Complicated...
BÖLÜM 24:
KAYBEDENLERDE BUGÜN
Bazı geceler mükemmel bir rüyayla taçlanmayı hak ediyordu. İnsan yatağa yattı mı gözünün önünden geçen anılarla yeniden mest olmalı, kendi kendine sırıtmalıydı tavanı izleyerek. Stresli düşüncelerden değil de midesinde krampa dönen neşeden uyku girmemeliydi gözüne. Ve en sonunda uyumayı başarırsa şayet hayaller alemi gerçek olmalıydı düşlerinde.
Dün gece yastığa başımı koyduğumda tam da böyle bir gece olduğunu düşünüyordum. Oya'yla ben öyle kendimizi kaybetmiş, öyle eğlenmiştik ki bıraksan sabaha kadar dans edebilirdik. Ama Rüzgar'ın oyunbozanlığı yüzünden saat sabah ikiye gelirken mekandan ayrılmıştık. Sorun değildi. Yol boyunca Meriç elimi tutmuş, durduğumuz her ışıkta bu boşluğu beni öperek değerlendirmişti. Eve vardığımızda bir an için odama sızıp aklımı tamamen başımdan alacağını düşünmüştüm. Bu hiç de fena olmazdı doğrusu.
Ama Meriç Lale Hanım'ın gazabına uğramamak için bana son bir veda öpücüğü verip odasına doğru koridorda karanlıklara karışmıştı. Kalbim onun gidişini izlerken öyle çılgınca çarpıyordu ki yatsam da sabaha kadar gece olanları tekrar tekrar zihnimde yaşayacağıma emindim. Tabi ekranım davetsiz bir mesajla aydınlanmamış olsaydı...
Komodine uzanırken Meriç'in beni düşündüğünü söylediği arsız mesajlarından birini görmeyi beklediğimden sırıtıyordum. Belki yataktan bana resim bile göndermiş olabilirdi. Düşüncelerimde onunla uyuduğum ana bu kadar kolayca kayabilmem çok acımasızcaydı ama bu, onu arzulayan bedenimin delice ısındığı gerçeğini değiştirmiyordu.
Maalesef mesaj Meriç'ten değildi ve ateşle yanan tenimi anında buza çevirmişti. Parmaklarım titrerken tanımadığım numaradan gelen mesajı açmış ve daha kelimeleri gördüğüm ilk an bunu hiç yapmamış olmayı dilemiştim. Mesaj kısa ve özdü:
Seni benden daha çok sevebilecek biri olduğuna gerçekten inanıyor musun?
Beynim idrak etmek için cümleyi yeniden okumaya çalıştıysa da gözlerim altındaki fotoğrafa kaymıştı. Bu benim ve Meriç'in resmiydi, hem de dün geceden... Pistte birbirimize sarılmış dans ediyorduk. Meriç yine kulağıma o baştan çıkartan sözlerinden birini fısıldıyor gibiydi ve ben sanki bu duyduğum en komik şeymiş gibi gülümsüyordum.
Ekranı biraz daha aşağı kaydırınca Bora'nın söyleyeceklerinin burada bitmediğini görmüştüm. Bana geri döneceksin güzel kız. yazmıştı. Birbirimize ait olduğumuzu anlayacaksın. Ve o zamana kadar attığın her adımda nefesimi ensende hissedeceksin.
Bora bir psikopattı ve bu şekilde hayatımın içine etme hakkını ona ben vermiştim. Ondan kurtulmak istedikçe tırnaklarını daha da çok geçiriyordu tenime. Meriç'le fotoğrafımızı nereden, nasıl bulmuştu düşünmeye bile korkuyordum. Bizi takip etmesi için kime, ne söylemişti? Ne zaman, nerede olduğumuzu nasıl bilebilmişti?
Tüm bu sorularla bir kabustan diğerine koşarak geçen berbat gecem gün doğarken sızmamla sona ermişti. Uykumu o kadar alamamıştım ki gözümü açtığımda beynimin içinde hala koca bir karınca ordusu tepiniyordu. Gözlerimi ovuşturup saatin kaç olduğunu anlamak için telefonuma uzandım. Neredeyse öğlen olduğunu fark ettiğimde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. O sabah Meriç'le birlikte salona gidip özel dersinden önce çalışmak için sözleşmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALI SALON
Romance**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI** Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı... Çünk...