Bölüm +9

6.1K 432 50
                                    

Merhaba merhaba merhaba :)

Bu defa eppeeey hızlısından yazdım yeni bölümü. Malum konu azıcık havada kalmıştı, kavgalar, anlaşmazlıklar derken moraller bozulmuştu, e haliyle en aciliden müdahale etmem gerekti benim de :) İçinizin yağları erisin istemiştiniz, bence bu yolda ilk adımı atıyoruz bu bölümde.

O yüzden şimdi susuyoruuum, size keyifli okumalar diliyoruum :)


***

Trouble, coming in the dead of night

Trouble, making everything all right

***

BÖLÜM: +9

NE OLDU ŞİMDİ?

Rüzgar'dan

Öylece bakıyordum. İrem'in beni yolun ortasında bırakıp taksiye binmesinin üzerinden saatler geçmiş, öfkem dağılmış, yerini önce pişmanlık sonra yalnızlık almış, çaresizlikle gelen hüzün iyice mideme oturmuş ve ben hiçbir şey yapamadan öylece bakmayı sürdürmüştüm. Zaman ve mekan daha İrem bana arkasını döndüğü an anlamını yitirmişti korkarım. Sadece beklemek vardı artık. Beklemek ve çözüm bulamayacağın soruları tekrar tekrar düşünmek...

Akşam serinliği içimi ürperttiği halde soğuk biradan bir yudum daha aldım ve ayağımı yere çarpıp hamağı ileri geri salladım. Hışımla arabama atlayıp eve sürdükten sonra kendimi nasıl meşgul edeceğimi bulamayıp tüm bahçeyi elden geçirmiş, çimenleri sürüp ağaçları budamış, yine de hırsımı alamayınca üstüne bir de koşuya çıkmıştım. Aldığım sıcak duşun ardından artık bedenim tamamen tükenmiş olsa da beynim aynı hızla çalışmayı sürdürüyordu. Kendimi öldüresiye yorduğum tüm o saatler akıl sağlığımı kazanmam için hiçbir fayda sağlamamıştı.

En azından aylardır ertelediğim bahçe işleri için babamın söylenmelerinden kurtulacağım diye düşündüm bir umut. Şimdi bu bakımlı haliyle güneş batarken sahiden de pek güzel görünüyordu bahçe. Benle yaşıt koca çınarın dalları hayatın akıp gittiğini hatırlatırca sallanıyordu başımın üstünde, oysa ben aynı noktaya takılıp kalmış gibi hissediyordum. İrem... benim güzeller güzeli prensesim... Nasıl bırakıp gitmişti beni öyle? Nasıl olmuştu da bu kadar yanlış anlamıştık birbirimizi. Hem de ikimiz için de hiçbir önemi olmayan insanlar yüzünden...

Hala kendime ve sabah verdiğim tepkiye inanamıyordum. Kaan'ı İrem'in yanında gördüğüm an beynime sıçrayan kan mantıklı düşünmeme yarayan tüm sinir yollarını tıkamıştı belli ki. Ve ben kendi kıskançlığımla kör olmuşken onca zaman İrem'in Rüya'nın varlığından nasıl etkilenebileceğini aklıma bile getirmemiştim.

Gerizekalı! dedi zihnimde bir ses sinirle. Boğazımdan aşağı akan alkolle onu bastırmayı denediysem de konuşmaya devam ediyordu. Düşüncesiz, düşüncesiz, düşüncesiz...

Evet, düşüncesizdim. Rüya'yı hayatımdan öyle bir çıkarmış, ona ait anıları hafızamdan öyle hızla silmiştim ki onun en sevdiğim varlığa elini uzatabileceği ihtimalini görememiştim. Halbuki Rüya'yı en iyi ben tanıyordum. Neler yapabileceğini en iyi benim düşünmem, aptal oyunuyla herkesi düzeldiğine inandırırken en uyanık benim olmam gerekirdi. Oysa ben kendi küçük, mutlu dünyamda takılırken düşman sinsice hayatımın merkezine kadar uzanmıştı. Ne zamandır varlığıyla İrem'i taciz ediyordu? Neler demişti benim olmadığım ortamlarda da onu böyle canından bezdirmişti? Düşündükçe sinir midemi yakıyordu.

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin