Merhaba arkadaşlar... Uzun zaman sonra tekrar burdayım. İyi okumalar.
Küçük pencereden tam yüzüme vuran güneş ışıklarıyla gözlerimi açmıştım. Jimin sırtını dönmüş dizlerini kendine çekerek uyuyordu. Bu uyuma pozisyonunu çok iyi biliyordum.
Korktuğun zaman kendi kendine bir kalkan pozisyonu almaktı. Kötülüklerden kendini koruma şekliydi.
Elimi yavaşça sırtına koyarak ona geçmişte belkide günlerce acı yaşatan yara izlerinin üzerinde gezdirmiştim. Ona dokunduğum zaman nedense hep kendi yaşadıklarım aklıma geliyordu. Sanki iyi ve kötü yanlarıyla onda kendimi bulmuştum.
Kııpırdandığında uyandığını anlamamla durmuştum. Yavaşça bana doğru dönerek gözlerini açmıştı.
"Uyanmışsın"
"Hıhı uyandım"
Az önce gözlerini açmış mı demiştim. Sanırım yeni uyandığında bir süre bu şekilde gözlerini çok minicik açarak bakıyordu.
"Bir şey mi oldu? Üzgün gibi duruyorsun Victoria"
"Hayır. Ben iyiyim"
Elimi yanağına koyarak baş parmağımla yüzünü okşamıştım. Hemen gözlerini kapatarak göğsüme sokulmuştu.
"Söylesene Victoria bu kadar narin vücutta nasıl bu kadar acı, nefret, güç ve cesaret barındırabiliyorsun"
Gülümseyerek saçlarını yavaş yavaş okşamıştım. Yeni uyandığı için sesi oldukça tatlıydı ve bu sakin halini sevmiştim.
"Bilmem. Belkide inanmakla. Daha iyisini yapabileceğine inanmak ve çok ama çok çalışmakla"
"Hatırlıyor musun sana karşı ne hissettiğimi sorduğunda bilmiyorum diye yanıtlamıştım"
"Ahhh evet hatırlamaz olur muyum?"
Kollarını belime sararak bacaklarımı kendi bacaklarının arasına almıştı. Anlaşılan konuşmadan önce rahat bir pozisyon almak istiyordu.
"Ben seni beğeniyordum. Yani sana ve yaptığın o şeylere hayran kalmıştım. O yüzden gerçek duygularımdan emin olmak istemiştim. Yani bunların sadece bir hayranlık mı yoksa aşk mı olduğunu öğrenmek istemiştim. Ve sanırım anlamam çok sürmedi. Seni Seviyorum bayan bilmiş"
"Bende seni seviyorum sarı kafa... ahhh yani artık sarı kafa değilsin"
Güldüğünü duyduğumda sevinmiştim. Mutlu olmayı hakediyordu. Hepimiz mutlu olmayı hakediyorduk.
"Bizi merak edebilirler. Geç olmadan gitsek iyi olacak Jimin"
"Sorun değil. Merak edecekleri en son kişileriz. Şuan bir yerlerde didiştiğimizi düşünüyorlardır"
Haklıydı hatta bizim birlikte olmamız bile onlara göre imkansız gibi bir şeydi.
"Yalnız biliyor musun? Düşündüğümden daha güzelmiş"
Gülümseyerek başını kaldırıp yüzüme bakmıştı.
"Ne o düşündüğünden daha güzel olan şey?"
"Seninle yatmak"
"Ahhh salaksın Jimin"
Yastığı kafasına geçirerek hemen arkamı dönmüştüm. Anında belime sarılarak kendine doğru çekmişti.
"Hadi ama kabul et güzeldi"
"Ben bir cevap verene kadar sormaya devam edeceksin değil mi?"
"Tabi ki soracağım. Hemde hiç bıkmadan"
"Tamam kabul ediyorum"
Ellerini belimden çektiğinde arkama dönerek ne yaptığına bakmıştım. Bana arkasını dönerek uzanmıştı.
"Jimin, bu durumu diğerlerine nasıl açıklayacağız"
Bir süre sessizliğin ardından dönerek bakışlarını tavana dikmişti.
"Bilmem. Yani açıklama yapmak zorunda mıyız? Sonuçta bu ikimizin arasında olan birşey"
"Haklısın ama onlardan saklayacak değiliz. Fakat biranda söylersek nasıl karşılarlar?"
"Hiçbir sorun olmaz. İnan bana. Tamam çok şaşırabilirler ama bence onlarda aramızdaki çekimi hissetmiştir"
"Yaaa aramızda çekim vardı demek Jimin?"
Bana dönerek gülümsemişti."Sence yok mu? Her an birbirimizi boğazlıyorduk. Bu da bir tür çekim"
"Kaşınan sendin Jimin"
"Aslında kaşınan değilde direkt saldıran bendim sanırım. Ama kendimce nedenlerim vardı"
Battaniyeyi boynuna kadar çekerek gözlerini kapatmıştı. Anlaşılan bu uykucu kaç gündür uyuyamadığı için bu gün tüm gün uyumayı düşünüyordu. Maalesef buna izin veremezdim çünkü geri dönmemiz gerekiyordu.
"Hadi kalk Jimin. Gitmemiz gerekiyor. Biliyorsun halletmemiz gereken önemli şeyler var"
Yüzü biranda düşmüş ve bıkkınca üzerindeki battaniyeyi kaldırmıştı.
Ayağa kalkarak kendi kıyafetlerini alarak giyinmeye başlamıştı.
Bende birşey söylemeden ayağa kalkarak odanın içine dağılan kiyafetlerimi aldım. Yatağın üzerine bırakarak giyinmek için arkamı döndüm.İç çamaşırlarımı giydiğimde etraftaki sessizlik garip gelmişti. Yavaşça arkaya döndüğümde bacaklarını aralayıp koltukta oturarak beni izleyen Jiminle bir kaç saniyelik bakışmıştım.
Bir şey söylemeden önüme dönmüştüm. Tişörtümü aldığımda biranda belimi saran kolları içimi ısıtmıştı.
Bir eli sıkıca belimi kavrarken diğeri yavaşça yukarı çıkarak boynumda durmuştu.
Kulağıma yaklaşarak kısık sesle "bana bir söz ver" demişti
"Nasıl bir söz ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil•GANGSTA✦ℙ𝕁𝕄✦ +18
Fanfiction+Sen katil değilsin Jimin. Sen hepimiz gibisin. -Yanılıyorsun ben acımasız bir katilim ve bu benim işim unuttun mu? Hepimizin bir görevi var. Plan yapmak, araştırmak, bulmak, ve benimki öldürmek. Gerekirse hiç acımadan seni de öldürürüm... ✦ +Anlam...