+Sen katil değilsin Jimin. Sen hepimiz gibisin.
-Yanılıyorsun ben acımasız bir katilim ve bu benim işim unuttun mu? Hepimizin bir görevi var. Plan yapmak, araştırmak, bulmak, ve benimki öldürmek. Gerekirse hiç acımadan seni de öldürürüm...
✦
+Anlam...
İşte sonunda beklediğim kişiden bir soru gelmişti. Hemde oldukça mantıklı bir soru.
"Size yardım ettim çünkü ölmenizi istemedim"
Kaşını kaldırarak öne eğilerek dirseklerini kollarına yerleştirmiş ellerini yumruk yaparak bana bakıyordu.
Jm-Pekii, neden ölmemizi istemedin?
"Çünkü size yardım etmek istedim"
Gülümseyerek söylediğim cevapla sinirle kaşları çatılmıştı. Boynunda çıkan damarlar ne kadar sinirli olduğunu gösteriyordu.
Jb-Bizimle dalga mı geçiyorsun? Eğer bizi buraya getirdiysen doğru dürüst cevap ver.
"Bir...sizi buraya ben getirmedim. İki sorularınıza da cevap vermek zorunda değilim"
Anlaşılan hepsi sinirlenmişti. Güzel.... Bakalım sinirlenince sinirine en çabuk yenik düşeniniz hangisi? İlk tanışmamızdan ilk onu öğrenmem gerekiyor.
Nj-Bak gizemli kız. Evet bizi buraya sen getirmedin ama peşinden gelmemizi iatedin değil mi? Peki niyetin ne?
"Dedim ya size bir şey söylemek zorunda değilim"
Konuşmamla niranda vücudumun koltuğa yapışması ve soğuk bıçağın boğazıma yaslanması bir olmuştu.
Jimin hangi ara üzerime fırlamış hangi ara o bıçağı çıkarmıştı görmemiştim bile. Ama demekki sinirine en çabuk yenik düşen kişi cesur çocuk Jimin.
Jm-Ya şimdi kim olduğunu söylersin ya da seni öldürürüm.
"Sen katil değilsin Jimin. Sen hepimiz gibisin"
Jm-Yanılıyorsun ben acımasız bir katilim ve bu benim işim ? Hepimizin bir görevi var. Plan yapmak, araştırmak, bulmak, ve benimki öldürmek. Gerekirse hiç acımadan seni de öldürürüm... Şimdi eğer konuşmazsan geberirsin.
Gülümsediğimde daha da sinirlenerek bıçağı iyice boynuma yaslamıştı.
Nj-Jimin aptalca bir şey yapma .
Bir...Karşındaki kişinin gözlerine bakk. iki...sana odaklanmasını sağla. Ve üç...hamleni yap
Bacağına attığım tekmeyle afallayarak bıçağı boynumdan çekmişti. Hemen ardından ikinci bir hamleyle bacağının arkasına vurarak dizleri üzerine yere düşürmüştüm. Ve sertçe ittirdiğimde vücudu tamamen zeminle buluşmuştu.
Bıçağı hızlı bir hareketle alarak hemen üzerine çıkarak bıçağı boynuna yaslamıştım.
"Güç tam puan, hız tam puan, kendini kontrol etme sıfır"
Yüksek sesle söylediğim şeyle kızgınca yüzüme bakmıştı.
"İlk testden kaldın Jimin. İlk öğrenmen gereken şey sinirlendiğinde kendine hakim olmayı başarmak. Biliyor musun buna uymazsa en güçlü dövüşçüler bile geberir"
Sessizliğine karşılık olarak bıçağı çekerek üzerinden hızla kalktım.
"Neden cevap veremiyorsunuz? Söyleyin o zaman ne için bu işleri yaptığınızı? Neden birilerini öldürdüğünüzü? Ne sanıyorsunuz kendinizce kötülerin cezasını verdiğinizi mi?"
Hepsi sessizce oturuyordu. Sinirli oldukları her hallerinden belliydi ama hiçbir şey söylemiyorlardı.
"Ne yapmak istediğinzi biliyorum. Neye ulaşmaya çalıştığınızı da ama şunu söylemeliyim yanlış ilerliyorsunuz"
Jm-Öylemi bayan akıllı. Nerden biliyorsun? Bizi çok mu iyi tanıyorsun? Bizim neden bu işlerde olduğumuzu biliyor musun? Hiçbir şey bilmiyorsun. O yüzden sikdirolup şu çeneni kapa...
Konuşmasını bölmeden sonuna kadar dinlemiştim.
Jm-Sizin hakkınızda hiçbir şey bilmiyorum demek. Hmmmm... Jaebum..
İsmini söylediğim anda biranda tüm dikkatini bana vererek ayağa kalkmıştı.
....15 yaşında iki arkadaşıyla birlikte soygun yapmak suçundan tam 3 ay arandı ama hiç bulunamadı....
Jb-Sesini kes tamam mı? O soygun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
"Hayır burdaki arkadaşlarının bile bilmediği şeyleri biliyorum. Mesela o soygunda hiçbir suçunun olmadığını biliyorum. O iki arkadaşının zoruyla oraya götürüldüğünü, tam bir ay saklanmak için bir ahırda yaşadığını....
Jb-Sus, sus artık sus....
"Sanırım Jaebum hakkında şimdilik bu kadar yeter değil mi? Sırada Kim Tae hyung...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
