Bölüm +28

4.5K 360 123
                                    

Herkese selam,

Yine yeniden çok ama çok hızlı bir şekilde yeni bölüm geliyordu. Olaylar giderek kızışırken yazar da kendini hikayeye kaptırmıştı ve yazmadan duramıyordu... Sonumuz hayrolsun.

Siz bölüme başlamadan şunu belirtmeliyim ki bu yazması oldukça zor bir bölüm oldu benim için. Gerçekten gözümden yaş gelen yerler oldu yazarken :'( Bakalım siz neler hissedeceksiniz.  Bana katıldığınız yerlerde bir damla emojisi bekliyorum :')

not: Multimedia'daki şarkı mutlaka dinlenmeli. Sanki bu bölüm için özel yazılmış gibi. 

Keyifli okumalar canlar <3

E.Ç.

***

I still think that we were meant to be
Ooh-oh, lie to me now.

***

BÖLÜM: +28

SULU GÖZ

"Hayır bence en korkuncu ilk odaydı." diye inatlaştı Rüzgar. "Yani bir sürü güzel Samba şarkısı var, nereden bulmuşlarsa o müzikleri?"

Başımla onayladım. "Haklısın o da kötüydü, ama en azından dans edebiliyorduk. Son girdiğimiz oda neydi peki öyle? Bildiğin Hint müziği açmışlar dalga geçmek için."

Rüzgar kahkaha attı. Az önce yapmaya çalıştığımız komik hareketleri düşününce az bile gülmüştü aslında. Kötü bir Bollywood filmindeydik sanki. Bir sarilerimiz eksikti üzerimizde. Bu maskeli balo oyununa bir ara vermeye karar vermemiz de tam olarak bu acıklı deneyimden sonra olmuştu. İnsanlar neşeyle bir odadan diğerine koştururken biz maskelerimizden kurtulmuş, kol kola alt kata iniyorduk Rüzgar'la.

Üzerimdeki bu uçuş uçuş elbiseyle ve yanımda dünyanın en yakışıklı prensiyle kedimi şatosunda davet veren bir asilzade gibi hissetmem normaldi sanırım. Her şey tam hayal ettiğim gibi, hatta hayal ettiğimden bile güzel olmuştu. Evin kapısında bekleyen sevgilimin beni gördüğünde yüzünde oluşan o şapşal heyecanı hayatım boyunca unutamayacaktım sanırım. Ah bir de üzerindeki takımla nasıl beni benden aldığını bilseydi...

Kendimi öyle iyi hissediyordum ki... Kafam içtiğim şampanyalardan güzel, vücudum ettiğimiz danslarla sıcacıktı. Mütevaziliği korumaya çalışsam da harika geçen gösterimizin sonunda aldığımız iltifatlarla hala yere tam bastığımı söyleyemezdim. Rüzgar'la bana çevrilen her göz hayranlıkla açılıyor, ardından ya kocaman bir sırıtış ya da takdir dolu bir söz geliyordu. Bora ve Zehra'nın bu davete katılamayacağını öğrendiğim andan beri harika bir gece geçireceğimi biliyordum zaten ama bu kadarını beklememiştim doğrusu.

Aşk, arkadaşlık, huzur, eğlence, başarı... bir insanın isteyebileceği her şeye sahip olduğum, o en korkutucu andaydım. Hani elindekileri fark edip ya kaybedersem diye içinin içini yediği o anda... Neyse ki dimdik yanımda duran sevgilim beni bırakıp hiçbir yere gidecekmiş gibi durmuyordu. Gözleri bana çevrildiğinde yine aynı aşkla yayılmıştı gülüşü tüm yüzüne. Ettiğim onca danstan sonra saçım başım dağılmış, terden makyajım akmış olmalıydı. Yine de aynı hayranlıkla izliyordu ya beni....

 Yine de aynı hayranlıkla izliyordu ya beni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin