Bölüm 40

10.9K 637 99
                                    


Herkese merhaba, 

Başlamadan söylemeliyim ki oldukça uzun bir bölüm oldu. Yarışmanın finali olunca hakkını vermek gerekti tabi :) 

Umarım beğenir, bol bol yorum bırakır ve beni musmutlu edersiniz :D

Keyifle okumanız dileğiyle. 

Öpücük

***

BÖLÜM 40:

MASALIN SONU

Then...

***

"İyi şanslar."

Ha? Ne? diye düşündüm panikle soluma dönerken. Kendi karanlık iç dünyamın içinde, öyle derinlerde bir yerdeydim ki Ela'nın yanıma geldiğini sesini duyana dek fark etmiştim.

"İyi şanslar." diye yineledi Ela boş bakışımdan onu duymadığımı düşünmüş olsa gerek. İlk turlarda giydiği yeşil kostümü final için altın rengi bir başkasıyla değiştirmişti ve saçındaki ışıltılı bantla tam bir tanrıçayı andırıyordu şimdi.

"Size de iyi şanslar." dedim ona ve hemen arkasındaki Rüzgar'a gülümseyip. Hiç de şansa ihtiyaçları varmış gibi durmuyordu ya... Rüzgar bir bütünlermiş gibi Ela'nın arkasından beline sarılmıştı ve dimdik başlarıyla tüm rakiplerine birlikte her şeye hazır olduklarını gösteriyorlardı. Hayal ettiğim her şeyin vücut bulmuş haliydiler o an. Dostluk, güven, anlayış... Onlara ne kadar özendiğim belli olmasın diye bakışlarımı başka yöne çevirdim.

"Ay nefes alamıyorum." dedi o sırada diğer yanımda biten Oya. Ona bakmak için döndüğümde az ileride parlak pembe kostümüyle göz kamaştıran Tuğçe'yi de kazara görmüştüm. Rakibim olan tüm hatunlar yepyeni kostümleriyle finale o kadar yakışıyorlardı ki daha fazla moralimin bozulmaması için belki de yere bakmalıydım. Meriç'in gözlerimin önünde çöpe attığı pahalı kostümü neden giymem konusunda ısrarcı olduğunu şimdi anlıyordum sanırım. Final, bambaşka bir ligdi ve ben üzerimdeki emanet kostümle kesinlikle bu sınıfa ait durmuyordum.

"Hakemler yerleşti." dedi Oya iyice dikelip. "Sunucular da geldi. Başlıyoruz sanırım."

Başlıyorduk sahiden de. Hiç beklemediğim halde Meriç de şimdi arkama geçip elini belime yerleştirmişti. Sırtımdan kulağıma doğru eğildiğinde titrediğimi fark etmesin diye nefesimi tuttum.

"Bu gece birinci biz olacağız İrem!" diye fısıldadı kulağımın içine.

İşte bu kesinlikle üzerimde bir baskı yaratmamıştı. Yumruklarımı sıkıp vücudumun kontrolünü kazanmaya çalıştım. Korkudan ölüyordum kelimenin tam anlamıyla ve bedenimi yasladığım adamdan destek almak bir yana varlığı hepten deliliğin dibine itiyordu beni. Bu da yetmezmiş gibi, gözlerim tam o an simsiyah takımıyla diğer hakemlerin arasında yerini almış olan Bora'yı seçmişti. Artık resmen nefes alamıyordum.

"Ve önce dansçılarımızı solo Rumba performanslarıyla izleyeceğiz." diyordu sunucunun zar zor işittiğim sesi. Rüzgar ve Ela'nın ismini söylemesiyle bir ışık topu yanı başımdan süzülüp sahneye kayıvermişti. Müzik tatlı tatlı salonu doldururken Ela'nın ağır adımlarla Rüzgar'a doğru yürümesini izledim ağzım açık. Öyle kendilerinden emin, öyle profesyonel görünüyorlardı ki hareketleri yaparken zorlanmadıklarına yemin edebilirdim. Rüzgar ismine yaraşır bir çeviklikle pistin bir köşesinden diğerine eserken, Ela narin bir kuğu gibi etrafında süzülüyordu.

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin