Bölüm 28

11.2K 629 20
                                    


I am a mess...

***

BÖLÜM 28:


GOY GOY

"İrem?"

Evet ta kendisi... diye düşündüm yutkunarak. Böyle iddialı bir giriş yapmayı planlamamıştım, ama kapı elimden kayıp şiddetle arkamdan kapanınca Meriç'in şaşkın bakışları anında üzerime çevrilmişti. Muhtemelen ben gelmesem üzerine geçireceği siyah gömlek elindeydi ve antrenman pantolonuyla yarı çıplak karşımda duruyordu.

Bir kez daha yutkundum. Tek bir görüntüyle zihnime doluşan onca anının hepsine içimden küfretsem de gözlerimi Meriç'ten alamıyordum. O çatık kaşlarıyla beni süzerken bile bu odaya girerken duyduğum öfkenin dağıldığını hissetmeye başlamıştım. Sanki onun yörüngesine girmemle tüm gerçekler önemini yitirip farklı anlamlar kazanıyordu. Neyse ki Meriç'in küstah ses tonu o an bir tokat gibi çarpıp tenimi yaktı.

"N'oldu İrem? Sergey'le goygoyunuz bitti herhalde?"

Gözlerimi yakan duyguya direndim. "Antrenman yapıyorduk!" dedim sakin kalmaya çalışarak. Ama Meriç'in dudağının sağ kenarı küçümser bir edayla yukarı kıvrılmıştı.

"Evet ne yaptığınızı gördüm." dedi bana sırtını dönüp aynanın önüne geçmeden önce. Sanki orada değilmişim gibi gömleğini giyip kendi yansımasını incelemeye koyulmuştu. Ne kadar yakışıklı olduğunun da bunun beni nasıl etkilediğinin de farkındaydı. Gömleğin kollarını kıvırırken özellikle oyalanıp aç bir kedi gibi ona daha çok bakmamı istediğine emindim. Bu düşünceden midem bulanmıştı.

Birkaç adımda aramızdaki mesafeyi kapatıp Meriç'in tam arkasına geldiğimde onu kolundan sertçe çekip bana bakmaya zorladım. "Yeter artık!" dedim planlamadığım kadar öfkeli bir tonda. "Neden bana böyle davranıyorsun Meriç? Neden yaptığım hiçbir şeyi beğenemiyorsun? Neden sana bir türlü yetemiyorum?"

Meriç'in dudakları bir şey diyecekmiş gibi aralandıysa da onu konuşturmadım. Öfke bir defa dilimin ucuna ulaşmıştı. "Farkında değil misin bilmiyorum ama ben durmadan antrenman yapıyorum." dedim dişlerimi sıkıp. "Sabah, akşam, hafta içi, hafta sonu... Derslerime gitmiyorum, sınavları kaçırıyorum, hatta okuldan kimseyi tanımıyorum. Tek bildiğim buradaki dansçılar, daha çok çalışabilmek için onlarla bile takılmıyorum. Sen beni azarlayıp arkanı dönüp her gittiğinde ben geride kalıp daha iyi olmak için debelenmeye devam ediyorum. Ayağımdaki yaraların acısından çorap giyemezken her sabah yine buraya gelip antrenman yapıyorum. Ve sen karşıma geçmiş benim bu çabama goygoy mu diyorsun?"

 Ve sen karşıma geçmiş benim bu çabama goygoy mu diyorsun?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İre..."

"Yeter artık Meriç! Yeter! Beni ve kapasitemi ilk partner olduğumuzda da biliyordun zaten. Verdiğin karardan pişman olduysan yada artık benimle dans etmek istemiyorsan bunu adam gibi suratıma söyle. Bu şekilde durmadan laf sokarak canımı yakmana artık!"

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin