Merdivenleri inerken farketmiştim ki hepsi koltuklarda oturmuş beni bekliyordu.
Onları çok bekletmek istemiyordum o yüzden hemen inerek yanlarına gitmiştim.
Beni gördüklerinde ne mi olmuştu? Hiçbir şey...
Hala yayılarak oturmaya devam etmişlerdi yerlerinden bir milim bile kıpırdamamışlardı. Yani en azından birazcık saygı göstergesi olarak doğrulsaydılar. Neyse anlaşılan onlardan saygı beklememeliydim.
Önlerindeki koltuğa geçerek yavaşça oturdum.
"Evet... nasılsınız?"
Jm-Artık şu sikik konuları atlasak ve biran önce önemli konuları konuşmaya başlasan diyorum. Dünden beri uyanığım ve her an bu odadaki birini boğazlayabilirim.
Jiminin sinirle bağırmasıyla içten içe gülsemde dışarıya belli etmemeye çalışmıştım. Anlaşılan bana çok kızgındı.
"Tamam. O adam hakkında hangi bilgilere sahipsiniz. Jimin bu konuda en bilgili kişinin sen olduğunu söylmiştin"
Jm-Konuşması gereken ben, ya da biz değiliz sen konuşmalısın.
Neden konuşmamak konusunda bu kadar direniyorlardı ki? Zaten ne bilip bilmediklerini biliyordum.
"Peki. O zaman iyice dinleyin
M.L diye aradığınız o adamın gerçek ismi Leo. M. L demelerinin nedeni Mr. Leo bazen Mr. Lee diye de kendini tanıtıyor. En yakınında sağ koluda diyebileceğiniz çok güçlü biri var. Bahsettiğim güç sadece fiziksel değil. Çok akıllı biri. İsmi Neom 1.80 boylarında. Genellikle siyah eldivenler kullanır. Bunun sebebi elindeki damga. Kızgın demirle yapılan bir damga izi var.
Genelde onu tanıyanlar bu özelliğini çok iyi bilir. Etrafındaki diğer çalışan adamları durmadan değiştirir. Kendiyle hep kalan sağ kolu dışında sadece bir kaç adam var. Size şimdilik söyleyeceğim şeyler bunlar"
Konuştuğum sırada beni bölmeden sonuna kadar dinlemiştiler. Şimdi verecekleri sorulardan inanıp inanmadıkları anlaşılacaktı.
Jm- Diyelim ki sana inandık o zaman mantıken bu soruyu sormalıyız. Onun hakkında bu kadar bilgiye nasıl sahipsin? Üstelik sağ kolunun elindeki sakladığı damga izine kadar nasıl bilebilirsin? Bunları bilmek için onları yakından görmen gerekiyor.
Güzel bir soruydu. Sonunda mantıklı bir soru sorduğu için mutlu olmuştum ama bakalım cevaptan memnun olacak mıydı?
"Aslında bunun cevabını söylediğimde size çok büyük bir sırrımı paylaşmış olacağım. Umarım benim size olan güvenimi boşa çıkarıp beni satmazsınız. Herneyse...
Biliyorum çünkü Mr. Lee benim babamdı"
Nj-Neee?
Hepsi biranda beni öldürecekmiş gibi bakmaya başlamıştı.
Jaebum sinirle üzerime yürüyerek yakamdan tutup ayağa kaldırmıştı.
Jb-Sen bizimle oyun mu oynuyorsun? Gerçekten artık seni öldüreceğim hemde kendi ellerimle. Size yardım edeceğim diyorsun ve sonra o adam benim babamdı diyorsun.
"Elini üzerimden çek. Güzelce uyarıyorum"
Sinirle yakamdan tutup kendine doğru çekerek kan çanağına dönmüş gözlerini üzerime dikmişti.
Jb-Bırakmıyorum. Ne yapacaksın?
"Üzgünüm... Jaebum"
Cebimdeki şırıngayı koluna sapladığım anda önümde yere yığılmıştı.
Nj-Ne yaptın ona. Söyle hemen.
"Sadece aşırı doz uyku ilacı. Şuan uyuyor. Merak etmeyin kötü bir şeyi yok. Onu uyardım ve beni dinlemedi"
Jackson Jaebum'u kollarından tutarak az önce oturdukları koltuğa yatırmıştı. Kendi suçuydu ve şimdi hiçbir şeyi duyamayacaktı.
Jm-Neden babanı öldürmek için bize yardım edesin ki? Neden?
"Çünkü o adam gerçek babam değil. Bakın bunlar çok uzun hikaye ve hepsini size anlatmam imkansız"
Jm-Bence bizim oldukça çok zamanımız var. Haa ne dersin?
Kollarını bir birine geçirerk umursamazca koltukta rahat bir pozisyon almıştı.
"Tamam ama eğer biriniz söylediğim şeyleri gizli tutmaz ve bu odadakiler dışında birine söylerseniz. Hepinizi öldürürüm. Çok ciddiyim ve umarım ciddiyetimin farkındasınızdır"
İşte sarı kafa😂😂😂
Bu resim insta'dan zaten çizen sayfanın ismi yazıyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil•GANGSTA✦ℙ𝕁𝕄✦ +18
Fanfiction+Sen katil değilsin Jimin. Sen hepimiz gibisin. -Yanılıyorsun ben acımasız bir katilim ve bu benim işim unuttun mu? Hepimizin bir görevi var. Plan yapmak, araştırmak, bulmak, ve benimki öldürmek. Gerekirse hiç acımadan seni de öldürürüm... ✦ +Anlam...