+Sen katil değilsin Jimin. Sen hepimiz gibisin.
-Yanılıyorsun ben acımasız bir katilim ve bu benim işim unuttun mu? Hepimizin bir görevi var. Plan yapmak, araştırmak, bulmak, ve benimki öldürmek. Gerekirse hiç acımadan seni de öldürürüm...
✦
+Anlam...
Evet görmüyorsunuz ama tahmininiz çok doğru gerçekten çok tatlı gözüküyor.
Adam bizim önümüzdeki koltuklardan birine oturduğunda Victoria hemen yanına oturmuştu.
-Şuan önümde oturuyorlar değil mi? Hissedebiliyorum...
"Evet öyle amca tam önündeler ve seni merak ediyorlar"
-Bende onları çok merak ediyorum. Her konuştupumuzda sizden bahsederdi. Umarım iyi anlaşıyorsunuzdur çünkü o ilk defa birileriyle iş birliği yapmak istiyor. Bu size güvendiğini gösteriyor.
İyi anlaşıyorsunuz dediğinde az önceki tartışma aklıma gelmişti.
-O zaman ben kendimi tanıtmalı mıyım?
Yg-Evet lütfen. Sizden hiç bahsetmediği için çok merak ettik.
-Ben Woo Minki Bana bay Woo da diye bilirsiniz. Buraya gelip kendi başına bir şeyler yapmaya çalıştığında tanışmıştık Victoria ile. Burası benimde saklandığım gizli boş bir araziydi.
İlk defa buranı birisi farketmişti. O zaman herhalde sonum geldi diye düşünüyordum. Ama öyle olmamıştı. Victoria bana da yardım etmiş ve burda yaşamama izin vermişti.
Kör bir adam için yalnız başına hayatta kalmak kolay değil. O bana yardım etti bende ona intikamı için nasıl yavaş yavaş plan yapmasını öğrettim. Bazen dayanamayıp saldırmak istediğinde nasıl sabırlı olmasını kızgınlığını kontrol altına almasını söyledim. Vee fiziken zaten güçlüydü ama ruhende güçlenerek şuanki karşınızdaki Victoriaya dönüştü.
Zaten sizde onun garip kişiliğinden anlamışsınızdır. Aslında ben bile uzun yıllar onu tam anlamıyla çözemedim. Sanırım onu çözebilen tek kişide zaten hayatının aşkı olacaktır.
"Ahh amca lütfen yine başlama"
-Nee? Doğru söylüyorum. Ruh eşini bulduğun zaman herşey farklı olacak.
"Tamam~ tamam benden konuşmayalım hadi başka bir şeyler konuşalım"
Anlaşılan bizimkiler kendini tanıtmak istiyordu. Bir birlerine bakarak önce sen diye işaret ediyorlardı.
-Hanginizin önce başlaması farketmez sırayla tanıtabilirsiniz.
Adam sanki bizi görüyormuş gibi konuştuğunda hepimiz donup kalmıştık.
Nj-Tamam ben başlıyorum. Ben Namjoon ekip Slayner'ın lideriyim.
-Evet seni tanıyorum. Vivtoria senden bahsetmişti. Yanlı hatırlamıyorsam diğer ekip başkanı da Jaebumdu değil mi?
Etrafta bir sessizlik oluşmuştu. Anlaşılan Jaebum bir şey söylemeyecekti.
-Burda değil mi?
"Şey amca burda ama konuşamıyor çünkü yaralı"
Adam gülümseyerek elini Victoria'nın omzuna koymuştu.
-Hala bana yalan söyleyemiyorsun. Ben anladım sorun değil. Aranızda tatsız olaylar olabilir ama bir birinizi her zaman koruyun.
Victoria'nın bu kadar zeki ve planlı olmasında anlaşılan bu adamın etkisi büyüktü. Onu görmeden konuşmasından bile ne olduğunu anlayabiliyordu.
Bb-Efendim ben Bambam.
-Sen diğer ekipten olan hacker çocuksun değil mi? Şov yapmayı seven çocuk.
Bb-Ahh evet efendim benim.
Hepimiz hakkında ona birşeyler anlatmıştı demekki bizi gerçekten çok iyi izlemiş ve her detayı aklında tutmuştu.
Th-Ben Taehyung. Kim Taehyung....
-Ahhh senide biliyorum. Neşeli hacker çocuk. Victoria çok iyi bir hacker olduğunu söylemişti.
Taehyung gülümseyerek bacak bacak üstüne atıp bize hava atar edasıyla Victoria'ya göz kırpmıştı.
Jh-Ben Jung Hoseok efendim.
-Bu o çocuk değil mi? Ekibi hep ruhlandıran çocuk. Siz henüz bilmiyorsunuz ama Victoria çok iyi bir gözlemcidir. Sizin hakkınızda daha bir sürü şey söyledi ama ben çoğunu hatırlayamıyorum.
Yy-Ben Yugyeom efendim...
-Sen flameslerdensin. Görevini tek yapan çocuk. Yalnız gittiğin için Victoria her zaman endişelenirdi. O yüzden en çok seni takip ediyordu.
Yugyeom şaşırmış ve gülümsemişti. Onun için bizde hep endişelenirdik ama demek ki hiçbir zaman yalnız değilmiş. Vivtoria hep onunlaymış.
Sanırım bende kendimi tanıtsam iyi olacaktı.
Jm-Ben Jimin. Park Jimin...
Benim hakkımda ne söyleyeceğini gerçekten merak etmiştim ama bir şey söylememişti. Gerçekten Victoria benimle ilgili bir şey anlatmamışmıydı.
Diğerleride merakla bekledikleri için bir şey söylemeyince hepsi diğer kişinin kendini tanıtmasını söylemişti.
-Jimin....
İsmimi söylediğinde hemen sakince adama odaklanmıştık.
-Sen cesur çocuksun değil mi? Victoria sana böyle derdi.
Yüzüme yayılan gülümsemeyle Vüctoria'ya bakmıştım ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu.
Adam başka bir şey söylememişti ama yüzünde tatlı bir gülümseme oluşmuştu.
Sırayla herkes kendini tanıttıktan sonra birlikte yemek yemiştik. Çok sessiz biriydi. Yemek sırasında hiçbir şey konuşmamıştı.
Masadaki herkes oldukça ciddi gözüküyordu.
Yemeklerimiz bittikten sonra aslında bu gece gitmemiz gereken o görevi konuşmaya başlamıştık. Yaşadığımız sorundan dolayı mecbur yarına ertelenmişti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İki sarı kafa arasındaki farkı bulun
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
