Güzzzel haftalar Aynalı ahalisi:))
Size gece gibi bir bölümle geldim. Karanlık, kopkoyu, boğucu, böyle ruhunuzu sıkıştıracak cinsten... Biliyorsunuz, artık gerçek sona yaklaşıyoruz. Finalin finali kapıda. Peki yolun bitiminde sizi ne bekliyor? Onu da bölüm bölüm yaşayıp göreceksiniz ;)
Hadi keyifli okumalar.
E.Ç.
***
Coming like a hurricane, I take it in real slow
***
BÖLÜM: +38
YOL AYRIMI
"İrem... İrem aç gözlerini! İrem..."
Cehennem tam kabuslarımda gördüğüm gibiydi. Karanlık, sıcak, pis... Ellerimi kollarımı kıstırmış pençeler her yüzeye çıkmaya yeltendiğimde beni leş kokan bir bataklığın dibine çekiştiriyordu. Kandan bir balçık kuşatmıştı bedenimi. Her soluk zehirle dolduruyordu ciğerlerimi. Nasıl bir zindansa bu, her kalp çarpıntısında ölüyor ve yeniden doğuyordum aynı lanetin ortasına.
"İrem, uyan lütfen!"
Tek bir iblis vardı gözlerimin önünde. Bu toprakların da, zamanı yutan karanlığın da, benim de sahibim oydu. Üzerime diktiği bir çift kömür karası gözle pul pul soyuyordu derimi. Yukarı kıvrılmış dudakları yaptığı ve yapabileceği tüm kötülükleri hatırlatmak isterce aynı çarpık açıda asılı kalmıştı. Aldığı her nefesle benim hayatımı biraz daha içine çekiyordu sanki. Onun varlığıyla yok oluyordum an be an.
"İrem! İrem, güzelim! Neden uyanmıyor? Ne oldu ona?"
Sahi, ne olmuştu bana? Nasıl düşmüştüm bu tuzağa? Geçmiş, an ve gelecek her koldan sarmışlardı etrafımı. Tüm kapanmış yaralardan ayrı ayrı kan geliyor, geri kalan tüm renkleri kızıla boyuyordu. Uzaktan duyduğum cılız sesler paralel bir evrenden bana ulaşmaya çalışsa da etrafımı kuşatan çelik duvarları aşmasının imkanı yoktu. Ah, bir ölebilseydim... Bir bitseydi bu sonsuz işkence, katlanılmaz acı... Kurtulsaydım beni ateş çemberine kıstırmış bu delici bakışlardan.
Olmuyordu işte. Tam karşımdaydı o siyah gözler. Savurduğu bıçaklar gökten yağan cam kırıklarına karışmış, bedenimi delik deşik etmişti. Bir kez daha alevlerce yutulmayı bekliyordum. Tıpkı o gece, Rüzgar'ın cansız bedeni az ötemde yatarken ölümü beklediğim gibi... Parça parça üzerime yıkılıyordu okul, gökyüzü, dünya... Silah sesleriyle kanayan kulaklarım hala bir şekilde onun sesini duyuyordu.
Buraya kadar! Buraya kadar! Buraya kadar!
Attığım çığlık boğazımda düğümlenip nefesimi kesti. Sesim çıkmamış, görüntü azıcık bile değişmemişti. İçine sıkıştığım karabasan giderek etrafımda daralırken oksijene ulaşamayan ciğerlerim iflas çığlıklarıyla yanıyordu. Bedenimin delice titremeye başladığını hissetsem de savaşacak gücüm kalmamıştı.
"Yardım et, ona yardım et!" diye bağırıyordu bir ses. Rüzgar... Tüm sanrılarımda kanlar içinde yüzerken hala nasıl konuşabildiğini akıl edecek durumda değildim. Ölmüştü o ve ben de ölmek üzereydim. Aynı şeytandı ikimizin de katili. Ve o iblis bu hayattan kopup gitmeden son gördüğüm şeyin üzerime diktiği kara gözleri olduğuna emin olmak istemişti.
Buraya kadar!
"Sinir krizi geçiriyor." dedi yabancı, başka bir ses. "Sakinleştirici verdim. Birazdan uykuya dalar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALI SALON
Romance**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI** Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı... Çünk...