BÜYÜK FİNALE 8 BÖLÜM KALDI!
Aynalı'yı bombalarla noktalamadan önce AŞK kokan, bahar gibi bir bölümle geldim. (-18ler siz artık gözünüz kapalı okuyacaksınız bazı yerleri :p)
UYARI: Bundan sonraki günlerde bir Aynalı Salon Maratonu'na başlıyoruz. Kalan sınırlı sayıdaki bölümleri iki-üç günde bir sizlerle buluşturucam. ÇAT ÇAT ÇAT! Arka arkaya gelecek bombalar ve bu şahane birlikteliğimizi zirvede noktalıycaz!
Ayrılık yakın, o yüzden yorumlarınızı heyecanla okumayı bekliyorum.
Keyifli okumalar :)
E.Ç.
***
Fallin' all in you...
***
BÖLÜM: +43
MAKUL
Caner'den
"Dikkat et. Tamam. Otur bakalım."
Yardım almamak için inatlaşsa da Beren sonunda onu koltuğa yerleştirmeme izin vermek zorunda kalmıştı. "Şunu da takalım." dedim itiraz edemeden kemerine uzanıp. Ben tokayı deliğe sokarken hayretle yüzümü inceliyordu Beren. Ona sakat muamelesi yaptığımın ben de farkındaydım elbette, ama... heyecanım kontrolsüz, duygularım bir ergenden farksızdı şu an.
Kapıyı kapatıp direksiyona geçmeden "İyisin değil mi?" diye sordum son kez.
"Harika..." diye mırıldandı Beren muzipçe gülümseyerek. Hemşireye verdiği cevapla dalga geçiyordu aklınca. Bilmiyordu ki her sözü beni daha çok ona çekiyor, başka yöne bakmamı imkansız kılıyordu.
"Harika..." dedim zorla dudaklarından uzaklaşıp. Cipin önünden sekerek şoför koltuğuna yerleştiğimde dersten kaçmış liseli bir aşık gibiydim adeta. Yanımda uzun süredir peşinden koştuğum okulun en güzel kızı, önümüzde sadece bize ait koca bir gün, camdan içeri esen bahar havası, aşk... Gerçek dünyanın gerçek canavarları bir gün için de olsa bizi kendi paralel evrenimizde serbest bırakmıştı. Demir yoktu, hiç olmamıştı sanki. Onunla göreceğim hesap yarının kavgasıydı. Tuzaklar, entrikalar, ölümden dönen hayaletler, ölümü hak eden canavarlar, doktorlar, hastaneler, kavgalar, gözyaşı... Canımızı sıkan ne varsa gaza basmamla ardımızda kalmıştı artık. Gidiyorduk işte ve ben yola bakmam gerektiği halde başımı sağa çevirmeden duramıyordum.
"Nereye götürüyorsun beni?" diye sordu Beren ana yola çıktığımızda.
Muzipçe gülümseme sırası bendeydi bu kez. Cevap vermek yerine uzanıp elini tuttum. Yanımdaydı Beren. Günlerce, haftalarca ona bir adım yanaşabilmek için kıvrandıktan sonra şimdi bir nefes uzağımda oturuyordu. Sessiz bir şükür koptu kalbimden ona bakarken. Hayal ettiği huzuru ona verebilmek için tüm dünyayı ayaklarına sermek geçiyordu içimden. Bugünlükse, ettiğim birkaç telefonla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmıştım.
Neyse ki onu uzaya kaçırsam da şikayetçi olacağa benzemiyordu Beren. Pencereden dışarıyı izleyen bakışlarında dingin bir teslimiyet vardı. Hastanede çıkış işlemlerini tamamlarken de, duyamayacağı bir mesafede telefon görüşmelerimi yaparken de sesini çıkarmamış, kendini tamamen bana bırakmıştı. Sonunda diye düşündüm. Hayatında belki de ilk kez birine gerçekten güveniyordu Beren ve o biri bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALI SALON
Romance**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI** Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı... Çünk...