte ilk gecemizin keyfini çıkartalım."

Salonun ortasında durmuş ellerim belimde yeni yuvamı izlerken sonsuz duygu geçiyordu içimden. Garipti belki ama şimdiden bu dört duvarla bir bağ kurduğumu hissediyordum. Daha sadece birkaç saat olmuştu oysaki. Otelde yaptığım kahvaltının ardından eşyalarımı toplayıp yollara düşmüş, valizimi taşırken ne kadar zorlandığımı umursamadan olabilecek en çabuk şekilde eve varmayı başarmıştım.

Geldiğimde saat ikiyi geçiyor olmalıydı ve Ela yine işteydi. Ben de bunu bir fırsata çevirmiş, hem güzel bir başlangıç yapmak hem de mahalleyi tanımak için alışverişe gitmiştim. Bir iki saat dolandıktan sonra elimde iki torba eşyayla eve dönerken bu gece bir antrenmanımız olduğunu düşünememiştim maalesef. Hayalim güzel bir sofrayla eve gelişimi kutlamaktı. Oysa benim aksime Ela'nın hala başarıyla sürdürdüğü bir dans kariyeri ve salonda onu bekleyen bir partneri vardı.

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin