Bölüm 77

7.6K 538 454
                                    


!!!FİNALE SON 3 BÖLÜM!!!

Size öyle bir bölüm yazdım ki... ne desem az kalır...

En iyisi mi ben çekileyim, siz keyifle okuyun.

Ama hazır olun.

Bu adı gibi kıpkırmızı bir bölüm. 

***

Fear on fire...

***

BÖLÜM 77:

KIRMIZI

Kan...

Çok kan...

Baktığım her yerde kan...

Ve kırmızı...

Dünyada başka renk kalmamışçasına koyu, kopkoyu bir kırmızı...

Göz yaşlarıyla kapanmış kirpiklerimin ardındaki bulanık dünya bundan ibaretti işte. Ağlamaktan nefes almaya takatim kalmamış, ama kabus bir türlü bitmemişti. Bitmeyecekti de. Şeytanın kulağıma fısıldadığı gibi, daha yeni başlıyorduk...

Rüzgar tam karşımda oturuyordu şimdi. Meriç onu bir anda bıçaklayıp yere serdikten sonra bambaşka bir boyuta sürüklenmiştik hep birlikte. Salona dalan adamlar kesinlikle bizim dünyamıza değil, Meriç'in karanlığına aitlerdi. Beraberlerinde getirdikleri sandalyelerin birine beni, diğerine de Rüzgar'ı bağlayıp başımıza gelen her şeyi görebilelim diye birbirimize bakacak şekilde oturtmuşlardı bizi. 

Bedenimi kavrayan güçlü eller karşısında benim hiç şansım yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bedenimi kavrayan güçlü eller karşısında benim hiç şansım yoktu. Ama Rüzgar direnmişti. Direnmiş, şu an vücudundaki yaraların pek çoğunu da bu mücadele sırasında almıştı. Kolları arkasında bağlı durduğundan kazağının üstünde giderek daha da büyüyen kan lekesi rahatça görülüyordu. Hala Meriç'e kafa tuttuğu halde onun da gücünün sonuna geldiğinin farkındaydım. Başı aldığı darbelerle önüne düşmüş, saçları yara içinde kalmış yüzünü kapamıştı.

Onu öldürecek... dedi cam kırığı gibi içimi kesen bir ses. Benim önümde onu öldürecek...

Kulağımın dibinde o an işittiğim ses hayalimdeki canavarı silip gerçeğiyle değiştirdi. Meriç bir kez daha yanımdaydı şimdi. Bir süredir kendince uydurduğu hastalıklı bir soru-cevap oyunuyla bize işkence ediyordu ve sıra yine bana gelmişti işte.

"Evet güzelim..." diye mırıldandı burnunu yanağıma sürtüp. "Bir sonraki soruna hazır mısın?"

"Lütfen dur artık Meriç!" diye inledim; ama o, gözümden süzülen yaşları baş parmağıyla silip sırıtmıştı önceki seferlerde olduğu gibi. Bana beni köşeye sıkıştıracak sorular soruyor, verdiğim her evet cevabı için Rüzgar'a zarar veriyordu. Sözcükleri öyle güzel seçiyordu ki ilk birkaç soruya hayır deme şansım olmadığı halde sırf bize acı çektirmek için sormuştu Meriç.

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin