Hemen odamdan ayrılarak salona indim. Fazla ses yoktu. Anlaşılan herkes kendince bir yerlerde takılıyordu. Namjoon'un az önce söylediği kapının önüne gelerek yavaşça tıklattım. Ses gelmeyince kapıyı açarak içeri girdim.
Minik kız pencerenin önünde oturmuş dışarıyı izliyordu. Bir kaç adım sonra beni fark ederek arkasına dönmüştü. Üzerinde bizimkilerden birinin tişörtü vardı. Saçlarını geriye iterek yavaşça oturduğu yerden kalkmıştı.
Yatağa oturarak yanıma gelmesini söylediğimde halsiz ve yavaş adımlarla yanıma gelmişti.
"Adın ne minik kız?"
"Hyerim"
Sesi o kadar boğuk ve zor çıkmıştıki sanki konuşmak bile istemiyordu.
"İsmin çok güzelniş Hyerim. Benim ismim Victoria"
Bir şey söylemeden zorla yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti ve üç saniye içinde o gülüş tekrar solmuştu.
Ayağa kalkarak Hyerim'in karşısına geçip yere oturdum. Ellerini avuçlarımın arasına aldığımda bakışlarını zeminden ayırarak ellerime bakmıştı.
"Biliyor musun Hyerim sen çok güçlü bir kızsın ve bundan sonra daha güçlü olacaksın. Senin yaşlarındayken bende çok kötü şeyşer yaşadım ama bak şuan hepsi geride kaldı. Sende çok iyi olacaksın"
Dudakları titreyerek gözlerime bakmıştı.
-Benim kimsem yok. Hepsi gitti tüm ailem öldü.
"Benimde kimsem yoktu Hyerim ama sen yalnız değilsin. Bundan sonra sen benim kız kardeşimsin. Benüm babamla da tanışmak ister misin? O çok sevecen biri seni çok seveceğine eminim"
-Peki diğerleri? Onlar kimdi? Beni kucağında taşıyan o adam kimdi?
Ellerimi minik pembe yanaklarına koyarak nazikçe yanaklarını okşadım.
"Onlar da senin abilerin. Bak gördün mü artık kocaman bir ailen var. Fakat sana çok önemli bir şey soracağım. Utanma tamam mı? Ben senin ablanım sonuçta"
Başını sallayarak minik parmaklarıyla oynamaya başlamıştı.
"O adam seni oraya yeni mi getirmişti? Demek istediğim sana kötü bir şey yapamadı değil mi tatlım?"
-Evet beni yeni bulmuştu. Çok üşüyordum. Bana battaniye vereceğini söylemişti. Sonra o yere götürdü. Kötü bir şey yaptığını anladığımda kaçamamıştım.
"Tamam, tamam canım. Gerisi önemli değil. Seni kurtardım ve artık kimse sana zarar veremeyecek. Bay Woo benim babam bundan sonra onunla ve evindeki tatlı insanlarla beraber yaşayacaksın. Bay Woo seni üzmeden bir kaç soru sorabilir. Korkma ona güven tamam mı?
Başını sallayarak tatlı bir şekilde beni onaylamıştı.
"Hadi odama gidelim. Hiç çocuk kıyafetimiz yok ama sana kendi kıyafetlerimden ayarlayacağım. Hatta beraber banyo yapalım sonrada elbiselerimizi giyerek yemek yiyelim tamam mı?"
Gözlerinde oluşan mutluluğu gördüğümde gerçekten çok sevinmiştim. Oşdukça utangaç ve çekingen bir kızdı. Bu onu daha da tatlı yapıyordu.
Kollarımı açarak sarılması için bekledim. Minik kollarını anında boynuma sararak kucağıma atlamıştı.
"Hadi bakalım. Eğlence başlasın"
Kucağıma alıp dans ederek odadan çıkardım. Kapıdan çıktığımda yanımıza doğru gelen Taehyung bizi öyle görünce o da dansımıza eşlik etmişti.
Küçük bir melodi mırıldanarak dans etmeye devam etmiştik.
"Taehyung yemekte küçük prenses için güzel şeyler söyleyin. Biz üzerimizi değiştirip geleceğiz.
Birlikte odaya çıkıp sevebileceği bir müzik açmıştım. Güzelce yıkadıktan sonra saçlarını kurutmuştum ve sıra elbiselerdeydi.
"Şimdi aklımda çok güzel bir fikir var. Benim eteklerimden biriyle sana elbise yapalım ne dersin"
Gülümsemiş ve başıyla onaylamıştı. Kısa eteklerimden birini alarak giyinmesine yardımcı olduktan sonra beline ince bir kemer bağlamıştım. Etek benim için dar fırfırlı ve uzun zamandır giymediğim bir etekti ama ona çok tatlı bir elbise gibi olmuştu.
"İşte bak bakalım kendine. Bak çok tatlı bir prenses oldun"
Hemen aynanın karşısına geçerek kendi yansımasına bakmıştı. Eteğin üzerindeki fırfırları oldukça sevmiş gözüküyordu. Etrafında dönerek onların havalanmasını izliyordu.
-Peki sen de prenses olmayacak mısın?
"Hmmm ben de mi prenses olayım?"
Başını tatlı bir şekilde sallayarak onaylamıştı.
"Tamam o zaman bende elbiselerimden giyineyim ve ikimizde prenses kardeşler olalım"
Seçim yapmak çok zor değildi zaten tüm elbiselerim siyahtı. Sade birini alarak hemen banyoya gittim. Göğsümdeki damgayı görmek onu üzebilirdi o yüzden üzerimi burda değiştirsem daha iyi olacaktı.
Üzerimdekileri çıkarak aldığım elbiseyi giyindim. Hmmm fena değildi genelde Bay Woo'yu ziyarete gittiğimde yada o yanıma geldiğinde elbise giyerdim.
Çünkü her an bir şeylerle karşı karşıya kalıyordum. Dövüşmek ve benzeri şeylerde elbise ya da etek hiç rahat olmuyordu. Bu yüzden genelde rahat şeyler giyinmeyi tercih ederdim ama bu gün bir istisna yapabiliriz.
"Evet nasıl olmuşum?"
-Çok güzel... ama o şeyleri o adam mı yaptı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil•GANGSTA✦ℙ𝕁𝕄✦ +18
Fanfiction+Sen katil değilsin Jimin. Sen hepimiz gibisin. -Yanılıyorsun ben acımasız bir katilim ve bu benim işim unuttun mu? Hepimizin bir görevi var. Plan yapmak, araştırmak, bulmak, ve benimki öldürmek. Gerekirse hiç acımadan seni de öldürürüm... ✦ +Anlam...