Geri döndüm sevgili Aynalı okurları!!!!
Veeeee size bayram şekerlemesi tadında bir sürprizle geldim.
Aynı anda üç kitap yazarak da olsa söz verilen o ek bölüm bitecek dedim, inat ettim ve başardım :)))
İtiraf edeyim, birkaç haftada bile sizi çok çok çok özledim. Korkarım bu ek bölümleri daha sık yazmaya başlayacağım >_<
Neyse lafı uzatmayayım... Sondan bir sonrasını okumaya hazırsanız eğer sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Ve kocuman öppüyorummm
:)
***
Am I too good to be gone?
Beginning the ending for too long***
BÖLÜM 81:
SONDAN BİR SONRA
Meriç'ten...
Güzel bir gündü. Gözlerimi açtığımdan beri gördüğüm en güzel gündü belki de. Odamın penceresi ardında güneşle yıkanan balkonlara asılmış rengarenk çamaşırlar tatlı tatlı esen rüzgarla salınıyordu. Kara bulutlar altında geçen onca gündüz ve gecenin ardından yağmur durmaya karar vermişti sonunda belli ki.
Sokağı daha iyi görebilmek için oturduğum koltuktan destek alarak ayaklanmaya çalıştım. Vücudumun sağ tarafı hala tamamen kontrolümde olmadığından özellikle sol koluma yükleniyordum, ama kan ter içinde debelendiğim bir iki dakikanın ardından en fazla popomu kaldırmayı başarmış, bugün de boşuna çabaladığımı kabullenip kendimi geri koltuğa bırakmıştım.
Sabır... diye geçirdim içimden. Sabır diyordu her gün tedavi için odama gelen fizyoterapist tıpkı annem ve psikoloğum gibi. Çok iyi gidiyorsun. Çok ilerleme kaydettin. Çok az kaldı. Neden bahsettikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Önceki halim neydi, şimdi nereye gidiyorum, ne olmak için debeleniyordum... İyileşmek için verdiğim bu apansız mücadele nedendi? Kesinlikle anlamıyordum. Hafızamda kavuşmak isteyebileceğim tek bir güzel anım, tutunabileceğim en ufak bir hatıra dahi yoktu. Yine de sabrediyordum bana denildiği gibi. Kayıp geçmişimi bulacağım, kendi ismimin kulağıma yabancı bir melodi gibi gelmeyeceği, bedenimin yeniden beynime itaat edeceği günün gelmesi için sabrediyordum.
Derin bir nefesle dikkatimi yeniden bu ana ve pencerenin ardında akan hayata vermeye çalıştım. Daha önce bu camdan dışarı bakarken de aynı şeyleri mi hissediyordum söyleyemezdim. Başıma gelen o kötü kazadan öncesi bir toz bulutuydu benim için ne de olsa. Felç bedenim ve bomboş zihnimle bana tamamen yabancı bir gezegene gözlerimi açtığımda yeni doğmuş ürkek bir bebekten farksızdım. Yaşadığım korku ve dehşet gerçekleri kabullenmemi imkansız kılsa da o günden beri gördüğüm tedavi yavaş yavaş etkisini gösteriyordu sanırım. Bu sabah, belki de ilk kez, pırıl pırıl parlayan mavi gökyüzü sokağa adım atma isteği yaratmıştı içimde. Bana tamamen yabancı olan dış dünyanın tüm korkutuculuğuna rağmen hayata bir yerden başlamanın zamanı gelmişti belki de. Bu kimliksiz bedeni olduğu gibi kabullenip her şeye yeni anılarla sıfırdan başlamaktan başka ne şansım vardı ki zaten?
"Buongiorno piccola mia!"
Kapıdan gelen neşeli sesle düşünce denizinden sıyrılıp gerçek hayata döndüm. Elinde koca bir tepsiyle ziyaretime gelen evimizin tombul hizmetlisi Greta'ydı. Onun ne dediğini kesinlikle anlamadığım halde ısrarla benimle İtalyanca konuşmaya devam ediyor, çok zorda kalırsa aralara bildiği üç beş İngilizce kelimeyi katarak benimle sonu gelmeyen monologlara giriyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/137524588-288-k120388.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNALI SALON
Romance**WATTYS 2020 YENİ YETİŞKİN KAZANANI** Yasak bir aşktan kaçan İrem'in yeni partneri Meriç sayesinde girdiği; birbirinden kusursuz dansçılarıyla ünlü dans okulunda yaşadığı inişli çıkışlı, heyecan, entrika, en çok da aşk ve tutku dolu hayatı... Çünk...